Ankara
Bahçelerindeki mantarı yiyen Çağlayan ailesinden anne ve baba hastanede tedavi altına alınırken, zehirlenmeye bağlı organ yetmezliği gelişen genç kıza, kardeşinden karaciğer nakledildi.
Karaman'da yaşayan Çağlayan ailesinden 3 kişi bahçelerindeki mantardan zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Ankara'ya getirilen anne ve kızı, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'nde tedavi altına alınırken, baba ise bulunduğu şehirde tedavi edildi.
Anne ve kızının durumuna ilişkin açıklama yapan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Meral Akdoğan Kayhan, yağışların çok olduğu ilkbaharın bitişi ve sonbahar dönemlerinde mantar zehirlenmeleriyle sık karşılaşıldığını söyledi. Kayhan, " Mantar zehirlenmelerinde yüzde 3 ölüm oranı mevcut, yani 100 kişiden 3 hastayı kaybediyoruz." dedi.
Zehirlenmelerin bir kısmının çok sık karşılaşılan besin zehirlenmesi, diğer bir kısmının ise böbrek ve karaciğer yetmezliğine yol açabilen daha ciddi bir durum olduğunu ifade eden Kayhan, bu durumda zamanında ve uygun tedavi yapılmadığında ölümcül sonuçlarla karşılaşılabildiğini vurguladı.
Kayhan, dünya genelinde 6 binden fazla mantar türü bulunduğunu ve bunlardan en az 100'ünün hayatı riske eden zehirli çeşitler olduğunu bildirdi.
Bunların içinde karaciğere zararlı olan toksin içeren mantar türlerinin yenilmesi halinde ağır klinik tablo ile karşılaşıldığının altını çizen Kayhan, bu durumda vakit kaybedilmeden hastaneye başvurulması gerektiğine dikkati çekti. Kayhan, "Hastaneye başvurulduğunda, öncelikle vücuda giren mantarın emilmesi engellenmeye çalışılır. Ayrıca mantar zehirlenmesinde yenilen mantarın cinsi ve miktarı da önem taşır. Kişinin genetik yatkınlığı ve kullanılan ilaçlar da zehirlenmenin şiddetini artıran faktörlerdir." açıklamasında bulundu.
"Kültür mantarı tercih edilmeli"
İlk bulguların besin zehirlenmesiyle benzer olduğuna işaret eden Kayhan, sözlerine şöyle devam etti:
"Klinik bulgular, mantarın tipine göre değişebilir, ancak en sık bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı görülür. Bazı mantarlarda ise nörolojik yan etkiler daha ön planda olur, gülme, kendini iyi hissetme, halüsinasyon gibi bulgular görülebilir.
Mantar yenildiği gibi şikayet gelişmesi halinde bu ciddi bir soruna neden olmuyor, ancak ilk 6 saatten sonra başlayan şikayetlerin ciddiye alınması ve hastaneye başvurulması gerekiyor. Başlangıçta klasik bulantı, kusma gibi şikayetler oluyor, ardından bir iyilik hali gelişiyor ve karaciğer yetersizliğine neden olabilen durum ise daha çok 2. ve 3. günden sonra ortaya çıkıyor. Hastanın rengi sararıyor, halsizlik oluyor."
Kayhan, bu durumla karşılaşılmaması için doğada bulunan mantarların tüketiminden kaçınılması ve kültür mantarlarının tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Doğadaki bir mantarın zehirli olup olmadığından kesinlikle emin olunamayacağı için her zaman temkinli davranılması gerektiğinin altını çizen Kayhan, "Çünkü aynı mantar, günün koşulları, yetişme yüksekliği, havadaki nem oranı ve başka faktörlerin etkisiyle farklı etkilere neden olabilir. Bu nedenle her zaman tereddütlü davranılmalı ve kültür mantarı tüketilmeli." uyarısında bulundu.
"Anne ve kızı Ankara'ya getirildi"
Mantar zehirlenmesine bağlı sağlık sorunu yaşayan ailenin hastanelerinde tedavi altında olduğunu anlatan Kayhan, aile fertlerinden 3 kişinin aynı mantarı yemesi sonucu hastalandığını ve Karaman'da yapılan ilk müdahalenin ardından sağlık durumları ciddi olan anne ve kızının Ankara'ya sevk edildiğini, babanın ise bulundukları ilde tedavi edildiğini söyledi.
Babanın sağlık durumunun iyi olduğu bilgisini aldıklarını aktaran Kayhan, şunları kaydetti:
"Baba, Devlet Hastanesi'nde izleniyor, müdahalenin ardından taburcu ediliyor. Anne ve kızı ise karaciğer testlerinde yükselme olması nedeniyle Ankara'ya getirildi. Şu an annenin, karaciğer testleri normale yaklaştı, nakil ihtiyacı olmayacak gibi gözüküyor ama 7 güne kadar etkilerle karşılaşılabileceğinden sıkı takip altında tutuluyor. Kızlarının ise cuma akşamı şuur kaybı, bilinç bulanıklığı gelişti ve karaciğer testlerinde ileri derecede bozulma olduğundan kız kardeşinden acil karaciğer nakli yapıldı."
"Nakil sonrası değerlerde düşme görüldü, uyaranlara cevabı var"
Hastanenin Organ Nakli Mesul Müdürü ve Karaciğer Nakli Sorumlu Uzman Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı da anne ve kızının hastanelerinde yoğun bakım servisinde yakın takibe alındığını anlattı.
Genç kızın karaciğer değerlerinin yüksek olduğu bilgisini veren Bostancı, nakil sürecine ilişkin şunları söyledi:
"Birinci gün toparlayacağını düşündük ama 2 saat sonra bazı değerleri ölçülemeyecek kadar yüksekti, birden bire bilinç bulanıklığı gelişti. Solunum da kötüleşince solunum cihazına bağlamak zorunda kaldık. Daha sonra hastaya acil karaciğer nakli kararı verildi. Beklerken kız kardeşinden nakil için uygun mu diye araştırmaları yaptık. 24 saat içinde ölçümleri yaptık ve uygunluğuna karar verildi. Pazar günü de hastamıza acil karaciğer naklini gerçekleştirdik.
Bu tip hastalar karaciğer yetmezliğine bağlı hayatını kaybediyor, 24 yaşındaki hastamız nakille hayata döndü. Nakil sonrası değerlerde düşme görüldü, uyaranlara cevabı var, takip ediliyor, iyiye doğru gideceğini tahmin ediyoruz. Verici olan kız kardeşi ise 19 yaşında, o da iyi şu anda."
Bostancı, ailenin artan mantarı kedilerine verdiğini, kedinin de 3 gün baygın yattıktan sonra şimdi iyi olduğu yönünde bilgi aldıklarını aktardı.
"Bizim yaşadığımızı Allah kimseye yaşatmasın"
Mantardan zehirlenen anne Türkan Çağlayan, evinin bahçesinde ceviz ağacının altına ektikleri havuçların yanında çıkan mantarları toplayarak pişirdiğini belirterek, "Bildiğimiz mantar diye topladım, kızım da pişirdi. Ben üç lokma aldım, babamız çok yemiş. Kalanını kızım Dilara'ya bıraktık. Eve geldiğimizde kalanını da kediye verdim." dedi.
Akşam yemeğinden sonra gece karın kasılması ve bulantı ile uyandığını anlatan anne Çağlayan, diğer aile fertlerinde de benzer bulguların olması üzerine hastaneye başvurduklarını söyledi. Çağlayan, "Karaman Eğitim Araştırma Hastanesi'ne geldik, gerekenleri yaptılar, bir gün yoğun bakımda yattık. Ardından kızım Dilara ve ben buraya getirildik." diye konuştu.
Kızının durumunun ağır olduğunu öğrendiğinde çok korktuğunu ifade eden Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karşı karşıya yatıyorduk. Allah kimsenin başına vermesin, hiç kimse doğadan mantar yemesin. Bu topraktan çıktı diye zararsız olduğunu düşünmesin ve yemesin. Artık güvenli mantarı bile yemem. Kızıma diğer kızımın karaciğerinden nakil yapıldı. Hem çok sevinçliyim hem çok üzgünüm. Bizim yaşadığımızı Allah kimseye yaşatmasın."