İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği tarafından “Yeni Türkiye Konferansları ve 6. Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa” konulu konferans düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda düzenlenen konferansa; TBMM Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Balcı ve çok sayıda davetli katıldı.
“YENİ ANAYASA ÖNCE İNSAN DEMELİDİR”
Konferansta konuşma yapan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, adaletten ayrılmamanın önemine dikkat çekerek, “Bence yeni Türkiye adil bir Türkiye olmalı ki yeni Türkiye olsun. Kaybımız adaletten uzaklaşma olmuştur. Devletle millet kaynaşmalıdır. Yeni anayasa önce insan demelidir. Devlet vatandaşın hizmetindeki bir örgüt olmalıdır. Bizde anayasalar tersine, devleti koruyan anayasalar olmuştur. Bunu millet istediği gibi yazar, kalemi alır ve yayınlar. Çünkü kendini bağlayacak, yönetecek ya da kendine hürriyet tanıyacak kendisi tespit edecek. Yok kurucu irade şöyle dedi, yok kurucu irade böyle dedi, denmez. Kurucu irade milletin ta kendisidir” diye konuştu.
“BÜTÜNÜNÜ KAYBEDEN BİR ANAYASA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Anayasanın değişmesi gerektiğini ifade eden Kahraman, “Bir başlangıç kısmı var, üzüyor beni. 34 tane ‘ve’, 22 tane ‘virgül’, 7 tane ‘noktalı virgül, ’7 ‘paragraf’ ve bir ‘nokta’. 2 sayfa süren bir başlangıç kısmı. Dünya anayasalarında böyle bir başlangıç yok. Lisanı da güzel değil. Birinci kısmında hüviyeti verir, maddenin hemen ikinci kısmında, ancak, şu kadar ki, fakat ki der hüviyeti geri alır. Niye, çünkü bir darbe anayasasıdır. 61’de böyledir, 82’de böyledir. 1982 Anayasası’na geliyoruz. 113 maddesi değiştirilmiş. 177’de 113 değişirse yüzde kaç değişir, yüzde 63.6 değişir. Yüzde 63.6’sı değişmiş bir anayasa. Yamalı bir bohça, uymuyor. Bütününü kaybeden bir anayasayla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.
“LAİKLİK YENİ ANAYASADA OLMAMALIDIR”
Geçerli olan 1982 Anayasası’nda Allah lafzına hiç rastlanmadığını bildiren Kahraman, "Dediğimiz gibi bu anayasanın herhangi bir yerinde Allah lafzına rastlanmıyor ama anayasalar inanca göre tasnif edildiğinde bu 1982 Anayasası da 1961 Anayasası da dindar anayasalardandır. Neden mi? Diyanet İşleri Başkanlığı idare içerisinde vardır. Resmi tatiller, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, din dersi zorunludur ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik zaten yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada 3 anayasada laiklik vardır. Bunlar Fransa, İrlanda ve Türkiye’dir. Tarifi de yok. İsteyen bunu istediği gibi yorumluyor. Böyle bir şey olmamalı. Bir gazete benim için birlik olarak benim için bir anayasa metni hazırladılar. Laiklikten hiç bahsetmiyor. Evet, herkes dini inancında, bunu yaşamada ve ifade etmekte hürdür. Fransa’daki anlayış da bu. Allah demeyeceksiniz, Allah Allah. Ölürken mi diyeceksiniz. Bizde şöyle bir durum var. İslam’a göre doğuyorsunuz, kulağınıza ezan okunuyor. İsviçre Medeni Kanunu’na göre büyüyor, evleniyorsunuz. Alman Ticaret Kanunu’na göre ticaret yapıyorsunuz. İtalya Ceza Kanunu’na tabisiniz. Ama öldüğünüz zaman yine musallaya konuluyorsunuz, yine besmele çekilip yolcu ediliyorsunuz" dedi.
Program sonunda ise İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Balcı, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a, Türkiye’nin ilk anayasası Kanun-i Esasi’nin yapılması hakkında ferman veren Abdülhamid Han’ın fermanının orijinal bir basımını hediye etti.
(İHA)