Gaziantep’in Şehitkamil ilçesine bağlı Batıkent mahallesinde 1995 yılında inşasına başlanan Meriç Apartmanı müteahhit Nail U.’nun iflas edip kaçması üzerine yarım kaldı. Arazinin tapusu üzerinde olan olan ve apartmanın yapıldığı alanın sahibi görülen Ş.M. ile anlaşan kat sahipleri 2000 yılında ise yarım kalan inşaatı kendi imkanlarıyla tamamladı.
Binanın tamamlanmasının ardından kat sahipleri, yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle toprak sahibinden istedikleri tapuyu bir türlü alamadı. Yaklaşık 11 yıl süren anlaşmazlıklar nedeniyle toprak sahibi Ş.M., binanın üzerine inşa edildiği arsanın bir kısmının tapusunu 2011’de C.Ç.’ye devretti. Bu olayın üzerine ise yıllardır tapularını almaya çalışan kat sahipleri, bu kez ise C.Ç.’nin zorbalıklarıyla karşı karşıya kaldı. Arazinin bir bölümünün tapusu elinde bulunan C.Ç., 7 daire ile 4 dükkanın kapısını kırıp, kilidini değiştirerek, daire sahiplerinin elinden aldı. Elindeki arazi tapusu ile daire ve dükkanlarının kendisine ait olduğunu ileri süren C.Ç., toplam 11 ailenin evine ve dükkanına zorla el koydu. Toprak sahibi C.Ç., 2000’li yıllarda uluslararası atletizm yarışmalarında madalyalar kazanan Milli Atlet Süreyya Ayhan Kop’a 2002 Avrupa Şampiyonluğu’nda kazandığı altın madalyanın ardından dönemin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan tarafından hediye edilen daireye de zorla el koydu. Yaklaşık 1 yıl kadar şampiyonluk ödülü olan Gaziantep’teki evinde oturan milli atlet, daha sonra ise kiraya verdiği dairede yaklaşık 15 yıl boyunca kiracı oturdu. 2016 yılında çıkan kiracının yerine başka bir kiracı bekleyen Süreyya Ayhan Kop, tanımadığı kişiler tarafından evinin kapısı ve kilinin kırılarak, yerleştiğini söyledi. Yaklaşık 4 yıldır süren hukuk mücadelesinin bir an önce tamamlanarak, kendisi için manevi değeri olan evine tekrar kavuşmak isteyen milli atlet Ayhan ve kendisi gibi mağdur 11 kişi, Gaziantep 7’nci Asliye Hukuk Mahkemesinde C.Ç. ve Ş.M.’ye karşı açtıkları tapu iptali ve tescil davasının sonuçlanmasını bekliyor.
“2016’da kapının kilidini kırıp eve girdiler”
2002’de Türkiye’de ilk defa Avrupa Şampiyonu olan kadın sporcu olduğunu belirten milli atlet Ayhan, gösterdiği başarı üzerine Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin kendisine Meriç Apartman’ından bir daire hediye ettiğini söyledi. Bir yıl kadar o evde oturduğunu aktaran Ayhan, “Daha sonra kamplardan ve yarışlardan dolayı farklı illere gittik. Ardından o daireyi kiraya vermeye başladık. 2016’ya kadar kira da kaldı. 2016’da kiracı çıkıp başka bir kiracı girmesini beklerken maalesef hiç tanımadığım ve görmediğim insanlar kapının kilidini kırıp eve girdiler. Kendi tanıdıklarını evin içine koydu.2016’dan bu yanadır hala tanımadığım insanlar o evde oturuyor. O apartmanda 32 tane daire bulunuyor. Diğer dairelerde de maalesef bu sorunlar var. Yaşananlar üzerine hemen yargıya başvurduk. 2 yıl önce evi boşaltma kararı çıkmasına rağmen Şehitkamil Kaymakamlığı bu karara uymadı” ifadelerini kullandı.
“Benim için o evin manevi anlamı çok yüksek”
Evi noter huzurunda sahibinden devraldıklarını paylaşan Ayhan, arsa sahibi ile müteahhit arasında çıkan bir sorundan dolayı yıllar sonra bu olayın yaşandığını ifade etti. Tanımadığı insanların kendisinin ve komşularının evine kapıları kırarak girebildiğini belirten Ayhan, “4 yıldır sürekli mahkemelerdeyiz. Boşaltma kararı aldık fakat evi boşalttıramıyoruz. Çok sayıda karar ve dosya var. Ancak olay bir türlü sonuçlanmıyor. Ben şuanda evime gidip siz kimsiniz diyemiyorum. Çok tehlikeli bir şekilde evin etrafında dolaşıyorlar. Bu durum beni duygusal anlamda da zedeliyor. Çünkü ben o evi alnımın teriyle, çok zor şartlarda çalışarak elde ettiğim şampiyonluk sonucunda almıştım. Benim için manevi anlamı da çok yüksek. Sırf bu sebeple ben inanılmaz derece de üzgünüm. Biran evvel bu olayın sonuçlanmasını istiyorum. 4 yıldır kirayı da alamıyoruz. Aynı şekilde o sitede birçok insanın evi bu şekilde alıkonulmuş durumda. Biz bunu emniyete de aktardık. Polisler bu insanları çıkaramıyor. 2021 yılındaki en öncelikli dileğim bu evimizin bize teslim edilmesidir” şeklinde konuştu.
“Evlerin mağdurlara ait olduğu kesin”
Ellerinde taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu dile getiren avukat Abidin İnci ise bu sözleşmeye göre dairelerin mağdurlara teslim edilmesi gerektiğini söyledi. Müteahhittin iflas edip yurtdışına kaçmasından dolayı müvekkillerinin mağdur olduğunu aktaran İnci, “Mağdurların arasında milli atlet Süreyya Ayhan Kop da var. Zaten müvekkillerim arsa sahibiyle yaptığı sözleşmeye göre yarım kalan binanın tamamlanmasının ardından tapunun müvekkillerime verilmesi gerekiyor. Ancak bu inşaat tamamlandıktan sonra evler kendilerine teslim edilmiyor. Sürekli bir zorbalıkla karşı karşıyalar. Evlerine girilmesine izin verilmiyor. Sürekli tehdit, darp, küfür ve hakarete maruz kalıyorlar. Normalde evlerin müvekkillerime ve diğer mağdurlara ait olduğu kesin. Tapu iptal ve tescil davası açtık. Bu davada sonuçlanırsa umuyoruz ki mağdurlar tapularına kavuşacaklardır” diye konuştu.
“7 daire 4 dükkana zorla el koydu”
C.Ç. tarafından evi alıkonulan mağdurlardan Yahya Yıldız, müteahhittin kaçmasından dolayı inşaatı kendilerinin tamamladığını anlattı. İnşaatın biraz geç tamamlanmasından dolayı toprak sahibinin tapuları vermediğini söyleyen Yıldız, “2005 yılında toprak sahibiyle mahkemelik olduk. Bütün davaları biz kazandık. Ancak bütün apartman sakinleri bir araya gelemediği için biz bu tapu işimizi çözemedik. Sonunda bu adam tefeci olan bir şahsa apartmandan bize vermesi gereken tapuları veriyor. Bu şahıs 5 oğluyla birlikte mafyalık yapıyor. Bu tefeci bizim toprak sahibine ‘Sen o tapuları bana ver. Ben orada ne koparırsam paylaşırım’ diyor. Bu tefeci ilk etapta apartmanda milli koşucu Süreyya Ayhan Kop’un dairesine el koyuyor. Ardından 6 daireye daha zorla el koydu. Sonra 4 dükkanı gasp ediyor. Bu şahıs oğullarıyla istediğini yapıyor. Karakola gidiyoruz. Bir şey olmuyor. Adliyeye gidiyoruz. Bir şey anlamıyoruz. Yani şuan ne yapacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz” dedi.
“Devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz”
C.Ç.’nin apartmanda kendisine ait bir çöpü bile olmadığını vurgulayan Yıldız, “Biz tapularımızı alamadığımız için kendi üzerinde kaldı. Bu adam şimdi orada ahkam kesiyor. Kendisi ‘Buranın toprak sahibi benim’ diyor. Burası bir kere arsa değil. 2000 yılında bitmiş bir binadır. Burada kimseden bir daire falan satın almış değil. Bu iş nasıl oluyor? Apartmanda evimize tek giremiyoruz. Ancak 3-5 kişiyle birlikte girebiliyoruz. Yoksa tek olunca bize hakaret, küfür, darp her türlü şeyi yapıyor. Emniyet ile valilik ‘Bizim işimiz değil’ diyor. Adliyeye gidiyoruz. Dilekçe veriyoruz. Ardından bir şey olmuyor. Yıllardır bir sonuç alamadık. Biz devlet büyüklerimizden bir yardım bekliyoruz. Bu işe bir el uzatsınlar. Bu mağduriyetimizi gidersinler” şeklinde konuştu.