Antalya
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Çiçek, AA muhabirine, AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesince yürütülen, "Türkiye'de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum Konusunda AFAD'ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek" projesi kapsamında önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Orman yangını, şiddetli yağış, kuraklık, sıcak ve soğuk hava dalgası, fırtına gibi afetlerin analizlerini gerçekleştirdiklerini ifade eden Çiçek, orman yangınlarını analiz etmek için indeks kullanarak, 26 bin noktadaki sıcaklık, nem, rüzgar koşullarını incelediklerini vurguladı.
Yüzeyde birikecek enerjiyle yangına sebebiyet verecek enerji miktarını hesap ettiklerini aktaran Çiçek, küresel iklim değişikliğine bağlı şiddetli rüzgar ve kuraklık nedeniyle Akdeniz havzasında orman yangınlarının gittikçe artan eğilimde olduğunu belirtti.
Orman yangınlarını önlemek için neler yapılabileceği yönünde eylem planları hazırladıklarını dile getiren Çiçek, şunları kaydetti:
"Kurak dönemlerin ve rüzgar hızının artmasına bağlı orman yangınları riski artıyor. Yüksek sıcaklıklar daha kuru koşullar, daha az yağış ormanın zemininin zamanından önce kurumasına sebebiyet veriyor. Bu da normalde haziran-eylül döneminde yaygın olan orman yangınlarının artık mayıs-ekim arasına kaymasına neden oldu. Orman yangını sezonu uzadı. Özellikle Antalya için kuzey ve kuzeybatıdan gelen sıcak ve kuru rüzgarlar yangınları alevlendiriyor. Bunu Manavgat yangınında yaşadık."
Fotoğraf: Ayşe Yıldız/AA
Ormanın altındaki örtüyle mücadele edilmeli
Yangınların büyük bölümünün insan kaynaklı olduğuna değinen Çiçek, şöyle devam etti:
"Orman yangınlarının çoğunluğu, ağaçların altındaki ölü bitki örtüsünden başlar. Bu örtü yangınları sonra gövdeye ve ağacın taç kısmına yayılarak daha büyük alanın yanmasına neden oluyor. Özellikle yol kenarlarında cam gibi şeyler güneş ışığını alarak kendiliğinden ölü örtüde yangına neden oluyor. O yüzden küçükbaş hayvan ormana girdiğinde bu ölü örtüyü otlayarak ortadan kaldırdığı ya da kütlesini azalttığı için orman yangınını önlemiş oluyor. Bunun önemi anlaşıldı. Bir zamanlar keçi ve türevlerinin zarar verdiği düşüncesiyle ormanların çevresine çit yapılır, ormana girmesi engellenirdi. Ancak orman mühendislerinin yaptığı ve bizim proje kapsamında kabul ettiğimiz eylem planına göre küçükbaş hayvanların kontrollü şekilde ormanda otlatılması, bunun yaygınlaştırılması gerekiyor. Böyle yaptığınızda hem orman köylüsüne ekonomik getiri sağlarsanız hem de ormanın altındaki örtüyle mücadele ederek, korunmasına yardımcı olursunuz."
Çiçek, yangın sonrası kendiliğinden üreyecek yangın direnci yüksek bitkilerin özellikle yol kenarlarına, insan faaliyetinin yüksek olduğu alanlara ve yerleşim yerlerinin çevrelerine dikilmesini önerdi.
Yangının yayılmasını engelleyecek bantların oluşturulmasının önemine işaret eden Çiçek, "Köylerin etrafında en az 30-40 metrelik bantla ormansızlaştırma hem yerleşim yerinden yangının ormana sıçraması hem de orman yangınının köyü tehdit etmesinin engellenmesi açısından önemli." dedi.