Güvenlik uzmanı Ağar, Demokratik Suriye Güçleri (QSD-DSF) adı altında Suriye’nin kuzeyinde ABD öncülüğünde oluşturulan PKK-YPG ağırlıklı aparat gücün Rakka’yı IŞİD’in elinden almak üzere başlattığı operasyonla ilgili bir fotoğrafta ABD Özel Kuvvetleri'ne ait olduğu tahmin edilen çöl kamuflajlı silahlı kişilerin YPG’ye ait sembolleri taşıdığının görüldüğünü hatırlatarak, "Ve herkes bu fotoğraftakiler için ABD Özel Kuvvetleri diyor. Mümkün, ama o kadar basit değil. Bu fotoğrafa dair iki olasılık var; bunlar gerçekten ABD Özel Kuvvetleri'ne bağlı Delta ya da Seal-6. ABD Özel Kuvvetleri'nin uyguladığı Kızılderili taktiklerinin ya da operasyonun bir gereği olarak bu sembolleri takıyorlar. Buraya kadar normal ve aslında çokta şaşılacak bir şey yok. Peki ya bunlar ABD Özel Kuvveti değilse. Başka bir kuvvetse. Bakalım. Bunların Özel Kuvvet (Delta ya da Seal-6) olma olasılığı az. Çünkü ABD bu özel unsurlarını bu alanlarda bu şekilde kullanmıyor. Bölgeye özel görevler için gönderilen ve sayıları sadece yüzlerle ifade edilen ABD askerleri, DSG-YPG’yi yönetmek, yönlendirmek, sevk-idare ve koordine etmek, gözlemlemek, raporlandırmak, kendi hava unsurlarına hedef tarif etmek, 'arabuluculuk' ve gerektiğinde özel ve nokta operasyonları yapmak için orada bulunuyor. Yani çatışmaya girmek gibi bir dertleri yok. Nasıl olsa DSG-YPG onlar için ölüyor" ifadesini kullandı.
ABD'nin özellikle Irak ve Suriye çatışma alanlarında kendi asker kayıplarına karşı çok hassas olduğuna dikkat çeken Ağar, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Daha geçenlerde Senato’da Savunma Bakanı Carter’ı senatörler hesaba çekiyorlardı. Savunma Bakanı hayatını kaybeden üç (evet yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği alanlarda sadece 3 ABD askerinin) hesabını vermekte bile çok zorlandı. ABD, ‘idari zayiatlar hariç’ biri Havice’de, biri Mahmur’da, biri de Musul’un batısında olmak üzere sadece 3 askerini kaybetti ve sırf bu yüzden Senato'da kızılca kıyamet koptu. Üç askerinin hesabını vermekte zorlanan ABD, namlunun başında ve savaşın ön safında özel askerlerini neden kullansın? Zaten gerekte yok, ihtiyacı da. Neden ölsün ki ABD askeri?"
MİKRO MİKROP ORDULAR
ABD'nin 2003 işgalinden beri bu coğrafyada özel güvenlik şirketi adı altında “paralı askerleri”, yani “mikro mikrop orduları” çok etkin bir şekilde kullandığına dikkat çeken Ağar, şunları kaydetti:
"Biz bunlardan sadece birini tanıyoruz. Blackwater. Blackwater, Irak’ta (Nisour vakası gibi) masumların hayatını kaybettiği ve ABD’de ceza ve mahkumiyet almasına neden olan olaylar nedeniyle önce 'Xe Hizmetler' sonra da 'Acedemia' ismini alarak yoluna devam ediyor. Yalnız, onlar bu yolda yalnız değil. Bunların yabancı olanların sayısı sadece Irak’ta 30 kadar. Bir de bunların taşeron olarak kullandığı kayıtlı 70 kadar yerli paramiliter şirket var. Bu şirketler safında ölen paralı askerlerin iç kamuoyunda hesabını vermek ise ABD için çok kolay. Parayı bastırdığı için isimleri bile okunmuyor. Zaten isimlerinin anılmaması da gerekiyor."
Bu şirketleri Suriye’de ilk Ayn el-Arap’ta yani Kobani’de gördüklerini ifade eden Ağar, "ABD askeri girmeden onlar oradaydılar. Orada ilk ateşle keşfi, örgütlenmeyi, operatif oyunları, teşkilatlanmayı, aparat yakalamayı, raporlamayı onlar yaptılar. Bunlar kirli savaşın bütün pisliklerini, felsefesini, oyun ve hilelerini birlikte hareket ettikleri güçlere öğretiyorlar. Sonrası malum. Karşımıza kirli savaşın kirli oyunlarını bilen kirli adamları çıkıyor. ABD’nin vekalet savaşında gerçek ABD askerleri ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmuyor. Sadece gerektiği yerde, gerektiği şekilde ve gerektiği zamanda sahne alıyorlar. Özel askerler aparatları, aparatlar da kendi aparatlarını kullanıyor" diye konuştu.
Fotoğraftaki silah ile ilgili ise Ağar şu değerlendirmeyi yaptı:
"Silaha gelince. Aslına bakarsanız asıl önemli olan o. Çünkü bu silah ABD’nin Rakka savaşına verdiği silah desteğini birebir ispat ediyor. O silahın adı MK-19 otomatik bombaatar. Sofistike, özel ve etkili bir silah. ABD menşeli bu silahın İngilizce adı MK-19 grenade launcher. Bir makinalı tüfek gibi 40 mm çapında bombaları bin 500 metre öteye kadar atabiliyor. Sizin anlayacağınız el bombası kadar bombacıkları bin 500 metre öteye kadar fırlatıveriyor. Vermiyorum diyordu. Sanırım yine 'Vermiyorum' diyecek. Hoş, 'Veriyorum' dese hesaba çekecek olan mı var? Ve bu sofistike silah sistemi, başlarında ister ABD Özel Kuvveti, ister mikro mikrop ordu, ister vekalet teröristi, bugün YPG-DSG safında boy gösteriyor. Asıl bu önem taşıyor. Daha önce YPG safında yine ABD menşeili Javelinler (son nesil güdümlü tanksavar füzesi) görmüştük. Tabii bir de vekalet savaşlarının vekalet silahları, vekalet yığınakları, vekalet depoları var. Gördünüz işte. SA-18 tipi son derece gelişmiş bir güdümlü uçaksavar füzesi süper Kobramızı düşürüverdi. PKK’nın eline nasıl geçiverdi acaba? Aklıma Irak geliyor. ABD, 2011 sonunda Irak’tan klasik askeri ağırlığını çekerken Irak ordusuna Abrams tankları, ZSA’lar, Humvee’ler dahil neler neler bırakmıştı. Sonra bunlar, IŞİD’in mişidin eline geçmişti. Bunlar da PKK’nın mkknın eline geçer artık."