USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Meral Akşener: 14 Mayıs'ta tarih yazacağız!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ATO Congresium'da düzenlenen İYİ Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı'na konuştu.

Meral Akşener: 14 Mayıs'ta tarih yazacağız!
16-04-2023 14:54
16-04-2023 14:57
Google News

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

14 Mayıs'ta tarih yazacaklara selam olsun. Her daim iyilerden yana olanlara selam olsun. 

Yıkık bir ülkeyi uçurumun kenarından çekip çıkaranlara selam olsun. Bir çift mavi gözün peşinden istiklale koşanlara selam olsun. Tüm zorluklara, imkansızlıklara, acılara rağmen bu cennet vatanda bu güneşin altında bizleri bir araya getiren o büyük destana, o şanlı cumhuriyete şükürler olsun. 

Ne yazık ki bugün Türkiye'de bize geçmişimizi unutturmak isteyenler var. Bizi 20 yıllık bir kısır döngünün içine sıkıştırmak isteyenler var. Tarihimizi küçümseyerek kendini büyütmek isteyenler var. Cumhuriyet değerlerimizi yok sayanlar var. Ne yazık ki bugün Türkiye'de tarihin yüz karası, vicdanı kin karası, ahlakı da günah karası olan ciddiyetsiz, beceriksiz ve yüzsüz bir iktidar var. 

Derdine derman bulmaya çalışan aziz milletim sakın endişelenme, bak iyiler var. Hayatı hiçe, varlığı yok sayılan, kendine biçilen ömrü yaşamaya zorlanan kız kardeşlerim sakın umudunu kaybetme, bak burada iyiler var. 

Atılan onca iftiraya rağmen biz hala buradayız. Kurulan onca tuzağa rağmen biz hala buradayız. Çevrilen onca dümene, barikatlara hatta kurşunlara rağmen biz hala buradayız. 14 Mayıs'ta tarih yazacağız. 

"İNSANLARIMIZI YAŞATAMADILAR"

Kahramanmaraş'ta, Adana'da, Diyarbakır'da, Gaziantep'te, Osmaniye'de, Şanlıurfa'da, Kilis'te, Malatya'da insanlarımızı yaşatamadılar. Mesela Recep Bey çıktı, 'Kader planı' dedi. 'Ölüm bu işin fıtratında var' dedi. Hatta daha dün Hatay'da daha da ileri gittiler 'Bu depremde rahmet var' dediler. Bunu diyecek kadar ölçüyü kaçırdılar. Sonuç ne oldu? Ne sellerde, ne depremlerde ne maden facialarında insanlarımızı yaşatamadılar. 

Mesela 'Ya davulcuya ya zurnacıya' dediler, 'Kadın evinin süsüdür' dediler, 'O saatte orada ne işi varmış' dediler, 'Kadının karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmeyeceksin' dediler. Hem de bunu hakimler dedi, hakimler! Sonuç ne oldu? Ceren'leri, Özgecan'ı, Şule'yi, Pınar'ı, Emine'yi, Dilara'yı, Raziye'yi ve daha nice kadını yaşatamadılar. 

Mesela vicdanların sesini hiç duymadılar. Çaresizliği hiç tatmadılar. Ranttan, sefadan, lüksten asla vazgeçmediler. Sonuç ne oldu? Cebine 50 lira sıkıştırmaya çalıştıkları Dilek Özçelik'i yaşatamadılar. Kanserine çare isterken cebine 50 lira koydular! 

Umutsuzluğa hapsettiler. Sesini duymadılar. Yardımına koşmadılar. Sonuç ne oldu? Sözüm ona özel yurtların insafına bıraktıkları Enes Kara'yı yaşatamadılar. 

"YARGI SÜREÇLERİNE MÜDAHALE ETTİLER"

Başkentin göbeğindeki alçak bir suikastı görmezden geldiler. Katilleri, azmettiricileri, alçaklığa ortak olanları bilmezlikten geldiler. Yargı süreçlerine müdahale ettiler. Gencecik bir akademisyenin kanını yerde bıraktılar. Yani Sinan Ateş'i de yaşatamadılar. İşte tam da bu nedenle bizler bugün buradayız. Dimdik, omuz omuza ayaktayız. Çünkü devletimizin beceriksiz bir iktidarın elinde içine düşürüldüğü bu acizliği reddediyoruz. 

Cumhuriyetin ikinci asrında yaşatan bir Türkiye'yi ve yeni bir toplumsal sözleşmeyi vadediyoruz. Çünkü biz gerçek bir huzur ve refahın tam ve kamil bir demokrasiden geçtiğini görüyor ve biliyoruz. 

Toplumsal sözleşmemizin ilk unsuru adalet. Adalet, devletin merhametli eli, milletine hak ettiği yaşam standartlarını sunma erdemidir. Özünde ise milletin özgürlüğü ve eşitliği vardır. Ancak bugün burada sadece adliye koridorlarındaki adaletten bahsetmiyoruz. Demokratik bir hukuk devletinde adalet anlayışı insanlara sadece yasalar önünde eşitlik sunmaz. Aynı zamanda vatandaşların hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için karşılarına çıkan engelleri kaldırır. 

Adaleti sadece bir süs, bir kılıf, bir silah olarak kullanıyorlar. Çünkü adaleti keyiflerine göre yön verebilecekleri bir oyuncak gibi görüyorlar. Çünkü adaletin dönüp dolaşıp en çok kendilerine lazım olacağını unutuyorlar. 14 Mayıs'tan sonra milletimizin sandıkta uğurlayacağı Recep Bey ve arkadaşlarına da adil davranacağımıza söz veriyoruz. 

Türkiye artık karnı aç, mutsuz çocukların ülkesi olmayacak. Bugün ülkemizde sevginin yerine nefret saygının yerine öfke ekiliyor. Milli birliğimiz ve beraberliğimiz günbegün zayıflatılıyor. İnsanlarımız ayrıştırılıyor, kamplaştırılıyor. 

Saygının kalmadığı, empatinin olmadığı ülkede milletçe yaşam mücadelesi veriyoruz. AKP iktidarının keyfine göre bir gün hain ilan ediliyoruz, bir gün terörist ilan ediliyoruz, bir gün şükürsüz ilan ediliyoruz, bir gün nankör ilan ediliyoruz. Hatta gün geliyor bu ülkenin kadınları olarak sürtük bile ilan edilebiliyoruz. Peki sonra? Aslında sonrası yok. Milletçe haklı olmamıza rağmen tehdit edilen bizler oluyoruz ama her seferinde mağdur olan, enteresan bir biçimde Recep Bey ve arkadaşları oluyor. Kıyamam. Her konuda mağdur oluyorlar. Sürekli bir incinmişlik, alınmışlık, rencide olmuşluk. Gerçekten ibretlik bir durum. Mesela onlarla aynı düşünmediğimiz için sürekli mağdur oluyorlar. Mutlu olmaları için aynı düşünmemiz lazım. Harami düzenlerinin önünü kestiğimiz için fevkelade mağdur oluyorlar. Gençler fikirlerini özgürce söylemek istiyorlar. Bu durumda hapse atılan gençler değil, Recep Bey ve şürekası mağdur oluyor. Kadınlar, çektikleri eziyete karşı haklarını savunmak istiyor ama mağdur olanlar hep bu kereste gibi adamlar oluyor. Her konuda mağdur oluyor zırıl zırıl ağlıyorlar. 

Kurşun bize atılıyor mağdur olan yine onlar oluyor. Yahu arkadaşlar, ben bir kadınım kadın! Yani sizden de bana geçti. Bir türlü mağdur olamadınız hayatınız boyunca ben de sizden gördüm ben de mağdur olamıyorum. Küfür edilen benim, iftiraya uğrayan benim, namusuna şerefine laf edilen benim. Bir kere ağlayamadım, bir kere mağdur olamadım. Kereste gibi adamlar mağdur gibi geziyor ya!

Bizim yolumuz kalkınma yolu olacak. Bu yol dosdoğru berekete, zenginliğe gidecek. Bu yolun sonu dürüstlüğe, liyakate çıkacak. Bu yolun sonunda Avrupa'nın göçmen hendeği olmayan, tefeci lobileri tarafından yağmalanmayan itibarlı bir Türkiye olacak. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ