Trabzon
Arsin ilçesinde Şehit Haydar Arslan Ortaokulunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan 38 yaşındaki Sali, 2015'te meme kanseri teşhisi konulan eşinin tedavisi için Ankara'ya tayinini istedi.
Sali, eşiyle ilgilenirken bir yandan da ahşaba merak salarak kiraladığı otomobil garajında ürünler yapmaya başladı.
Eşinin 2020'de vefat etmesinin ardından memleketine dönerek mesleğine devam eden bir çocuk babası Sali, oturduğu apartmanın alt katındaki depoyu atölyeye dönüştürdü. Sali, ceviz, dut ve armut ağaçlarından elde edilen ahşap parçaları kullanarak tabure, masa, sandalye, kesme tahtası ve kitaplığın yanı sıra çeşitli hediyelik eşyalar yapıyor.
"Bana iyi geldiğini görünce devam ettim"
Üzeyir Sali, AA muhabirine, çocukluk yıllarında demir doğrama ustası babasına yardım ettiği için el işlerine yatkın olduğunu söyledi.
Eşinin rahatsızlığının ardından başladığı hobiyi zamanla geliştirdiğini ifade eden Sali, "İnternet ortamında bazı uygulamalar var, onları izledikçe 'Acaba yapabilir miyim?' diye birkaç alet almaya başladım. Sonra bırakamıyorsunuz zaten, bana iyi geldiğini de görünce devam ettim." dedi.
Sali, boş vakitlerinde atölyede çalıştığını belirterek, "Evimin altındaki depoyu, ev sahibimden rica ettim atölyeye dönüştürmem için izin verdi. Ürünleri yaparken bir sınırlandırmam yok. Ahşap üzerine hüsnühat alanında yazılar yazmaya çalışıyorum ama internette gördüğüm farklı olan ve yapabileceğimi düşündüğüm şeyleri de yapıyorum. Standart bir alanım yok, internette heves ettiğim, beğendiğim ürünleri yapmaya çalışıyorum." diye konuştu.
Yaptığı ürünleri hediye ediyor
Çalıştığı okullara kitaplık yaptığını aktaran Sali, marangoz yeğeninin kullanmadığı ahşap parçalarla atölyesinde çeşitli ürünler hazırladığını dile getirdi.
Sali, çevresindekilere el emeği ile yaptığı hediyeler vermeyi sevdiğine işaret ederek, "İsimlik, kesme tahtası gibi çok fazla ürün yaparak tanıdıklarıma hediye ettim. Maddi bir talebim yok. Sipariş vermek isteyenleri de marangozlara yönlendiriyorum." ifadelerini kullandı.
Emek harcayarak ortaya çıkarttığı ürünü izlemenin keyifli olduğunun altını çizen Sali, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok ince işlerle uğraşıyorsun ama yaptıktan sonra oturup onu izlemenin verdiği zevk, o zahmeti unutturuyor. Ağaçları da tanımaya başladım. Hangi ağaç yumuşak, hangisi sert, işlenir mi, işlenemez mi gibi şeyleri öğreniyorsunuz. Sıradan bir odun bilmeyenin elinde yanacak odun olarak görülebilirken, bilenin elinde de çok güzel bir sanata dönüşebilir."
Sali, Avrupa'da hemen hemen herkesin hobisinin olduğuna dikkati çekerek, "Bizim de geçmişimize baktığınız zaman insanlar sadece bir alanda uzmanlaşmamışlar, farklı alanları mutlaka var. Bunun çok fazla faydası olduğunu düşünüyorum. Bu işe başladıktan sonra mesleğimi daha çok sevmeye, bağlanmaya ve hayata da farklı bakmaya başladım. Çünkü insan ağacı işlerken kendisini de işliyor. Tecrübe kazanıyor, insanları da anlamlandırıyor. İnsanların mutlaka özel hissettiği, kendine zaman ayırdığı ve değer verdiği bir çalışma alanı olmalı." dedi.