Yasal düzenlemelerin görmezden gelindiğini kaydeden Bulut, “Bilindiği üzere; Milliyetçi Hareket Partisi Büyük Kurultayının Olağanüstü Toplantıya Çağrılmasına ilişkin olarak Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde devam eden dava hakkında 8 Nisan 2016 tarihinde gerçekleşen duruşmada karar verilmiştir. Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yasal düzenlemeler görmezden gelinerek, Büyük Kurultay’ın Olağanüstü Toplantıya Çağrılmasına ilişkin çağrı heyeti görevlendirilmesi hüküm altına alınmıştır” şeklinde konuştu.
“KARARIN YARGITAY DENETİMİNDEN GEÇMEKSİZİN İNFAZ EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Söz konusu kararın infaz edilemeyeceğini belirten Bulut şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle ifade etmek isteriz ki; söz konusu kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367’nci maddesi karşısında Yargıtay denetiminden geçmeksizin infaz edilmesi mümkün değildir. Zira söz konusu karar Türk Medeni Kanunu’nun 75’inci maddesi uyarınca kişiler hukuk kapsamında verilmiş ve kesinleşmeden uygulanması mümkün olmayan bir karardır. Ancak; kararın 8 Nisan 2016 tarihinde tesis edilmesinin hemen sonrasında, bir takım basın yayın organlarına demeç veren davacılar, kararın kesinleşmesine gerek bulunmadığını ve gerekçeli kararın derhal ya da en geç 11 Nisan 2016 Pazartesi günü (yani bugün) mahkemeden alınacağını ifade etmişler, kararın da derhal uygulanabilecek bir mahkeme kararı olduğunu iddia etmişlerdir.”
Bulut, Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin hakimi ile görüştüğünü belirterek, “Basın yayın organlarında yer alan bu haberler üzerine, 11 Nisan 2016 tarihinde yani bugün, kararı veren Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sabah saat 8.30 sularında Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezini temsilen gitmiş bulunuyorum. Mahkemenin sayın kalem müdürüne, Sayın Mahkeme Hakimi Ümran Kaptan hanımefendiyle görüşmek istediğimi ifade ettim. Mahkeme Kalem Müdürü tarafından saat 9 sularında Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi’nin sayın hakimine görüşme isteğim iletilmiştir. Saat 10 sularında, mahkemenin sayın hakimiyle görüşmek imkanı buldum. Kendisine; basın yayın organlarında yer alan ve ayrıca davacılar tarafından öne sürülen iddialar dile getirmek suretiyle, duruşmanın hemen sonrasında gerekçeli kararın hazır olduğunun söylendiği ve en geç Pazartesi günü kararın tebliğ alınacağının iddia edildiğini, bu durumun gerekçeli kararın önceden hazırlanmış olduğu izlenimi yarattığını ve de haliyle sayın mahkemece gerekçeli kararın duruşma günüyle aynı gün hazırlanmış olduğuna ilişkin kamuoyunda bir algı oluştuğunu ifade ettim” diye konuştu.
“Saat 10.30 sularında nihayet bulan görüşmenin sonrasında, mahkeme hakimi tarafından gerekçeli kararın asla hazır olmadığı konusunda defalarca beyanda bulunulmuş ve şahsım ikna edilmiştir” şeklinde konuşan Bulut, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Mahkeme Hakimi tarafından, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağı, kararı verdikten sonra bütün hafta sonu Ankara dışında olduğu ve de gerekçeli kararın hazırlanmasının Perşembe gününe kadar ancak mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Saat 10.30 sularında nihayet bulan görüşmenin sonrasında, mahkeme hakimi tarafından gerekçeli kararın asla hazır olmadığı konusunda defalarca beyanda bulunulmuş ve şahsım ikna edilmiştir. Bugün sabah yapılan görüşmede hazır olmadığı, ancak Perşembe günü yetiştirilebileceği söylenen 9 sayfalık ve oldukça kapsamlı mahkeme gerekçeli kararı, tıpkı davacıların duruşma sonrasında ve basın huzurunda ifade ve iddia ettikleri gibi öğleden UYAP sistemine yüklenmiştir.”
“Şahsım, sayın mahkeme hakiminin uygulamaları karşısında şaşkınlık yaşamamıştır” diyen Bulut, “Zira daha önce de benzer tereddütlerin hasıl olmasına sebebiyet veren tavır ve davranışlarına muhatap olmak durumunda kaldık. Sayın mahkeme hakiminin, davacıların gerekçeli kararın hazır olacağını iddia ettikleri takvime uygun olarak, üstelik bugün sabah saatlerinde kararın hazır olmadığını ve birkaç gün sonra ancak yazılabileceğini ifade etmiş olmasına rağmen, birkaç saat içerisinde kaleme alınması mümkün olmayan bir gerekçeli kararı hazırlayarak kamuoyuna açıklamış olması oldukça anlamlıdır” şeklinde konuştu.
“GERÇEĞİN MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ’NDEN GİZLENMEYE ÇALIŞILMASININ GEREKÇESİ NEDİR?”
Bulut, “Sayın mahkeme hakiminin; yargılama süreci boyunca, artık bizleri şaşırtmayan tavırlarına bir yenisi eklenmiştir” diyerek, “Bugün yaşanan gelişme; sayın mahkemenin gerekçeli kararının daha önceden hazırlanmış olduğuna ilişkin kaygılarımızı artırmıştır. Sayın mahkeme hakimi, elindeki her dosyanın gerekçeli kararını bu kadar süratle mi kaleme almaktadır? Her gerekçeli karar yasal süre içerisinde mi tanzim edilmektedir? Yoksa bu dosyaya ilişkin olarak, davacıların basın yayın organlarında yer alan hassasiyetlerine paralel bir hassasiyet mi göstermiştir? Gerekçeli kararın bugün açıklanacağı davacılar tarafından basın yayın önünde açıkça dile getirilirken, mahkeme hakimi tarafından bu gerçeğin ısrarla Milliyetçi Hareket Partisi’nden gizlenmeye çalışılmasının gerekçesi nedir?” ifadelerini kullandı.
MHP’nin kurumsal kimliğine bir saldırının olduğunu savunan Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:
“Haklı şüphelerimizin nedeni sadece bugün yaşadığımız ikiyüzlü tavır değildir. Milliyetçi Hareket Partisini bu haklı şüpheye sevk edecek nedenler vardır ve bir süredir bağımsız yargıya olan saygımız nedeniyle uhdemizde tutulmaktadır. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi, kurumsal kimliğine yönelmiş küresel saldırının geldiği boyut karşısında, Ankara 12’nci Sulh Hukuk Mahkemesi nezdindeki davaya ilişkin olarak elde bulunan veriler aziz milletimizin vicdanıyla paylaşılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelmiş küresel saldırı, Türk Milleti’nin ikbal ve istikbaline ve aynı zamanda milli güvenliğimize yönelmiş sinsi bir suikast girişimidir. Bu girişimde, özellikle yargı organları üzerinde tesir etmeye çalışan aktörler deşifre olduğunda; Türk Milleti’nin ve Milliyetçi-Ülkücü Hareketin nasıl bir kumpasla karşı karşıya olduğu anlaşılacaktır.”
“Bugün gerekçeli bir karar çıkmasına rağmen henüz resmi bir tebliğ işlemi gerçekleşmedi. Bu işlemin önümüzdeki günlerde gerçekleşeceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullanan Bulut, “Bu tebliğ işlemine müteakip de yasal süre içerisinde temiz hakkımızı kullanacağız. Zannediyorum ki toplamda bir 10 günlük süreye denk gelecektir. Ben yargının bağımsız bir şekilde işlemesini umduğumuzu, geleneklerimizin buna işaret ettiğini. Ancak bize gelen verilerin yargının bağımsızlığı konusunda bizi çok ciddi tereddütlere düşürdüğünü ifade ettim. Bunlar önümüzdeki günlerde somutlaştığında bilgi ve belgelerle kamuoyuna açıklandığında yine hukuk yoluyla bu mücadelemizi gerek siyasi platforma, hukuki platformda sürdüreceğimizi söyledim” diye konuştu.
Mahkemenin gerekçeli kararının bugün çıkacağının iddia edildiğini sorduklarını kaydeden Bulut, “Yasada belirlenen gerekçeli kararın kaleme alınması için ön görülen süre bir tarafa bugün bizim şüphemizi arttıran daha evvel gelen bilgiler ışında tamamlayan temel gerekçe şu; biz mahkemeden gerekçeli kararın bugün çıkacağının iddia edildiğini soruyoruz. Mahkeme ısrarla gün boyu böyle bir şeyin mümkün olamayacağı, kararın Perşembe gününe anca yetişebileceğini iddia ederken karar 15.00-16.00 sıralarında UYAP sistemine yükleniyor. Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak veriler ışığında bugün yaşanan değerlendirildiğinde zannediyorum ki kamuoyu bugün sizlerle paylaşmış olduğum bilgiyi çok daha anlamlı bir şekilde değerlendirecektir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
(İHA)
