Bursa'da iş adamlarının Basım, Yayın ve Medya Sektör Kurulu toplantısı, üyelerin geniş katılımıyla gerçekleşti. Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak'ın konuk konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, ‘Gücün Medyası-Medyanın Gücü’ konusu ele alındı.
Toplantıda konuşan Nuh Albayrak, Türkiye’de geçmiş dönemlerde her türlü yönlendirmenin medya ile yapıldığını söyledi. Albayrak, “1960 darbesini görünüşte asker yaptı. Ancak olayın gerisine baktığınızda basın organları kullanılarak, ülke darbeye hazır hale getirildi. Türkiye’de tüm darbeler bu şekilde olmuştur. Rahmetli Menderes’i karalamak için günlerce yalan yanlış manşetler atıldı ve insanlara ‘artık ne olacaksa, olsun’ dedirtildi” dedi.
"28 ŞUBAT BAL GİBİ DARBEDİR"
28 Şubat’tan herkesin maddi ve manevi etkilendiğini de hatırlatan Albayrak, “28 Şubat post-modern falan değil, bal gibi darbedir ve halkımızın tamamını etkilemiştir. Halk atılan manşetlerle adım adım istedikleri yere doğru yönlendirmeye çalışılıyor. Toplum nezdinde ‘darbe elzem’ algısı oluşturulmaya gayret ediliyor” şeklinde konuştu.
MİLLİ MEDYA
Medyanın geçmiş dönemlerde milli olmadığını da dile getiren Nuh Albayrak, “Milli medyanın eksikliğinin sıkıntısını çeken ve çözüm bulmaya çalışan ilk kişi rahmetli Turgut Özal’dı ama o zamanki etkin güçler Özal’ı engelledi. Çok şükür 2000’den sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretiyle milli bir medya oluştu. Tabi daha öncelerde de milli ve manevi değerlere sahip basın mensupları vardı ancak şimdiki gibi değildi” dedi.
Önceki yıllarda medyada tek ses olduğunu da kaydeden Albayrak, “Önceden sesimizi gür çıkaramıyorduk. Medyada tek ses vardı ve bu ses kesinlikle milletin değildi. Sonunda bunun eksikliği hissedildi ve milli medya diye bir güç oluştu, kısacası denge geldi. Eğer ki Sayın Erdoğan bu meselenin önemini fark etmeseydi, maalesef bugünleri göremeyecektik” diye konuştu.
15 Temmuz akşamı halkın dik duruşunun yanı sıra medyanın tavrının da büyük önem arz ettiğini belirten Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"15 Temmuz’da kendini tankların önüne atarak, canı pahasına ülkesini, milletini savunan halkımızın duruşu, şüphesiz büyük önem arz etmektedir. Ancak o zamanda medyanın tavrı da önemliydi. Medyanın büyük çoğunluğu darbe karşısında durdu. Bana göre biz o dönemde İstiklal Harbini tekrar yaşadık ve bu harbin finali çok şükür 16 Nisan’da zaferle sonuçlandı."