MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir, mecliste yaptığı konuşmada iktidar partisine yüklendi. Meclisin işleyişi ile ilgili eleştirilerini dile getiren Koçdemir, partilerin durumunu iki hasmın idam ediliş hikayesine benzetti. “Hasım olan iki idam mahkûmu sehpaya çekildiğinde sırasıyla son istekleri sorulmuş. İlki; ‘Son olarak annemi görmek istiyorum’ derken, diğeri ‘O annesini görmesin’ yanıtını vermiş” örneğini veren Koçdemir, “Meclisteki müzakereler bunu gösteriyor. Ne söylediğiniz önemli değil, kim tarafından söylendiği önemli” şeklinde konuştu.
‘Ben olmasam olmazdı dediğiniz bir şey var mı?’
Mecliste oluşan bu tabloda iktidar partisinin milletvekillerinin payı olduğunu söyleyen Koçdemir, AKP’li milletvekillerine “Sizlere soruyorum. Kendinize sorduğunuzda ‘1 Kasım’dan beri ben olmasam şu olmazdı’, ‘Ben olmasam şu maddede bu değişiklik olmazdı’ diyebilme ihtimali kaç vekil arkadaşımızın var?” sorusunu yöneltti . Muhalefet partileri olarak en doğru şeyi söyleseler bile dinlenmeden reddedildiğini ifade eden Koçdemir, AKP oylarıyla reddedilen “çocuk istismarı araştırma ve önleme komisyonu teklifini” hatırlatarak “Eminim mutabakat sağlanıp müşterek bir önergeyle çocuk istismarı konusunun araştırılmasına iktidar partisinin de imzası olan bir metinle karar verilse, bugün birçok gerekçeler bulan arkadaşlarımız oy birliği ile bunu geçirecektir. Bu tutumdan kurtulmamız gerekiyor” eleştirisinde bulundu.
‘Siyaset dili zehirlendi’
Bahsettiği bu tablo nedeniyle meclisin asıl gündemini tartışamamasından yakınan Koçdemir, yaşanan süreçle birlikte siyasetin dilinin zehirlendiğini söyledi. “Mutabakat arama ve uzlaşma anlayışından uzağız” diyen Koçdemir, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Bugün terör sorunu birileri müsaade ettiği ölçüde meclise geliyor. İşsizlik sorunu birileri müsaade ettiği sürece meclise geliyor. İşyerleri tek tek kapanıyor, bu meclise birileri müsaade ettiği ölçüde getiriliyor. Öncelikle birilerinin bunları sorun olarak görmesi gerekiyor. Bu anlayış neticesinde siyasetin dili zehirlendi, kamplaşmaya gidildi ve karamsarlık hâkim oldu. Bu memlekette 20 yıl sonra geleceği birlikte karşılama iradesi kayboluyor. Birbirimize karşı peşin hüküm ve suçlamalarla hareket ediyoruz. Bu mecliste mutabakat arama ve uzlaşma gibi bir anlayıştan oldukça uzağız.”
‘Meclis fonksiyonunu yerine getiremiyor’
“Böyle olduğunda birçok makam kendi fonksiyonunu yerine getiremiyor. Yeni bir gelişme olarak Meclis başkanı siyasi partilere terör olayları ile ilgili mektup yazmış ve bir grup başkanvekilini görevlendirmesini istemiş. Böyle zamanlarda siyasi partileri bir araya getirecek makam neresidir? Cumhurbaşkanıdır. Bu makam Türkiye’de şu anda yok hükmünde olduğundan, memleketin en önemli sorunu olan terörle ilgili siyasi parti liderlerini bir masa etrafında toplayabilecek kimse kalmadığı için meclis başkanı devreye giriyor, o da parti liderlerini toplayamayacağı için grup başkanvekillerinin görevlendirilmesini istiyor. Meclis de bugün bu fonksiyonunu yerine getiremiyor. Meclismiş gibi hareket etmek yerine, milletin sorunlarını dert edinen, bu dertleri milletin yetki paylaştırdığı diğer paydaşlarla birlikte müzakere zemininde çözmeye çalışan bir meclis olma dileği ve umudumu dile getirmek istiyorum.”