Lice'nin Kayacık Köyünde 28 Haziran 2013 günü kalekol protestosu sırasında Medeni Yıldırım'ın vurularak öldürülmesine ilişkin sanık er 23 yaşındaki Adem Ç.'nin, 'Haksız tahrik altında olası kastla adam öldürme' suçundan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Tutuksuz yargılanan sanık er Adem Ç.'nin Kocaeli'nden SEGBİS sistemi ile katıldığı davanın ilk duruşmasını Taksim Dayanışması, Gezi Gazi ve Şehitleri Platformu, Gezi Parkı Derneği, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, Mehmet Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş, HDP Milletvekili Feleknas Uca ve Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanı Selma Irmak da izledi. Duruşmaya katılan avukatların cübbelerine öldürülen Baro Başkanı Tahir Elçi'nin fotoğrafını takarak çıkmaları dikkat çekerken, SEGBİS sisteminde sorun çıkması nedeniyle uzun süre sanığın ifadesi alınamadı.
TWİTTER GERGİNLİĞİ'NDE EMO BAŞKANI GÖZALTINA ALINDI
Duruşmada ilk olarak Cumhuriyet Savcısı tarafından sanığın yüzüne karşı iddianame okundu. İddianamenin okunması sırasında izleyici sıralarından bazı kişilerin mahkeme heyetinin fotoğrafını çekerek Twitter'a yüklediği bilgisi üzerine gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı izleyicileri daha önce kamera çekiminin yasak olduğu konusunda uyardığını belirterek, "Kamera yasak dedik, sosyal medyada paylaşım yaptınız. Şu anda hepiniz şüpheli konumundasınız. Çıkışta telefonlarınızı toplasak hoş mu olacak? Mahkemeye saygılı olmayan, hiç bir şeye saygılı olmaz" dedi.
Sanığın ifadesinin alınması sırasında izleyici sıralarında yine kamera kaydı yapıldığını fark eden Mahkeme Başkanı, sert tepki gösterdi. İzleyicilere dönerek, "İlle arama mı yaptıralım, bunu mu istiyorsunuz? Bizi ne hale getirdiğinizin farkında mısınız' diyen başkan, salonun boşaltılmasını istedi. Bu sırada araya giren avukatlar ile başkan arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Tartışma sırasında salonun önüne polisler gelirken, avukatların talebi üzerine Mahkeme Başkanı, salonda bulunan polisleri dışarı çıkardı. Salonda bulunan Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin de telefonla görüntü çektiği gerekçesiyle polis tarafından dışarı çıkarılarak gözaltına alındı. Metin'in Yenişehir Polis Merkezi'ne götürüldüğü öğrenildi.
JÖH TİM KOMUTANI "AYAKLARINA SIKIN" DİYE BAĞIRIYORDU
Duruşmada daha sonra ifadesi alınan sanık er Adem Ç., o gün olay olacağı haberinin daha önce karakola geldiğini ifade ederek, "Takviye birlikler gelmişti. Karakol komutanı grupla görüşmeye gittiğinde ben 6 nolu kulede nöbetteydim. Benim olduğum yerden Medeni'nin vurulduğu yeri gören bir nokta yok. Biksi silahı Medeni'nin vurulduğu yeri görmüyordu. Orada 200 kişi vardı. Eğer ben biksi ile ateş etsem daha fazla insan ölebilirdi. Orada yeni uzman çavuş olmuş biri vardı. Trafo yandığını söyleyince, 'Ayaklarına ateş edin' diye emir verdi. Bir Üsteğmen 'Sıkın sıkın' diye emir verdi. JÖH timinin komutanı da bağırarak 'Ayaklarına ateş edin' emri verdi. Ben buna rağmen sıkmadım. Bu olaydan dolaşı şaşkına döndüm. Biksi silahı ile karakol kurulduğundan beri ateş edilmemiş. Zaten olay sırasında molotof atılıyordu. Benim o siyah dumanda ateş etme şansım yoktu. Benim olduğum biksi silahın Medeni'nin olduğu yeri görmesi imkansız"dedi.
HİÇ ATEŞ ETMEDİM, BUNUN İÇİN KARAKOLDA ALAY KONUSU OLDUM
Olay sırasında kendisinin hiç ateş etmediğini söyleyen sanık Ç., "Medeni'nin bulunduğu taraf bana göre kör nokta. Medeni benim silahımın atış alanında değildi. Ben hiç ateş etmedim. Olaydan sonra ateş etmediğim için karakolda alay konusu oldum. Benimle dalga geçtiler. Bu olaydan dolayı ailemle birlikte sıkıntıya girdim ve işimden atıldım. Bu olay benim hayatımı kararttı. Karakol komutanının emrine uymayıp, ateş etmediğim için bunlar oldu" dedi.
O GÜN JÖH GELMESEYDİ ÖLÜM OLMAZDI
Olay sırasında karakolda en çok JÖH timlerinin olduğunu belirten sanık Ç., "Karakol komutanı ateş emri verdi. 'İnsanların ayaklarına sıkın, ayaklarına sıkın' diye bağırıyorlardı. Mazgallardan şarjörünü boşaltmayan yoktu. Herkes en az 3 şarjör sıktı. Tüm kulelerden ateş açıldı. 4 nolu kulede uçaksavar vardı, o bile çalışmış. Buna rağmen ben ateş etmedim. Ben kuleden aşağı inip, yukarı çıktığımda Biksi'nin yönü aynıydı. Bu olayı tetikleyen JÖH timleriydi. İnsanlar gelirken gaz ve mühimmat attılar. Emin olun ki o gün karakola JÖH gelmezse ölüm olmazdı. Çünkü bizim karakolun köylülerle ilişkisi iyiydi. Onların sahasında maç yapıyorduk. Onlarla çok iyi anlaşıyorduk. Herkes bizi seviyordu. Bizim köylülerle hiç bir sıkıntımız yoktu. Olaydan sonraki gün Medeni'nin tabanca ile vurulduğu söylendi. Komutanla çıkıp dedektör ile tabanca mermisi aradık. Komutanın grupla görüşmesi sırasında olaylar başladı. O sırada yüzü kapalı 2 kişi geldi. Taş atılınca komutan koşarak karakola girdi. Sonra çadır yakıldı. JÖH timleri de mühimmat yakmaya başladı. 'Ayaklarına sıkın' emri gelince ateş etmeyen kalmadı"diye konuştu.
HEDEF ALARAK VURDULAR
Daha sonra söz hakkı verilen Medeni Yıldırım'ın annesi Fahriye Yıldırım sanığın söylediği her şeyin yalan olduğunu öne sürerek, "Nöbet kulübesinin önü boşluktur. Medeni'nin öldüğü yer onun hedefindeydi. Medeni arkada duruyordu. Onu hedef alarak vurdular. Hepsinden şikayetçiyim" dedi.
AVUKATLAR SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Duruşmada söz hakkı verilen Medeni Yıldırım'ın ailesinin avukatları Reyhan Yalçındağ Baydemir, Kezban Yılmaz, Gülşen Özbek, Yunus Muratakan ise alınan ifade ile yeni bir soruşturma süreci başlaması gerektiğini ifade etti. Avukatlar, "Sanık çok kez JÖH timlerinden bahsetti. İddianamede haksız tahrikten söz ediliyor. Olayları sadece izleyen birine ateş edilmesi haksız tahrik olamaz. Rütbeliler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve sanığın tutuklanmasını istiyoruz. Komutanlar hakkında soruşturma başlatılsın. Sanığın beyanları bile çelişkilidir. Ayrıca sanığın telefonunda bulunduğunu söylediği görüntü kayıtlarına el konulsun. Gezi'de başlayan ve halen devam eden kolluk kuvvetlerinin eylemleri var. Duvarlara JÖH burada yazıyorlar. Halen iş üstündeler ve işlerine devam ediyorlar. 2012 yılında bunlar mahkemelere getirilseydi bugün çocuklar katledilmeyecekti. Resmi kurumlar bu dosyanın kapatılması için ciddi çalışma yürütmüş. Savcı bütün herkesi eleyip bir askeri sanık yapmış"dedi.
Kısa bir ara veren mahkeme, olay sırasında karakolda bulunan rütbeli komutanların tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.