Yalçın, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin içinden geçtiği badireli günlerde oluşan milli mutabakat ve siyasi konsensüs havasının, ana muhalefet partisine ağır geldiğini savunarak, CHP'nin inkarcılığa başladığını öne sürdü.
Farklı siyasi tutum ve görüşlere rağmen Türkiye'yi düze çıkarmak için ortak noktalarda birleşilmesinin milli bir yükümlülük olduğu gerçeğinin bütün toplum kesimlerinde teslim edildiği bir zaman diliminde, CHP'nin fikriyatına uygun bir tavır sergilediğini ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
"CHP, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün korunması noktasındaki samimiyetsizliğini ve ikiyüzlülüğünü çabuk açık etmiş, milli meseleler söz konusu olunca ittifak eden geniş toplum kesimleriyle bir türlü dokusunun tutmayacağını bir kez daha ispatlamıştır. CHP, Yenikapı'daki mitinge AKP ve MHP ile yan yana katılırken de demek ki samimiyetsizdi.
Madem Devlet Bahçeli, Erdoğan rejimine destek veriyordu, CHP'nin MHP ve milletle birlikte Yenikapı'da ne işi vardı? CHP, artık bir yol ayrımına gelmiştir. Ana muhalefet partisi kararını vermelidir, milli birlikten yana mı olmalıdır, ayrışmadan yana mı tutum takınmalıdır? CHP artık HDP ağzını terk etmeli, kendi özüne dönerek Cumhuriyet'in kurucu değerlerine sahip çıkmalıdır. Eğer aksi düşünülüyorsa bundan böyle sayın Böke açıklamalarını Kandil'den yapmalıdır."
"Selin Sayek Böke'nin verdiği cevap, kontrolsüzce züccaciye dükkanına giren filin ortalığı yıkıp geçmesinden farksız olmuştur." ifadesini kullananYalçın, şunları belirtti:
Sayın Bahçeli'ye 'Kongresini Saray'ın bahçesinde yapabilir' diyen arızalı zihniyetlere de kongrelerini Kandil'de yapmak yaraşır. Hatta Karayılan'ları ve Cemil Bayık'ları da onur konuğu olarak davet edebilirler. Böyle olduğu takdirde çok sırıtmayacaktır. Sayın Devlet Bahçeli'yi Erdoğan rejimine destek vermekle suçlayan Baasçı kafayı ana muhalefet partisine yakıştırmakta zorluk çekiyoruz."
SELİN SAYEK BÖKE NE DEMİŞTİ?
Böke, bugün yaptığı açıklamada, "CHP Türkiye'ye omuz verirken, Sayın Bahçeli, Erdoğan rejimine omuz vermeyi tercih etmiş. Türkiye'de kuvvetler ayrılığına, güçlü bir parlamenter demokrasiye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu 15 Temmuz'da bizzat hepimiz yaşadık. Şimdi hepimize düşen en temel görev, saray rejimine omuz vermek değil, yargının bağımsızlığını savunmaktır. Biz CHP olarak bunu yapmaya ısrarla devam edeceğiz. Bahçeli isterse kendi parti kongresini sarayın bahçesinde yapabilir" demişti.
