Finike'nin Gökçeyaka Mahallesi Kızılcık Yaylası Adala mevkisinde dağ evinde yaşayan Ali Ulvi (61) ve eşi Aysin Büyüknohutçu (61) , 9 Mayıs 2017'de evlerinde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. Sedir ve kızılçam ağaçlarıyla kaplı ormanlık alanlarda faaliyet gösteren mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyle tanınan çift, bölgedeki mermer ocağına karşı açtıkları davayı kazanarak, kapatılmasını sağlamıştı. Mermer ocağı firması da bölge halkıyla birlikte hukuki mücadele veren çifte karşı açtığı 100 bin TL'lik tazminat davasını kaybetmişti. Ali Ulvi Büyüknohutçu, cinayetten yaklaşık 1 ay önce sonuçlanan ve mermer ocağının kapatılmasına karar verilen davanın diğer mermer ocakları için de emsal karar niteliği taşıdığını açıklamıştı.
MEZARLAR ATEŞ TUĞLASINDAN
Bu olaydan yaklaşık 1 ay sonra yaşadıkları dağ evinde öldürülen çift, Muratpaşa ilçesindeki Andızlı Mezarlığı'nda toprağa verildi. Çiftin mezarlarında ise ailesi, mermer yerine topraktan yapılan ateş tuğlası kullanmayı tercih etti. Anne ve babasının mezarını ziyaret eden Emine Büyüknohutçu, mermer kullanmama kararının, aile bireylerince birlikte alındığını söyledi. Büyüknohutçu, "Tabi ki mermer kullanamazdık, kullanmadık da. Ateş tuğlasını kullanmayı tercih ettik. Bu da akrabalarımızın özellikle yaptığı bir seçimdir. Neden mermer kullanmadık? Aslında çok açık, biz ne kadar tüketim toplumu olmaya devam edersek sonumuza da o kadar yaklaşıyoruz. Aslında bu yaşadığımız olay da bunu çok özetleyen bir olay. Mermer tüketmeye ne kadar yatkınsak ve buna ne kadar rağbet gösteriyorsak o kadar üretilmeye ve oradan çıkarılmaya devam edecek. Bir şeye rağbet ne kadar çoksa üretimi de o kadar oluyor. Dolayısıyla tüketim alışkanlıklarımız konusunda kendi sınırlarımızı çizmemiz gerekiyor. Ateş tuğlasının hem sıcak hem soğuk yalıtım konusunda çok iyi olduğunu biliyorum. Bir de anne babamızı güzel anlatan bir şey olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
'4 YILDIR AYDINLATILMAYAN CİNAYET'
Cinayetin üstünden 4 yıl geçtiğini belirten Emine Büyüknohutçu, “4 yıldır aydınlatılmayan bir cinayet, derinleştirilmeyen bir dava söz konusu. Bunlar da yetmezmiş gibi bu yıl nisan ayı sonlarında aldığımız bir tebligat, azmettiricinin takipsizliği yönünde oldu. En son bu takipsizliğe itirazımızı yaptık, şu an bir gelişme katedilmesini bekliyoruz" dedi.
'MEKTUPLARDA AZMETTİRİCİ OLARAK İSMİ GEÇEN OCAK SAHİBİ'
Cinayeti üstlenen ve cezaevinde intihar ettiği açıklanan katil zanlısı Ali Yamuç'un yazdığı mektuplar olduğuna ve adli makamlara verdiği yönündeki ifadelerine dikkat çeken Büyüknohutçu, “Bu mektuplarda azmettirici olarak ismi geçen mermer ocağı sahibi var. Bu şahısla ilgili takipsizlik kararı verilmek isteniyor fakat bunun hukuk çerçevesinde böyle olmaması gerektiğini herkes biliyordur. Dolayısıyla biz de bunun takibini yapmaya çalışıyoruz. Bütün çabamız bu sebepten dolayı" diye konuştu.
Bölgede 14 mermer taş ocağı olduğunu ve bunlardan 1'inin babasının açtığı dava sonucu kapatıldığını hatırlatan Büyüknohutçu, emsal dava olduğu belirterek, “Yani o bölgedeki birçok mermer ocağını kapatmaya yetecek bir dava dosyasıydı. Bunu kazandı, kazanmasının ardından bahsi geçen mermer ocağı, açtığı 100 bin liralık tazminat davasını kaybetti. Zaten 1 ay kadar sonra önce bölgedeki evler kundaklandı. 'Kundaklandı' diyorum çünkü gece 2-3 civarında çıkan bir yangın söz konusu. Eve çok yakın bir noktada başlayan yangından bahsediyoruz. Kaldı ki o saatlerde bu yangını haber veren yine Ali Yamuç, 'Evinizden çıkın yanacaksınız' diye. Hemen ardından 2-3 gün sonra da bu cinayet haberini aldık" dedi.
Mermer ocaklarının bulunduğu yerde sadece o bölgede yetişen sedir ve katran ağaçları olduğunu dile getiren Emine Büyüknohutçu, mermer ocakları kanalıyla bölgedeki habitatın yok edildiğini söyledi.