Gökova'daki cennet köşelerinden, 8 motel-pansiyon, 5 market ve 12 restoran- kafenin bulunduğu 15 lira ücretle girilen Akbük Koyu'nda yaşanan susuzluk, tatilcilerin tepkisini çekti. Yaklaşık 1.5 km uzunluğundaki plajda, koyun içindeki azmak denilen dereden ve römorkunda tanker bulunan traktör ile turizm yapılmaya çalışılması eleştirildi. Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürü Baki Ülgen, Akbük Koyu'nda yaşanan su sıkıntısıyla ilgili bilgi verdi. Akbük'ün 1'inci Derece Doğal SİT alanı olması nedeniyle Özel Çevre Koruma (ÖÇK) tarafından su ve altyapı hizmetleri için izin verilmediğini söyleyen Ülgen, "Birkaç ay önce Orman ve Su İşleri Bakanlığı üst düzey bürokratları tarafından burada yerinde inceleme yapıldı. Yaşanan sıkıntıyı anlattık. Ve su ile altyapı hizmetlerinin getirilebilmesi için bölgenin ikinci veya üçüncü derece doğal SİT alanına çıkarılması için çalışmalar devam ettiğini biliyoruz. Biz böyle bir turizm bölgesine hem su hem de gerekli altyapı hizmetlerinin götürülmesi için hazırız, resmi prosedürlerin tamamlanmasını bekliyoruz. Bölgede çok sayıda yerli ve yabancı turist var ne kadar sağlıklı olduğu şüpheli bir taşıma ile yaşanabilecek olumsuzlukların turizme olumsuz yansımasını istemeyiz" dedi.
ŞEBEKE 6 YILDA 200 METRE İLERLEMEDİ
Babası ile birlikte 26 yıldır Akbük koyunda Altaş Restoran ve Pansiyon'un işletmeciliğini yapan 36 yaşındaki Öner Altaş, "İlk yıllarda birkaç balıkçı ve günde gelen 30-40 kişi ile turizm yapardık. Ama artık Akbük büyüdü, oteller restoranlar marketler oldu. Günde 4-5 bin kişi tatil yapıyor. Muğla İl Özel İdaresi tarafından su şebekesi 200-300 metreye kadar getirildi. Ancak koyun 1'inci derece doğal SİT olması yüzünden ÖÇK tarafından izin verilmemesi nedeniyle su şebekesi için gerekli çalışma yapılamıyor. Bu nedenle taşıma su ile yani traktörlerle 6 km uzaklıktaki Kultak ve Hayıtlı mahallelerinden suyu taşıyarak getiriyoruz. Taşıma su ile turizm olur mu ama oluyor. Çaresizlik içerisindeyiz" dedi.
BÖLGE YERLİSİ SUYA HASRET
Akbük Koyu'nda doğan evli, üç çocuk ve sekiz torun sahibi 85 yaşında Hatice Yıldız, "Anam beni burada doğurdu. Burada büyüdüm. Başka bir yer bilmem. Doğduğum günden beri burası susuzluktan kırılıyor. Yıllarca çamaşır ve bulaşıklarımızı derede azmakta yıkadık. Halen su yok. Danamı sattım, römorkunda tanker bulunan traktör aldım. Ölmeden buraya suyun geldiğini göremeyecek miyim? Benim anamın çektiği çileyi çocuklarım çekmesin demiştim olmadı. Bari torunlarımız bu çileyi çekmesin suyu getirsinler" dedi.
TATİLCİ SUYUN OLMADIĞINA İNANAMADI
Macaristan'ın Budapeşte kentinden eşi ve kızı ile birlikte tatile gelen Fitness Eğitmeni 48 yaşındaki İldiko Bakros, iyi Türkçe'siyle "Tatil için Akyaka'ya geldik. Denizden çıkınca duş almak istedik ancak, duş ve suyun akmadığını geleceğini söylediler. Tuzlu kalmak istemiyoruz. Böyle bir yerde girerken ücret alınıyor ama hizmet verilmiyor. Güzelim turizm bölgesine bu susuzluk manzarası yakışmıyor. Burada suyun olmadığına inanamıyorum" dedi.
MARKET SUYUYLA DUŞ
Denizli'den kuzenleri ile birlikte tatile gelen Fatma Özen, "Buraya girerken ücret alıyorlar. Yani devlet burayı bilerek kiralamış, işletmeci de devlet te para kazanıyor ama hizmet verilmiyor. Su olmadığını, duş alamayacağımızı öğrenince şoke olduk. Marketten su alarak duşumuzu alacağız. Turizm bölgesine bu manzarayı yakıştıranlar düşünsün" dedi.
TURİZM SKANDALI TEPKİSİ
İzmir'den tatile gelen evli ve iki çocuk babası eski milli basketbolcu 44 yaşındaki Ali Benli, "Çocukları çeşmenin altında hortumla yıkamak zorunda kaldık. Suyun nereden geldiği ne kadar hijyenik olduğu belli değil. Sürekli traktörler bir yerlerden su taşıyarak depolara dolduruyor. Suyun alındığı yer, konulduğu depolar ne kadar hijyenik belli değil. Burada günde 5 bin kişi denize girip duş alıyor. Yani halkın sağlığı Allah'a emanet. Aslında bu tam bir turizm skandalı. Böyle bir cennette devlet olarak para kazanacaksın ama hizmette ise Özel Çevre Koruma (ÖÇK) bahanesiyle suyu vermeyeceksin, skandal ötesi" dedi.