Olağanüstü Hal’in (OHAL) 3 ay daha uzatılmasına ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Mersin’deki patlama hakkında bilgi vererek, “Mersin ili Güvenevler Mahallesi 18. Cadde üzerinde polis servis aracının geçişi esnasında yol kenarına park edilmiş motosiklete yüklenen bomba düzeneği uzaktan kumandayla patlatılmış, patlama sonucu 17 polis memuru, bir teknisyen yardımcısı olmak üzere 18 kişi yaralanmıştır. Yaralıların hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Olay bütün boyutlarıyla araştırılıyor. Şu ana kadar elde edilen bilgiler bunun bir terör saldırısı olduğunu ortaya koyuyor. Hangi terör örgütü olduğuna ilişkin emareler var, ama bunları netleştirdikten sonra ilgili bakanlık gerekli açıklamayı yapacaktır” ifadelerini kullandı.
Bozdağ şunları kaydetti:
“Hükûmetimiz, darbe teşebbüsünün zararlarını ortadan kaldırmak, darbenin tekrarını önlemek, bundan sonra darbe yapılmaz bir Türkiye için yapısal demokratikleşme reformları yapmak, demokrasimizi, hukuk devletini ve millî iradeyi tahkim etmek, Türk milletinin ve Türkiye devletinin demokrasi, istiklal ve istikbalinin bir daha tehlike, tehdit ve saldırı altına girmesini önlemek, darbe teşebbüsüne kalkışan FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarını devlet içinden ayıklamak için hızlı karar almak, alınan kararları hızlı ve etkin bir biçimde uygulamak, milletimizin ve ülkemizin karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdidi kısa sürede kesin bertaraf etmek, olağanüstü döneme son verip hızla olağan döneme geçmek maksadıyla Bakanlar Kurulumuzda 21 Temmuz 2016 Perşembe günü 01.00’den başlamak üzere 3 ay süre Olağanüstü Hâl ilan edilmesine karar verildi. Bu karar 21 Temmuz’da Meclisimizde görüşülerek kabul edildi ve Olağanüstü Hâl dönemi ülkemizde başladı. O zaman da ifade ettik, amacımız vatandaşımıza Olağanüstü Hâl ilan etmek değil, bizim amacımız devleti yöneten hükümete ve terörle etkin mücadeleyle görevli olan kamu kurum, kuruluşlarına ve burada görev yapanlara Olağanüstü Hâl ilan etmektir. Bunu hep ifade ettik ve dedik ki inşallah üç aydan sonra bunu uzatma gereği duymayız, üç ayda da bu işi noktalarız. Ancak gelinen noktada üç ay içerisinde bu terör örgütüyle mücadele ve diğer terör örgütleriyle mücadele konusunda beklediğimiz neticeleri tam olarak ortaya koyma imkânı hasıl olmamıştır. Çünkü Fetullahçı Terör Örgütü’nün yapısı, gizliliği, takiyeyi esas alması, çalışma yöntemlerinin bu örgütle mücadeleyi zorlaştırıyor olması, FETÖ/PDY, PKK, KCK, DEAŞ, DHKP-C başta olmak üzere bütün terör örgütleriyle mücadelede hızlı karar alınması ve alınan kararların hızlı, etkin ve kararlı bir biçimde uygulanması, karşı karşıya olduğumuz güvenlik tehdidinin ve sorununun yapısı, büyüklüğü, çetrefilliği, demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik karar ve tedbirlerin etkin şekilde uygulanmasının devamlılığı, Türkiye’de bir daha darbe teşebbüsünde bulunulmaması ve bulunmaya kimsenin cesaret edemeyeceği demokratik bir ortamın ve büyük reformların yapılması, Irak ve Suriye’de yaşanan gelişmelerin ülkemize ve ulusal güvenliğimize yönelik içerdiği risk ve tehditlerin varlığı, ülke genelinde sağlanan huzur ve güven ortamının devamı, başlatılan çalışmaların tamamlanabilmesi maksadıyla Olağanüstü Hâl’in uzatılması kararlaştırılmıştır ve her defasında da bu ihtiyaçlar nedeniyle Olağanüstü Hâl uzatılmıştır. Olağanüstü Hâl’i gerekli kılan şartlar ortadan kalktığı zaman da elbette bu ortadan kaldırılacaktır. Buradan şunu özellikle ifade etmek isterim ki Olağanüstü Hâl bir zorbalık düzeni değildir, Olağanüstü Hâl anayasal bir hukuk düzenidir.”
Olağanüstü Hal’i 5. kez uzatacaklarını söyleyen Bozdağ, “Ne zamana kadar devam edecek bu mücadele? Başarıya ulaşana kadar. Olağanüstü Hal anayasal bir hukuk düzenidir. Anayasa imkan veriyor ki biz bu şartlarla ilan ettik. Ortada hukuk var, olan hukuku zorbalık olarak ilan etmek kimseye yakışmaz” dedi.
(İHA)