Araç kiralama sektörü son yıllarda hızla gelişiyor. Özellikle şirketler, başta vergi olmak üzere birçok avantajı yüzünden araç kiralamayı tercih ediyor. Şirketler tarafından kiralanan araç sayısı yılda 220 bine ulaştı. Bu araçlar için ödenen kira bedeli de 9 milyar liraya çıkmış durumda. Araç kiralanınca araç kirası Kurumlar Vergisi’nde kanunen kabul edilen gider olarak vergi matrahından indiriliyor. gazete Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre araç kiralamanın diğer avantajlarını ise Zorunlu Trafik Sigortası maliyeti ve takibi, kasko pirimi ve takibi, Motorlu Taşıtlar Vergisi ile bakım onarım ve araçlara ait muayenelerin takibi açısından sağladıkları kolaylıklar olarak sayabiliriz. En büyük avantaj olarak ortaya çıkan vergi teşviki ise Gelir Vergisi Yasası’nın 40’ıncı maddesi ile sağlanmış durumda. Ancak yasada çok önemli bir şartla bu avantaja olur veriliyor. O da kiralık araçlara ait giderlerin işte kullanılması koşulu.
3 AYRI ŞEKİLDE KULLANILIYOR
Uygulamada ise kiralık araçların üç biçimde kullanıldığı görülüyor. Bunlardan ilki bir şoförün kullandığı ve tamamen çalışma günlerinde kullanılan araçlar. Bunlara “görev aracı” da deniliyor. Bu araçların giderleri tamamen vergiden düşülebiliyor. İkincisi, hem iş hem de çalışanın şahsi kullanımı için kullanılan araçlar. Bir de işte kullanılması şartı olmadan üst düzey yöneticilere tahsis edilen kiralık araçlar. Genel olarak üst düzey yöneticilere tahsis edilen bu araçlar 7 gün 24 saat yöneticilerde kalıyor. Yöneticiler kimi zaman iş için kimi zaman alışveriş merkezine gitme, çocuğu okuldan alma, hafta sonları ise pikniğe gitme gibi kendi şahsi işleri için araçları kullanıyor. İkinci kesim için vergi açısından sorun da işte burada başlıyor.
KAZANCA EKLENMESİ GEREKİYOR
Vergi müfettişleri Serdar Akın ve Fatih Bingöl, Vergi Sorunları Dergisi’nde ele aldıkları makalelerinde işte kullanılmayan kiralık araçlara ait giderlerin mali kârın tespitinde “Kanunen kabul edilmeyen gider” olarak değerlendirilip ticari kazanca ilave edilmesi gerektiğini yazdılar. Uygulamada şirketlerin hem şirket için hem de şirket çalışanının şahsi işleri için kullanılan kiralık araçlara ait giderlerin tamamının gider yazıldığını belirten müfettişler “Bunun sonucunda aslında işletmeler tarafından kanunen kabul edilmeyen gider veya hizmet erbabına sağlanan menfaat olarak değerlendirilmesi gereken işte kullanılmayan kısımlara isabet eden gider tutarları da mali kârın tespitinde gider olarak dikkate alınıyor” ifadelerini kullandılar. Müfettişlerin tespitinden çıkarılan net cümle şu oluyor: Eğer müdür şirket aracı ile 1 gün pikniğe gittiyse örneğin 30 günü bin 900 liraya kiralanmış bir aracın o 1 günü için ödenen 30 liralık kira gider yazılamaz. Hatta 30 TL şirkete kazanç olarak eklenip 6 TL (Yüzde 20) kurumlar vergisi alınır.
ÜCRET OLARAK DA DEĞERLENDİRİLEBİLİR
Müfettişlerin önerisi, bu tarz işte kullanılmayan araçların özellikle işletme personeline, müdürlere veya üst düzey yöneticilere tahsis edilmesi durumunda mali kârın tespitinde gider olarak dikkate alınması, bu giderlerin işletme tarafından ücret olarak değerlendirilmesi gerektiği. Böyle değerlendirildiğinde ise ücret olarak kabul edilen tutarlar üzerinden gelir vergisi stopajı yani vergi kesintisi yapılabiliyor.