Lefkoşa
Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK), Kıbrıs Girişimcilik ve Teknoloji Yatırım Derneğinin (GİTYAD) desteği, Mobilefest Fuarı'nın ana sponsorluğu, KKTC Turkcell ve KKTC Telsim'in sponsorluğunda KKTC Haberleşme Teknolojileri Zirvesi düzenledi.
Kümelenme Başkanı, ULAK Haberleşme Yönetim Kurulu Üyesi ve ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Yaman, zirve kapsamında AA muhabirinin HTK üyelerinin yürüttüğü çalışmalar ve milli haberleşme teknolojilerine ilişkin sorularını yanıtladı.
Ostim bünyesinde 2017 yılında kurulan kümelenmenin haberleşme teknolojileri alanında çalışan yerli ve milli firmaları bir araya getirdiğini ifade eden Mustafa Yaman, halen 150'den fazla üyeye sahip olduklarını söyledi.
Kümelenmeyle üyeleri arasında işbirliği ve güç birliği oluşturmayı amaçladıklarını dile getiren Yaman, müşteriler, operatörler veya bu ürünleri kullanabilecek diğer işletmelerle üyelerini buluşturmanın da öncelikli görevleri arasında yer aldığını belirtti.
Bu amaçlar için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini ifade eden Yaman, KKTC'deki zirvenin de bunların önemli bir parçası olduğunu söyledi.
KKTC'de yakın zamanda 4,5G'ye geçildiğine, 3 yıl içinde de 5G'ye geçilmesinin amaçlandığına dikkati çeken Yaman, bu gelişmeler dolayısıyla KKTC'nin iyi bir pazar olarak öne çıktığı değerlendirmesinde bulundu.
Etkinlikte KKTC'deki operatörler, düzenleyici kurumlar, firmalar ve üniversitelerle üyelerini buluşturduklarını anlatan Yaman, hizmet kalitesinin artırılmasından ekosistemin ve insan kaynağının geliştirilmesine kadar bir dizi alanda olası fırsatları ele aldıklarını ifade etti.
HTK ve üyelerinin KKTC'deki hedeflerine ilişkin soruya karşılık Mustafa Yaman, şöyle konuştu:
"Burada bundan sonra yapılacak her şeye talibiz. Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi firmaları olarak bu alanda yapılacak bütün işlere talibiz. Yapılan çalışmalarda katkılar olmuş olabilir ama isteğimiz daha fazlası. Bundan sonrası için daha fazlasını hedefliyoruz. Bundan sonraki altyapı kurulumlarını bize vermelerini, teslim etmelerini istiyoruz. Bu kadar iddialıyız. Talebimiz gerek 4,5G'nin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması gerekse 5G'ye geçişte yerli ve milli teknolojimizi burada kullanmak. Bunun için firmalarımız yoğun çaba sarf ediyorlar. Bu konuda gelişmeler kaydetmeye çalışıyorlar. Bir görev verilirse buradaki gelişimin daha da hızlanacağına ve artık Türk firmalarının da büyük oyuncu haline geleceğine inanıyoruz. KKTC'de veya Türkiye'de bize bir bölge verilmesini istiyoruz. Buraya uçtan uca bu teknolojiyi kurmak istiyoruz.
Bunun burada ya da Türkiye'de olmasının bizim için bir farkı yok. Burada olursa Türkiye için avantaj olur sonuçta biraz daha gelişim kaydedilir ve Türkiye'ye daha gelişmiş olarak gider burası da güncellenir. Erken yola çıkmanın da avantajı var. Kontrol edilebilir bir bölge olduğu için burada başlamak çok daha avantajlı olur. Bunu KKTC'deki bakanlıkla, kurumlarla, operatörlerle konuşacağız. Bunun sonrasında bize güvenip bu işi bize verirlerse burada başlamayı isteriz. Bu görevi yerine getirebilecek yetkinlikteyiz ve göreve talibiz."
Yaman, KKTC'de fiber optik altyapının yaygınlaştırılmasını da üyeleriyle değerlendireceklerini bildirdi.
"Anahtar, yerli ve milli firmalarda olmalı"
Türkiye'de 2018'de başlayan "uçtan uca 5G projesi" kapsamında firmaların çeşitli ürünler geliştirdiklerini, belli bir aşamaya geldiklerini, bir yandan geliştirme çalışmalarının sürdüğünü belirten Yaman, yeni ürünler çıkmaya devam ettiğini söyledi.
Bu gelişmeler ışığında yeni değerlendirmeler yaptıklarını dile getiren Yaman, şunları ifade etti:
"Bir eksiğimiz var mı, yok mu değerlendireceğiz. Amacımız, iğneden ipliğe her şeyin yerli olması gibi bir şey değil. Çünkü bu her zaman uygun ve yapılabilir değil. Bazı şeylerin kritikliği olmadığı için yerlileştirmenin anlamı olmuyor. O yüzden bazı alanlarda diğer ürünler kullanılabilir buna da karşı değiliz. Önemli olan hakimiyetin yerli ve milli olması. Haberleşmenin bütünsel olarak ele alınıp yerli ve milli olarak oluşturulması, eksik kalan yerlerin gerekiyorsa farklı üreticilerle tamamlanması gerekiyor. Buradaki anahtar, yerli ve milli firmalarda olmalı."
"Cazibe merkezi haline gelebiliriz"
"Pasta küçük olunca paylar da küçük oluyor. Pastayı büyütmemiz lazım." diyen Mustafa Yaman, bunun yolunun ihracattan geçtiğine işaret etti.
Gerek HTK gerekse üyelerinin bu konuda çaba içinde olduğunu söyleyen Yaman, ihracat konusunda devlet büyüklerinin katkısı ve desteğinin de çok önemli olduğunu vurguladı.
Tüm altyapılarda haberleşme teknolojilerinin yer aldığını ve çok kritik önemde olduğunu belirten Yaman, "Sağlık, tarım, gıda güvenliği ve savunma... Bunların tamamı haberleşme altyapısı üzerine oturuyor. Burada yerli ve milliliği çok önemsiyoruz. O yüzden Türkiye olarak bir an önce altyapılarımızın hakimiyetini elimize almamız geriyor ve bunun için daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bu şekilde daha fazla mühendisi yurt içinde tutabiliriz, daha iyi mühendisler yetiştirebiliriz, daha fazla istihdam yaratabiliriz, kazançlarımız artar ve bir cazibe merkezi haline gelebileceğimizi düşünüyorum." dedi.
"Çipe sahip olmalıyız"
Haberleşme teknolojilerindeki hedeflere ulaşmanın yolunun ürünleri maliyet etkin yapmaktan geçtiğine dikkati çeken Mustafa Yaman, şunları kaydetti:
"Maliyet etkinlik ürünleri daha kompakt hale getirmekten geçiyor. Büyük bloklarda yaptığınız işleri bir çiple yapar hale gelmeniz gerekiyor. Haberleşme teknolojileri bu iş için en uygun alanlardan birisi. Bu nedenle çip teknolojilerinde ilerlememiz lazım. Daha fazla ürün geliştireceğiz, ürünlerde blokları çip haline getireceğiz. Çip tasarımı ve ilerde çip üretimi inşallah Türkiye'de yapılır hale gelecek. Bir ülke bu şekilde gelişir. Artık sistemler bir çip üzerinde yer alıyor. Çipe sahip olamazsanız yarın ürünleriniz tercih edilmez olacaktır. O yüzden bizim çip teknolojisine mutlaka geçmemiz gerekiyor.
Kümelenmede bununla ilgili çalışan firmamız var. Çeşitli destekler ve projelerle ilerlemeye çalışıyorlar. Onlara iş yaratmamız, gelir sağlamamız lazım. Çünkü çip tasarımı pahalı, çip üretimi daha pahalı. Bu altyapıların kurulması lazım. Bu konuda biraz yolumuz var ama ısrarcıyız ve ilerleyeceğimize inanıyorum. Savunma sanayisinin son 20 yıldaki gelişimi ortada. Firmalara güvenilerek bu işler Türkiye'de yapılabilir denildi ve Türk mühendisleri bu işi başardı. 20 sene sonunda geldiğimiz durum ortada. Burada da eğer güvenilirse bu sektör de savunma sanayisi gibi ilerleyecek ve dünyada adından söz ettirecektir."