Türkiye'de 4 milyon civarında hepatit taşıyıcısı olduğunun tahmin edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Emiroğlu, şu bilgileri verdi: “Hepatit'in siroza dönüşmesi sonucu kapıyı çalan karaciğer yetmezliği nedeniyle nakil yapılmak zorunda olan kayıtlı hasta sayısı ise sadece 2 bin. Üstelik milyonlarca hasta, beklemeye ömrü yetmediğinden nakil listesine girme fırsatı bile bulamıyor. Türkiye kadavradan nakilde çok gerilerde. Hastaların bir çocuğu bekleme listesinde hayatını kaybediyor. Organ naklinin önemini vurgulamaya yönelik çalışmalar son yıllarda çok büyük artış gösterse de kadavradan organ nakli ülkemizde son derece yetersiz. Milyonlarca hastanın birçoğu listeye bile girmeden hayatlarını kaybediyorlar.”
Hepatit'in siroza dönüşmesi sonucu kapıyı çalan karaciğer yetmezliğinin, günümüzün önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Prof. Emiroğlu, “Karaciğer yetmezliğinin tek tedavisi karaciğer naklidir. Öldükten sonra organlarımız bir işe yaramıyor. Bir insanın öldükten sonra yapabileceği en büyük hediye organ bağışıdır. Organ nakli bir insanın hayatını kurtarmanın yanı sıra, bütün aileyi ve toplumu etkiliyor. Sadece kişiler için değil, hem aile hem toplum için organ bağışı gereklidir." diye konuştu.
KADAVRADAN NAKİL ÇOK ÖNEMLİ
Karaciğerdeki fazla yağın, vücut için hayati önem taşıyan bazı enzimlerin üretilmesini ve gerekli dağılımın yapılmasını engellediği için bazı ciddi hastalıklara zemin hazırladığını belirten Emiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karaciğer yağlanması dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artan bir sorun. Türkiye’de her 4 erişkinden birinde karaciğer yağlanması görülüyor. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yanlış yaşam tarzı ile artık genç yaşta da kapıyı çalan karaciğer yağlanması sağlığa ciddi bir tehdit. Ama yol açtığı bir başka çok önemli tehdit de, karaciğer naklini zorlaştırması! Karaciğer yağlanması çok büyük sıkıntı yaratmaya başladı. Çok hızlı artıyor. Tabi bunların nakilleri de zor. Çünkü zaten hastalar kilolu hem ameliyat teknikleri olarak zor hem uygun verici bulmak zor. Şişmanlık ve yağlanma günümüzün büyük problemi. Buna bağlı kanserlerin sıklığı da artmaya başladı.”
Gittikçe yaygınlaşan hareketsiz yaşam tarzının da önemli bir tehdit oluşturduğunu, karaciğer yetmezliğinin tek tedavisinin ise karaciğer nakli olduğuna dikkat çeken Emiroğlu, buna karşın Türkiye'de kadavradan organ naklinin yok denecek kadar az olduğunu kaydetti.
KARACİĞER KENDİNİ YENİLEYEBİLEN BİR ORGAN
Türkiye'de eskiden karaciğer yetmezliğine yol açan başlıca nedenin Hepatit B olduğunu, ancak Hepatit B aşılamasının çocukluk çağı aşıları içerisine girmesi ve rutin olarak yapılması sayesinde Hepatit B'nin sıklığının azalmaya başladığını kaydederek, yüksek alkol tüketimi ile ülkede her 4 erişkinden birinde görülen karaciğer yağlanmasının öne geçtiğini vurguladı.
