Küresel ısınma nedeniyle yaşanan kuraklık her geçen gün kendisini dünyada ve ülkemizde hissettiriyor. Adana, geçen 31 Mart Pazar günü Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre 35.6 derece ile Türkiye’nin en sıcak ili olarak ölçüldü. MGM verilerine göre Adana’da 95 yılın ortalama sıcaklığı 19,4 derece olurken en yüksek sıcaklığın ise bundan önce 24 Mart 2008’de 32 derece ölçüldüğü görüldü. Kuraklığa dikkat çekildi
Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Başıbüyük, Mart ayının ülke genelinde çok sıcak geçtiğini söyleyerek, “Mart ayı gerçekten çok ilginç geçti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sayfasında görebiliyoruz. Yüreğir’de 31 Mart’ta 35.6 derecelik bir sıcaklık ölçümü gerçekleşti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına bakacak olursak bu sıcaklık, Adana’da son 95 yılın en yüksek Mart ayı sıcaklık değeri oldu” ifadelerini kullandı.
“Yaz aylarında kuraklık ve su kıtlığı problemleri gerçekleşebilir”
Hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesiyle kuraklığın çok ciddi tehditler oluşturabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, daha sonra şunları söyledi:
“2023 tüm dünyada küresel olarak çok sıcak, çok kurak geçti. Ülkemiz tüm zamanların en kurak dönemlerinden bir tanesini geçirdi. Aşırı sıcak hava dalgası diyoruz fakat bunu zaten herkes görüyor. Aslında bu bir meteorolojik afet, çok ciddi bir problem. Biz 2023’ü çok kurak ve çok sıcak bir şekilde geçirdik. Ardından sıcak bir sonbahar, yağışsız sıcak bir kış geçirdik. Şubat ayı içerisinde Türkiye’de en sıcak ölçülen nokta 28.7 derece ile Adana’nın Karaisalı ilçesindeydi. Şubat ayının tamamı neredeyse 20 derecelerin üzerinde tamamlandı. Mart ayı geldiğinde ise 34-35 derecelerin ölçüldüğü sıcaklar yaşandı. Önümüzdeki yaz aylarında kuraklık ve su kıtlığı problemleri gerçekleşebilir. Bu konuda gerçekten çok dikkatli olmamız lazım.”
“İklim krizi durumuna alışmamız lazım”
Meteorolojik afetlerin depremlerden daha fazla can kaybına yol açtığını anlatan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, “Kahramanmaraş merkezli depremlerde resmi rakamlara göre 50 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Küresel anlamda depremlerde hayatını kaybedenlere baktığınız zaman, iklime bağlı meteorolojik afetlerde hayatlarını kaybeden insanların sayısıyla kıyaslanamaz. İklime bağlı meteorolojik afetlerde hayatlarını kaybeden insanların sayısı, depremde hayatını kaybedenlerin sayısına göre belki 10, belki 100 katı. Bu yüzden hepimizin bu iklim krizi durumuna alışması lazım. Sıcaklığı arttıran unsurları ortadan kaldırmadığımız sürece bu tehdit geçmeyecektir” diye konuştu.