Muş
İlçeye 86 kilometre uzaklıktaki Teknedüzü köyünde yaşayan berivanlar, günün ilk ışıklarıyla ev işlerini yapıp köye 5 kilometre uzaklıktaki 2 bin rakımlı yaylaya gitmek üzere yola çıkıyor.
Köy meydanında bir araya gelen berivanlardan bazıları kimi zaman kendilerinin kimi zaman da eşlerinin kullandığı ATV motoru, bazıları da atlarla tepeleri ve engebeli arazileri aşarak ulaştıkları yaylada koyunları sağdıktan sonra dönüyor.
Aynı süreci akşam da tekrarlayan kadınlar, günde 20 kilometre yol katederek gittikleri yaylada, sağdıkları hayvanlardan elde ettikleri sütle peynir, tereyağı, yoğurt yapıyor.
Üçevler, Derecik ve Ağıllı köylerinden Ilıca Yaylası'na giden besiciler de yaz boyunca konakladıkları bölgede hem hayvanlarının bakımını yapıyor hem de ürettiklerini satarak ailelerini geçindiriyor.
Berivanlardan Fatma Vural, AA muhabirine, gün boyunca ev işleriyle ilgilendiklerini, daha sonra hayvanları sağdıklarını söyledi.
Zorlu bir yolculuğun ardından yaylaya ulaştıklarını anlatan Vural, şöyle konuştu:
"Bazı kadınlar atlarla ve ATV motoruyla yaylaya geliyor. Tek geçim kaynağımız hayvancılık. Yol arkadaşlığımız çok güzel. 43 yaşındayım, 30 yıldır hayvancılıkla ilgileniyorum. Günde 20 kilometre gidip geliyoruz. Şimdiye kadar atlarla yaylaya geliyorduk, bazı arkadaşlarımız ATV motoru kullanmaya başladı. Zorlu bir yolculuk. Günümüz koşuşturmayla geçiyor. 3 çocuk annesiyim. Onlarla da ilgileniyorum."
"Yürüyerek çok uzak"
ATV motoru kullanan Fatoş Bingöl ise köy ile yayla arasındaki mesafenin 5 kilometre olduğunu belirterek, "5 yıldır yaylaya geliyorum. Daha önce atla gelip gidiyordum, şimdi ise ATV motoru kullanıyorum. Daha rahat ve kolay. Arkadaşım da yanımda geliyor. Yürüyerek çok uzak. Sağdığımız sütü mandıracıya veriyoruz. Ayrıca tereyağı, peynir yapıp satıyoruz. Kışa doğru kendi ihtiyaçlarımız için peynir ve çökelek yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Ailesiyle Ilıca Yaylası'na çıkan kadınlardan Canan Güner de gün boyunca hem hayvanların bakımı hem de ev işleriyle uğraştığını dile getirdi.
Hava sıcaklığının gittikçe arttığını ifade eden Güner, "Sabah erken kalkıyoruz, kahvaltımızı yaptıktan sonra çobanlara yemek hazırlıyoruz. Sıcak havaya rağmen sabah ve öğlen koyunları sağmaya gidiyoruz. Sütün bir bölümünü mandıraya satıyoruz. Kalanı ise yağ ve peynir yapıyoruz." dedi.
Yaylada yaşamanın zorluklarını anlatan Aynur Güner de bütün yükün kadınların omzunda olduğunu, günde yaklaşık 400 koyun sağdığını belirtti.