Bursa'yı adeta bir açık hava müzesine dönüştüren restorasyon çalışmalarının yanında kente kazandırdığı müzelerle müzecilik alanındaki çalışmalarıyla da örnek gösterilen Büyükşehir Belediyesi, tarihi değeri bulunan eserlerin gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarılması amacıyla konservasyon çalışmalarına da ağırlık veriyor. Tarihi cami ve türbelerin depolarından çıkan yüzlerce yıllık geçmişi bulunan ve çoğu parçalanmış haldeki sanduka örtüleri, sancak, kaftan gibi mukaddes emanetleri konservasyonla bakım onarımdan geçiren Büyükşehir Belediyesi, şimdi de tahrip olmuş el yazması eserleri geleceğe taşıyor. Bursa'ya kazandırılan Muradiye Kuran ve El Yazmaları Müzesi'ne bağışçılar tarafından verilen yüzlerce yıllık geçmişe sahip el yazmaları, konservasyon atölyesinde üzerindeki mikroorganizmalardan arındırılıyor, sayfaların tahrip olmuş bölümleri aslına uygun olarak onarılıp, daha uzun yıllar kentin hafızasına katkı sunması sağlanıyor.
Muradiye Kuran ve El Yazmaları Müzesi'ndeki konservasyon çalışmalarını yürüten Sanat Tarihçisi ve Konservatör Hüseyin Gürsel Bilmiş, müzeye gelen eserleri, sergilemeye hazır hale getirmeye çalıştıklarını söyledi. Yaptıkları işi bir nevi 'kitap doktorluğu' olarak tanımlayan Bilmiş, "Her hastanın doktora geliş sebebi farklı olduğu gibi doktorun ona bakış yöntemi de farklıdır. Gelen kitapların niteliği itibariyle bizim de bakışımız farklı oluyor. Her eski kitap bir hasta ve biz de hastalığın niteliğine göre müdahale yapıyoruz. Başı ağrıyan bir kitaba biyopsi yapamazsınız. Bunlar yazma ve nadir bulunan eserler. 1000 yıllıktan tutun 100 - 150 yıllık eserlerin onarımı ve yıllık periyodik bakımlarını yapıyoruz" dedi.
El yazması eserlerin önemli bir hafıza olduğunu, her eserin kendi öyküsünün bulunduğunu ifade eden Bilmiş, bazen hiç bilinmeyen bir konunun eski bir el yazmasının arkasına not edildiğine tanık olduklarını vurguladı. Toplumların hafızası olan bu eserlerin mutlaka korunması gerektiğini dile getiren Bilmiş, "Bu eserler kaybolduğu an hafızamızı kaybetmiş oluyoruz. Bu eser günümüze kadar gelmiş, atalarımız bize kadar ulaştırmış, önemli olan biz ne yapabileceğiz. Bursa Büyükşehir Belediyesi bu konuda Türkiye'de öncü konumda. Yurt dışında özel müzelerde gördüğünüz esere bakış, burada da var. Dolayısıyla eserin önemi bilindiği zaman onun problemlerine yönelik çözüm arama noktasında belediye öncü oluyor. Biz de elimizden geleni ortaya koyuyoruz. Toplumsal hafızanın korunması için bu müze çok önemli. Bakım ve onarımı yapılmış eserler, uygun saklama koşulları sağlandığında 1000 yıl daha yaşayabilir" diye konuştu.
Kuran ve El Yazmaları Müzesi'nde devam eden konservasyon çalışmasını izleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan, kuruluşundan itibaren ilk 6 Osmanlı padişahını bünyesinde barındıran Bursa'da çok ciddi el yazması eserler olduğunu kaydetti. El yazması eserleri 'hazine' olarak niteleyen Başkan Aktaş, "El yazma eserler, hem bilimsel ve sanatsal değerleriyle hem de kültürel mirası geçmişten günümüze taşıma özelliğiyle bir milletin sahip olabileceği en değerli hazinelerdendir. Böylesine değer taşıyan bu zenginliklerden en üst derecede faydalanabilmek için şüphesiz onlara doğru yollardan ulaşarak bakım, onarım, tespit ve tertip ile hizmete sunmamız gerekiyor. Amacımız müzemize kazandırdığımız el yazmalarını tüm ziyaretçilerimize, Kur'an-ı Kerim’in ilk nazil olduğu zamandan günümüze kadar kitabın yazılışındaki aşamaları ve diğer ilim dallarında yazılan el yazma eserleri hat sanatı yoluyla kronolojik olarak örneklerle tanıtmak ve sergilemektir. Şimdiye kadar müzemizde 9 adet el yazma eser restore edilerek sergileniyor. Konservasyon atölyemizde 2 adet el yazması eserin bakım çalışmaları da devam ediyor. Burada çok özel ve önemli bir çalışma yapılıyor. Her sayfa ilmek ilmek işleniyor. Bu çalışmayı ortaya koyan hocamıza emekleri nedeniyle teşekkür ediyorum" diye konuştu.