Günlük hayattaki endişe ve sorunlarla zihnin sürekli meşgul olması sağlığı olumsuz yönde etkileyerek vücudumuzda bir takım rahatsızlıklara sebep olduğuna dikkat çeken uzmanlar, aşırı duygusal ya da zihinsel gerilim altında olan insanların zihinlerindeki negatif yüklenmeler ve duygusal gerginliklerinde aynı fiziksel yük taşıyormuş gibi omurga çevresi kaslarda önce mikrospazmlara, kasılmalara, daha sonra omurlar arası disklerde aşınmalara yol açtığını söyledi. Bu ağrıların zamanla bel ve boyun fıtığı oluşumuna zemin hazırlamakta olduğunu ifade eden uzmanlar, "Gergin, sıkılmış kaslar, büyük ölçüde duyguların uzun süreli ifade edilememesi sonucu ortaya çıkan yaygın bir belirtidir. Duygular ifade edilmeyip bastırıldığında vücudumuzda gerginlik ortaya çıkar. Belirli duygular farklı kas gruplarını etkilemektedir. Örneğin hayatta engellenme, sık ve çabuk öfkelenme, affetmeme gibi duygular boyun ve omuz kaslarında gerilime neden olmaktadır. Bu gerilimler sonucu omurgadaki kaslar zayıflayarak bel ve boyun fıtığı oluşumu kolaylaşmaktadır" dedi.
Boyunda ve beldeki ağrıların sık sık tekrarlanması konusunda bilgi veren Fizik Tedavi ve Manuel Terapi Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, "Boyundan kola-ele vuran bir ağrı veya uyuşma varsa boyun fıtığı. Belden bacağa vuran ağrı veya uyuşma mevcutsa bel fıtığı olma olasılığı yüksektir. İyi bir muayene sonrası konulan teşhise göre uygulanacak doğru tedavinin ileride oluşabilecek daha büyük riskleri ortadan kaldırabilir. Elle tedavi (Manuel terapi) yöntemi ile fıtıktan kurtulmak mümkün. Ama bu tedavi yöntemi Türkiye’de çok az sayıda uzman doktor tarafından bilinip uygulanıyor. Elle tedavi, hafif vakalarda 3, orta vakalarda 6, ileri vakalarda 10 seansa varan bir tedavi sürecidir" dedi.
Manuel Terapi ile yüzde 98 hastanın iyileştiğini, sadece yüzde 1-2 hastada ameliyat gerektiğini belirten Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu, ameliyatın bel fıtığında ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma şikayeti olan ya da ameliyatsız tedaviye cevap vermeyen hastalarda, boyun fıtığında ise ellerde-kollarda ilerleyen kas gücü kaybı olanlarda ya da ameliyatsız tedaviye cevap vermeyen çok az sayıdaki hastada gerektiğini söyledi.
