Zindaşti’nin yargılandığı davada kardeşi öldürülen Orhan Ünğan sanıkları ölümle tehdit etti
Organize suç örgütlerine yönelik operasyonda tutuklanan daha sonra da skandal bir kararla tahliye edilerek ortadan kaybolan İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti ve adamlarının yargılandığı davada tehditler havada uçuştu.
İstanbul’da organize suç örgütlerine yönelik yapılan operasyonla tutuklanan ve kısa bir süre sonra tahliye edilen İran uyruklu Naci Şerifi Zindaşti ve 20 sanık hakkındaki davanın görülmesine devam edildi.
İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Efkan Öveç ile Cem Dursun, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada bazı tutuksuz sanıklar, müşteki Orhan Ünğan ile taraf avukatları hazır bulundu.
“MADDİ SIKINTIDAN SUÇU ÜSTLENDİM”
Mahkemedeki savunmasında Naci Şerif Zindaşti’yi ve adamlarını tanımadığını söyleyen başka suçtan tutuklu sanık İsmail Güçlü, “Zindaşti’nin iş insanı olduğu ve bakanlarla iş yapan biri olduğu söylendi. Adı bu meselelerle medyaya yansımasın, her şey hazır, yalnızca birinin teslim olması lazım dendi. Maddi sıkıntı nedeniyle kabul ettim. Ateş ettikleri yeri anlatarak bana bir silah verdiler. Nezarethanede ihtiyaçlarımı karşılamam için de bin 500 TL para verdiler. Onun dışında para almadım. Parayı emniyetten sonra vereceklerdi. Ben de emniyete gidip suçu üstlendim. Emniyette bana Zindaşti’nin terör örgütlerine finans sağladığını ve uyuşturucu baronu olduğunu söylediler. Bunun üzerine ben de her şeyi itiraf ettim” ifadelerini kullandı.
“DOSYAYA 4 AY BAKTIM”
Tutuksuz sanıklardan emekli polis Ergün Kapukaya, yaptığı savunmada, “2014 yılında cinayet büroda görevliydim. Nöbetçi olduğum gece Büyükçekmece’de bir cinayet oldu. Olay yerine gittik. Naci Şerifi Zindaşti de oradaydı. Kızı öldürülmüştü. Kendisini ilk kez orada gördüm, kimden şüphelendiğini sorduk. Dosyaya 4 ay baktım, sonra başkası devraldı” dedi.
Zindaşti ile sanık Kapukaya arasındaki mesajlaşmaların içeriğini okuyan mahkeme başkanı, Kapukaya'nın bu konuda diyeceklerini sordu. Sanık Kapukaya, “Masa başı değil sokak polisiyim. Cinayeti çözmemiz için üstelerimden baskı yapılıyordu, bu yüzden Zindaşti ile mesajlaştım” şeklinde cevap verdi.
“GİZLİ OLMAYAN BİLGİLERİ ZİNDAŞTİ’YE İLETTİM”
Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Sen sokak adamı mısın? Devletin polisi misin? Soruşturmayla ilgili Zindaşti’ye bilgiler vermişsin. Bu kadar bilgiyi savcıya veriyor muydun? Emniyete gelen bir ihbar notunu da göndermişsin. Neden?” şeklindeki sorusu üzerine sanık, “Cinayeti çabuk çözmek için gizli olmayan bazı bilgileri Zindaşti’ye ilettim” dedi.
“BUNLARI SOKAKTA ÖLDÜRÜRÜM”
Maktul İlhan Ünğan'ın ağabeyi Orhan Ünğan, sanığa soru sormak için söz aldığı sırada, kendisinden, yorum yapmadan sorusunu sorması istenmesi üzerine, “Benim kardeşim öldü. Ben müştekiyim, beni susturamazsınız. Kardeşim bunlar yüzünden öldü. Ben bunlarla burada hesaplaşamazsam bunları sokakta öldürürüm. Ben dünkü çocuk değilim. Duruşma nasıl yapılır biliyorum. Bırakın meramımı anlatayım” diyerek tepki gösterdi.
Sanık avukatlarının beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Efkan Övenç ve Cem Dursun’un tutukluluk halleri ile sanıklar İlker Dağlı ve Naci Şerifi Zindaşti hakkındaki kırmızı bülten kararının devamına karar verdi.
Mahkeme, firari sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının devamına hükmederek, sanıklar Ekrem Öztunç ve Tolga Hakan Ceyhan hakkında kırmızı bülten çıkarılması için ilgili kurumlara yazı yazılmasına hükmetti.
MÜŞTEKİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Duruşmada esnasında sanıkları öldüreceğini söyleyen müşteki Orhan Ünğan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını karar veren mahkeme, tutuksuz sanıkların can ve mal güvenliğinin sağlanması için İstanbul Valiliği’ne yazı yazılmasına hükmetti. Duruşma, eksiklik hususların giderilmesi için ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Naci Şerifi Zindaşti hakkında 3 kişiye yönelik ‘Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
İddianamede Zindaşti hakkında ayrıca, ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak', ‘Birden fazla kişiyle silahla tehdit', ‘Silahla kasten yaralamaya teşebbüs' ve ‘Resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplam 6 yıl 3 aydan 17 yıl 3 aya kadar hapis cezası istendi.
İddianamede, diğer sanıklardan Ali Koçak’ın 2 kişiye yönelik ‘Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ikişer kez ağırlaştırılmış müeebbet, Ekrem Öztunç, İlker Dağlı, Tolga Hakan Ceyhan, Efkan Öveç ve Cem Dursun’un da aynı suçtan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Aralarında polis memurlarının bulunduğu diğer şüpheliler hakkında ise, ‘Örgüte üye olmak’, ‘Örgüt adına suç işlemek’, ‘Suç üstlenme', ‘Verileri aykırı olarak ele geçirme’, ‘Silahla tehdit’ ve ‘Görevi kötüye kullanma’ suçlarından 9 ay ile 22 yıl 6 ay arasında değişen oranlarda hapis cezaları istendi.
