Milli Savunma Bakanı Akar, ATO Congresium’da düzenlenen "ASELSAN Güç Birliği Zirvesi 2019" programına katıldı. Burada konuşan Bakan Akar, yerlilik ve millilik unsurunun özellikle savunma sanayisinin olmazsa olmazı olduğunu söyledi. Türkiye’nin ve gelecek nesillerin huzur ve güvenliğinin sağlanmasında, ekonomide ve savunma sanayisindeki uluslararası alanda üst sıralara çıkılmasında yerli ve milliliğin bir tercih değil, bir şart ve ihtiyaç olduğunu vurgulayan Akar, "Ülkemizde maalesef millilik kavramını anlamayan, gücünün farkında olmayan, kendisine ve ülkesine güvenmeyen bazıları var ki bu zihniyet ülkemizde savunma sanayimizin istenilen düzeyde ve süratte gelişmesini engellemiştir. Askeri gücümüzün imkan ve kabiliyetleri ülke kaynaklarından beslenmiyorsa, kendi işçiniz, mühendisiniz tasarlayıp üretmiyorsa, bunları çağın ihtiyaçlarına göre geliştirmiyorsa ülke güvenliğinizi tam anlamıyla sağlamış olamıyorsunuz" diye konuştu.
“4 FİRMAMIZ DÜNYA DEVLERİYLE YARIŞIR HALE GELMİŞTİR”
Parası ödenmesine rağmen "dost ve müttefik" ülkelerden dahi modern silahın ve mühimmatın tedarikinde zorluklar yaşandığını ifade eden Akar, Türkiye’nin gizli veya açık ambargolar ile karşı karşıya kaldığını vurguladı. Akar, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yaşanılanların Türkiye’yi savunma konusunda bağımsız hareket edecek makineler üretmeye yönelttiğini dile getirerek, "O dönemdeki tecrübeler kendi göbeğimizi kendimiz kesecek tedbirler almak zorunda olduğumuzu idrak etmemizi sağlamıştır. Bu anlayışla Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerini güçlendirme vakıflarıyla bu günkü savunma temellerimiz sağlam şekilde atılmıştır. Bu adımlar artık meyvelerini vermeye başlamıştır. Bugün geldiğimiz noktada ASELSAN ile birlikte savunma sanayisinde faaliyet gösteren 4 firmamız dünya devleriyle yarışır hale gelmiştir. Bu savunma sanayi şirketlerimiz gurur kaynağımız olmuştur" şeklinde konuştu.
"YERLİLİK VE MİLLİLİK ORANI YÜZDE 20’LERDEN YÜZDE 70’LERE ÇIKMIŞ DURUMDA"
Türkiye’nin yerli ve milli anlayışla savunma sanayisinde büyük bir hamle başlattığını anlatan Akar, şunları kaydetti:
"Bu hamleler sonunda yerlilik ve millilik oranı yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkmış durumda. Bu oranı arttırmak için çalışmalarımız kararlılıkla devam edecektir. Yaklaşımımızın bir söylemden ibaret olmadığı rakamlarla bellidir. Risk ve tehditlerle dolu olan bu coğrafyada hem halkımızın hem de umudunu Türkiye’ye bağlamış mazlumların, diğer dost ve müttefik kardeş ülkelerin güvenliği ve huzuru için güçlü ve başarılı olmak zorundayız. Bunun için de milli değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerine yükselen etkin, yerli ve yenilikçi bir savunma sanayi anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız."
Akar, Türkiye’nin bugün Pakistan ile Milgem, Katar ile Fırtına, Ukrayna ile ise insansız hava aracı ihraç sözleşmeleri imzalar duruma geldiğini söyledi. ATAK helikopterlerine dünyanın her yerinden ilgi gösterildiğini kaydeden Akar, "Hürkuş temel eğitim uçağı, silahlı kuvvetlerimizin göz bebeği olmuştur. Sınırlarımızı yerli ve milli harp araç ve gereçleri drone savarlarımızla korumaktayız. İlk uçuşunu gerçekleştiren Gökbey’in seri üretim süreci yakında başlayacak. Dünyada ilk 100 listesine giren Türk firmalarının sayısı her geçen gün artmakta ve savunma sanayi cirosunun her bir önceki yıla göre artış göstermesi 2023 hedeflerimize doğru adım adım ilerlediğimizin de en açık göstergesidir, kanıtıdır. 2018 yılında savunma sanayi ve havacılık cirosu 7 milyar dolara ulaşmış, ihracat ise ilk kez 2 milyar dolar sınırını açarak 2.5 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu başarılara rağmen kat edeceğimiz çok mesafe olduğunun da altını çizmek istiyorum. Türkiye’nin küresel güç olma vizyonu çerçevesinde kamu, vakıf ve özel sektörümüzün iş birliği içinde olması ülkemizi de hedeflerine daha da yaklaştıracaktır" ifadelerini kullandı.
(İHA)