Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketinde, evinde 3 çocuğu ile mahsur kalan Elif Yüksel, sele kapılarak öldü zannedildi. Annesinden ayrı kalan Yüksel’in 1 yaşındaki bebeği Osman’ı ekiplerle birlikte kurtaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da üşümesin diye üzerindeki monta sardı. ’Kıyamet kopuyor sandım’ diyen anne ise o dehşet anlarını anlattı.
Kastamonu’da çarşamba günü etkili olan şiddetli yağış, Bozkurt, Azdavay, Pınarbaşı, Küre, İnebolu, Cide ve Abana ilçelerinde sele sebep oldu. Selin etkisiyle cadde ve sokaklar göle döndü, ev ve iş yerlerini su bastı, çok sayıda araç ise sele kapıldı. 34 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketinde, 5 bin 400 nüfuslu Bozkurt ilçesi büyük yıkıma uğradı. Sel bölgelerinde arama ve kurtarma ekipleri ile güvenlik güçlerinin canla başla mücadelesi sürüyor.
Sel felaketine, Bozkurt ilçesindeki evinde 3 çocuğu ile yemek yerken yakalanan Elif Yüksel ise 1 gün mahsur kaldı. Dalgıç polisler ve İHH ekipleri tarafından ilk olarak 2 buçuk yaşındaki kızı ile birlikte helikopterle evin çatısından kurtarılan Yüksel, güvenli bölgeye alındı. Ardından ise Yüksel’in 11 yaşındaki oğlu ile 1 yaşındaki bebeği Osman Metin kurtarıldı. Annesinden ayrı kalan 2 çocuğa da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şefkat gösterdi. Osman Metin’in üşüdüğünü fark eden Bakan Soylu, çıkardığı montuna çocuğu sararak ısıtmaya çalıştı. Tüm ihtiyaçlarını giderilen çocuklar, KYK yurduna alındı.
"Sel sırasında çocuklarımla yemek yiyordum"
Öldü zannedilen Yüksel ise o anları İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabirine anlattı. Yüksel, "Sel sırasında evimdeydim, alışverişten gelmiştim ve çocuklarımla yemek yiyordum. Dışarıda komşularımın bağrışını duyunca balkona çıktım. ‘Ne oldu? Herkes kaçıyor’ dedim. Mahşer yeri gibiydi. Herkes bir yerlere kaçıyordu. ‘Sel geliyor’ dediler ama gerçekten ciddiye almadım. Yine de herkes kaçıştığı için eşimi aradım sanayide çalışıyordu. Kaçmasını söyledim. ‘İmam hatip okulunun en üst katına çık’ çık dedim. O da aracına binip petrol istasyonuna kaçmış. Ona ‘evdeyiz’ dedim ‘ustam gelmedi, onu almaya gidiyorum’ dedi. Zaten o sırada hat gitti. Ona ulaşamadım, daha sonra annemleri aradım ve Bozkurt’a gelmemelerini söyledim. Arama yapamadığımız için sosyal medyamdan canlı yayın açtım" dedi.
"Yaşlı amcayı çarşafla kurtardım"
Evde mahsur kaldıkları sürede, sokakta kütüğe tutunup durmaya çalışan yaşlı adamı da kurtardıklarını anlatan Yüksel, "Çarşafları tek tek sıkıca bağlayarak aşağıya attım. O amcayı da kurtardık. Alt komşumun camına çıktı, eşimin kıyafetlerinden verdim. O, ‘beni kurtardın, Allah razı olsun’ diyordu ama o olmasaydı binada tek başıma kafayı yerdim" diye konuştu.
"Oğluma Süleyman Soylu’yu gösterdim"
Evin içinde odadan odaya, balkondan balkona koştuğunu kaydeden Elif Yüksel, şöyle konuştu:
“Dalgıç polisler geldi. ‘Çatıya çıkın’ dediler ama ‘çıkamam, bebeklerim var’ dedim. O zaman olduğumuz yerde kalmamızı söyledi. ‘Alt katın yan dairesine geçin’ dediler, gittik. Oğluma o sırada Süleyman Soylu’yu gösterdim. ‘Korkma’ dedim. Öyle bir şey ki, ağlayamıyorsunuz yanınızda 3 çocuk var. Tam ağlayacağım ağlayamadık, resmen kıyameti yaşadık. Oğluma Süleyman Soylu’yu gösterdim ve ‘Bak bakan gelmiş, belediye başkanımız burada. Oğlum buradalar, kurtaracaklar bizi’ dedim. 11 yaşındaki oğlum da bana, ‘anne, ölecek miyiz?’ dedi. ‘oğlum baban yok, sen bana burada destekçisin. İleride torunlarına anlatacak hikayen olacak, kaç çocuk helikoptere binip çatıdan alınır, sakın korkma’ diyerek onu sakinleştirdim."
"Helikopter beni ve kızımı aldı"
Hep birlikte çatıya çıktıklarını kaydeden Yüksel, şu ifadeleri kullandı:
"Helikopter geldi sadece 2 buçuk yaşındaki kızım ve beni aldı. ‘Sakin olun, güvenli bölgeye alacağız’ dediler. ‘Çocuklarım kaldı’ dedim, ‘korkmayın, onları kurtaracağız’ dediler. 4,5 kişi kaldı yanlarında. Beni Abana’ya aldılar, kızımla orada bekledim. Daha sonra eşimle birlikte kaymakamlığa gittik ve oradakiler çocuklarımın KYK yurduna yerleştirildiğini söyledi. Allah herkesten razı olsun. Bir tane gönüllü abla karnını doyurmuş paşamın, uyutmuş, giydirmişler sakinleştirmişler. Getirdiler yanıma, sonra buraya yerleştik"
"Süleyman Soylu montunu açmış ve oğlumu içine almış"
Oğlunu, Süleyman Soylu’nun kucağına görünce çok mutlu olduğunu vurgulayan Yüksel, "Videoları aradım ama bulamadım. İster istemez çocuğumun kurtarılma anını merak ettim. Daha sonra gördüm ve çok mutlu oldum. Oğlumun ayakları çıplaktı, o an elime şort geçtiği için onu giydirmiştim. Üstünde de mont vardı. Çatıda da çok üşümüştü zaten. Süleyman Soylu montunu açmış ve oğlumu içine almış. Daha sonra ekiplere vermiş Hiç ağlamamış, çok mutlu görünüyordu" diye konuştu.
"Öldü sanıldım"
Elif Yüksel, herkesin kendisini öldü diye bildiğini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:
"Sanırım benim oradaki komşum sele kapılmış. Kadını ve benim oğlumu tek başına görünce beni öldü zannedilip haber yapılmış. Telefonum açılınca yakınlarım beni arayıp, ‘seni öldü zannetmiştik çok ağladık’ dediler. Annem de ulaşamamıştı bana. Bu haberi ilk onlar görse çok kötü olurlardı. Kızgın değilim kimseye, çünkü ben cehennemin içinden çıktım. Çok sevdiklerimiz öldü. Merhabalaştığımız insanlar gitti. Cehennemi yaşadık, ‘herhalde kıyamet kopuyor’ diye düşündüm"
Kastamonu’da çarşamba günü etkili olan şiddetli yağış, Bozkurt, Azdavay, Pınarbaşı, Küre, İnebolu, Cide ve Abana ilçelerinde sele sebep oldu. Selin etkisiyle cadde ve sokaklar göle döndü, ev ve iş yerlerini su bastı, çok sayıda araç ise sele kapıldı. 34 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketinde, 5 bin 400 nüfuslu Bozkurt ilçesi büyük yıkıma uğradı. Sel bölgelerinde arama ve kurtarma ekipleri ile güvenlik güçlerinin canla başla mücadelesi sürüyor.
Sel felaketine, Bozkurt ilçesindeki evinde 3 çocuğu ile yemek yerken yakalanan Elif Yüksel ise 1 gün mahsur kaldı. Dalgıç polisler ve İHH ekipleri tarafından ilk olarak 2 buçuk yaşındaki kızı ile birlikte helikopterle evin çatısından kurtarılan Yüksel, güvenli bölgeye alındı. Ardından ise Yüksel’in 11 yaşındaki oğlu ile 1 yaşındaki bebeği Osman Metin kurtarıldı. Annesinden ayrı kalan 2 çocuğa da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şefkat gösterdi. Osman Metin’in üşüdüğünü fark eden Bakan Soylu, çıkardığı montuna çocuğu sararak ısıtmaya çalıştı. Tüm ihtiyaçlarını giderilen çocuklar, KYK yurduna alındı.
"Sel sırasında çocuklarımla yemek yiyordum"
Öldü zannedilen Yüksel ise o anları İhlas Haber Ajansı (İHA) Muhabirine anlattı. Yüksel, "Sel sırasında evimdeydim, alışverişten gelmiştim ve çocuklarımla yemek yiyordum. Dışarıda komşularımın bağrışını duyunca balkona çıktım. ‘Ne oldu? Herkes kaçıyor’ dedim. Mahşer yeri gibiydi. Herkes bir yerlere kaçıyordu. ‘Sel geliyor’ dediler ama gerçekten ciddiye almadım. Yine de herkes kaçıştığı için eşimi aradım sanayide çalışıyordu. Kaçmasını söyledim. ‘İmam hatip okulunun en üst katına çık’ çık dedim. O da aracına binip petrol istasyonuna kaçmış. Ona ‘evdeyiz’ dedim ‘ustam gelmedi, onu almaya gidiyorum’ dedi. Zaten o sırada hat gitti. Ona ulaşamadım, daha sonra annemleri aradım ve Bozkurt’a gelmemelerini söyledim. Arama yapamadığımız için sosyal medyamdan canlı yayın açtım" dedi.
"Yaşlı amcayı çarşafla kurtardım"
Evde mahsur kaldıkları sürede, sokakta kütüğe tutunup durmaya çalışan yaşlı adamı da kurtardıklarını anlatan Yüksel, "Çarşafları tek tek sıkıca bağlayarak aşağıya attım. O amcayı da kurtardık. Alt komşumun camına çıktı, eşimin kıyafetlerinden verdim. O, ‘beni kurtardın, Allah razı olsun’ diyordu ama o olmasaydı binada tek başıma kafayı yerdim" diye konuştu.
"Oğluma Süleyman Soylu’yu gösterdim"
Evin içinde odadan odaya, balkondan balkona koştuğunu kaydeden Elif Yüksel, şöyle konuştu:
“Dalgıç polisler geldi. ‘Çatıya çıkın’ dediler ama ‘çıkamam, bebeklerim var’ dedim. O zaman olduğumuz yerde kalmamızı söyledi. ‘Alt katın yan dairesine geçin’ dediler, gittik. Oğluma o sırada Süleyman Soylu’yu gösterdim. ‘Korkma’ dedim. Öyle bir şey ki, ağlayamıyorsunuz yanınızda 3 çocuk var. Tam ağlayacağım ağlayamadık, resmen kıyameti yaşadık. Oğluma Süleyman Soylu’yu gösterdim ve ‘Bak bakan gelmiş, belediye başkanımız burada. Oğlum buradalar, kurtaracaklar bizi’ dedim. 11 yaşındaki oğlum da bana, ‘anne, ölecek miyiz?’ dedi. ‘oğlum baban yok, sen bana burada destekçisin. İleride torunlarına anlatacak hikayen olacak, kaç çocuk helikoptere binip çatıdan alınır, sakın korkma’ diyerek onu sakinleştirdim."
"Helikopter beni ve kızımı aldı"
Hep birlikte çatıya çıktıklarını kaydeden Yüksel, şu ifadeleri kullandı:
"Helikopter geldi sadece 2 buçuk yaşındaki kızım ve beni aldı. ‘Sakin olun, güvenli bölgeye alacağız’ dediler. ‘Çocuklarım kaldı’ dedim, ‘korkmayın, onları kurtaracağız’ dediler. 4,5 kişi kaldı yanlarında. Beni Abana’ya aldılar, kızımla orada bekledim. Daha sonra eşimle birlikte kaymakamlığa gittik ve oradakiler çocuklarımın KYK yurduna yerleştirildiğini söyledi. Allah herkesten razı olsun. Bir tane gönüllü abla karnını doyurmuş paşamın, uyutmuş, giydirmişler sakinleştirmişler. Getirdiler yanıma, sonra buraya yerleştik"
"Süleyman Soylu montunu açmış ve oğlumu içine almış"
Oğlunu, Süleyman Soylu’nun kucağına görünce çok mutlu olduğunu vurgulayan Yüksel, "Videoları aradım ama bulamadım. İster istemez çocuğumun kurtarılma anını merak ettim. Daha sonra gördüm ve çok mutlu oldum. Oğlumun ayakları çıplaktı, o an elime şort geçtiği için onu giydirmiştim. Üstünde de mont vardı. Çatıda da çok üşümüştü zaten. Süleyman Soylu montunu açmış ve oğlumu içine almış. Daha sonra ekiplere vermiş Hiç ağlamamış, çok mutlu görünüyordu" diye konuştu.
"Öldü sanıldım"
Elif Yüksel, herkesin kendisini öldü diye bildiğini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:
"Sanırım benim oradaki komşum sele kapılmış. Kadını ve benim oğlumu tek başına görünce beni öldü zannedilip haber yapılmış. Telefonum açılınca yakınlarım beni arayıp, ‘seni öldü zannetmiştik çok ağladık’ dediler. Annem de ulaşamamıştı bana. Bu haberi ilk onlar görse çok kötü olurlardı. Kızgın değilim kimseye, çünkü ben cehennemin içinden çıktım. Çok sevdiklerimiz öldü. Merhabalaştığımız insanlar gitti. Cehennemi yaşadık, ‘herhalde kıyamet kopuyor’ diye düşündüm"