İzmir Konak’ta, 10 yaşından bu yana baba mesleği olan örücülük işiyle uğraşan İsmail Damar, müşterilerinin getirdiği hasarlı kıyafetleri yaptığı işçilik ile eski haline getiriyor. Kentte bu işi yapan iki kişiden birisi olan Damar, "Eskiden fakir işiydi, şimdi zengin işi oldu. Atıl duruma düşen eşyaları ayağa kaldırıyoruz. Giyilecek moda getiriyoruz. İnsanlar mutlu oluyor" dedi.
İzmir Konak’ta, 10 yaşından bu yana baba mesleği olan örücülük işiyle uğraşan ve kentte bu mesleği icra eden iki kişiden birisi olan örücü ustası İsmail Damar (59), yarım asırdır ilmek ilmek örerek hasarlı ürünleri tamir ediyor ve ekonomiye kazandırıyor. İsmail Damar, sadece İzmir’deki müşterilerinin değil, yurt dışından gelen müşterilerinin kıyafetlerindeki hasarları örerek eski haline getiriyor. "İki kişi kaldık. Atıl duruma düşen eşyaları ayağa kaldırıyoruz"
Kıyafetlere adeta hayat vererek atıl duruma düşmesine engel olan ve örücülük mesleğini babasından öğrendiğini ifade eden İsmail Damar, "O gün bugündür bu mesleği yapıyorum. İzmir’de bu işi yapan Ferhat arkadaşımla birlikte iki kişi kaldık. Eskiden fakir işiydi, şimdi zengin işi oldu. Atıl duruma düşen eşyaları ayağa kaldırıyoruz. Giyilecek moda getiriyoruz. İnsanlar mutlu oluyor. Biz geçim yapıyoruz Allah’a çok şükür. Her kumaşın dokuma modu değişik; desenler, triko örgüleri, penyeler farklı. Güzel olacak işleri alıp müşteriye yardımcı oluyoruz" dedi. "Geri dönüşüm noktasında katkımız oluyor"
"Eskiden fakir işiydi, ürünler değerli olunca artık herkes yaptırmaya başladı" diyen örücü ustası Damar, "Eskiden babamın tabiriyle ‘fakirin iki pantolonu var. Biri sigara yanığı oluyor, diğer pantolonu giyiyor. Onu yaptırıp geçim yapıyordu.’ Şimdi insanlarda bolluk bereket var; ama marka düşkünlüğü de var. Çok güzel ürünler var, deli deli paralara satılıyor. Bizler de cüzi rakamlarla hem aile bütçesine katkıda bulunuyoruz yenisini alıp bir sürü para vermektense, hem de bir yerde geri dönüşüm noktasında katkımız oluyor. Çocukluğumuzdan beri sevdiğimiz bir iş. Çoluklarımı hep bu meslekten kazandıklarımla okuttum Allah’a çok şükür” ifadelerini kullandı. “Yurt dışından dönerken valiz valiz getiriyorlar”
“Sevdiğim iş, çocukluğumdan beri tanıdığım müşterilerim var” diyerek sözlerini sürdüren Damar, “Türkiye’nin her yerinden gelen kargolarımız var. İşimiz de güzel, kalite olaraktan da güzel işçilik yapıyoruz. Almanya, İngiltere gibi ülkelerde Rumlar, Ermeniler de yapıyor bu mesleği; ama fiyat olaraktan yüksek. Bizler burada Türkiye şartlarının getirdiği rakamlarla çalışıyoruz. Yurt dışında bulunan müşterilerim ne yapıyor? Mesela orada okuyan ve yerleşik hayatta olan çocuklar var. Müşterim olan annesinden, babasından beni tanıyor. Yurt dışından dönerken valiz valiz getiriyorlar, işlerini yapıyoruz, giderken de götürüyorlar. Öyle de yardımcı oluyorum” diye konuştu. “Üretim aşamasında oluşan hataları kapatıyoruz”
Müşteri mutluluğuna çok önem verdiğini aktaran Damar, “Yapılacak güzel olan ne iş varsa biz onları yaparız. Spor ayakkabılarında ufak yaralar, delikler oluşuyor, onlara da müdahale ediyorum. Araba döşemesi yapıyorum. Üretim aşamasında konfeksiyona hizmet ediyoruz. Üretim aşamasında oluşan hataları kapatıyoruz. İhracatçıların işlerini yapmaya çalışıyoruz; ama tabii yoğun sektör. Gözler yoruluyor. Bazen bir gün çalışıyorsun, iki gün dinlenme moduna geçiyorsun” diye belirtti. “Bu saatten sonra da artık bizim kursumuz geçti”
Mesleği devam ettirecek bir çırağının bulunmadığına da değinen Damar, şöyle devam etti:
“Müşterilerime hep meslek kurslarınızda beni değerlendirin diye söyledim. Toplayalım 20-25 kişi, içlerinden eli yatkın olan 3-4 kişiyi seçelim ve eğitelim, bu meslek gelecek nesillere gitsin diye belirttim. ‘Yaparız, ederiz’ denildi ama bir türlü olmadı. Bu saatten sonra da artık bizim kursumuz geçti.”