Osmanlı Devleti’nin medrese sisteminin temellerinin atıldığı Nizamettin Yağıbasan Medresesi birçok özelliğiyle dikkat çekiyor.
UNESCO Kültür Mirası Listesinde yer alan Niksar kalesi; Pontus, Roma, Bizans ve Türk-İslam medeniyetlerinden izler taşıyor. 6,2 kilometrelik sur uzunluğu ile Diyarbakır kalesinden sonra Anadolu’nun en büyük ikinci kalesi durumundaki Niksar Kalesi içerisinde Anadolu’nun İlk Türk Medresesi’ni barındırıyor. Anadolu’nun ilk Türk Medresesi olan Nizamettin Yağıbasan medresesi, Danışmentli devletinin en önemli eserleri arasında yer alıyor. Medresesi’nin arka kısmında öğrencilerin dinlenme alanı olarak yapılan ahşap balkonun başka bir örneği bulunmuyor. Hayatının 12 yılını Nizamettin Yağıbasan Medresesi’nde geçiren Davud-i Kayseri, Osmanlı devletinde medrese sisteminin kurucu ismi olmuştur. "Danişmentli devletinin en önemli eserlerinden"
Niksar Belediyesi Etüt Proje Müdürü Danışment Hüseyin Şahin, "Niksar kalesi milattan önce 350’li yıllarda direkt bir şehir Kale olarak Akropol olarak kurulmuştur. Pontus İmparatorluğu’nun önemli muhkem kalelerinden bir tanesidir. O günden günümüze kadar hala ayakta canlı ve görkemini koruyan önemli bir kaledir. Bu kalenin Öncelikli olarak özelliği büyüklüğüdür. Bu kale bir kale şehir olarak inşa edildiği için kalenin içerisinde sosyal, kültürel, ekonomik askeri ve siyasi birçok yapının bir arada olduğunu görüyoruz. Bir şehir hayatını her aşamasının olduğu bir yapıdadır. Niksar kalesinin içerisinde Danişmentli devletinin en önemli eserlerinden bir tanesi olan Danışmentli devletinin en güçlü hükümdarlarından Nizamettin Yağıbasan tarafından 1157 yılında yaptırılmış olan Anadolu’nun ilk Türk medresesi Nizamettin Yağıbasan Medresesi’nin olması İhsan kalesini önemli ve farklı kılan parametrelerden bir tanesidir. Bu eser Anadolu’daki erken dönem Türk mirasının anlaşılması ve algılanması bakımından bugünkü geldiğimiz mimari seviyeyi görmemiz açısından da çok önemli bir yere sahiptir" ifadelerini kullandı. "Bu balkon tek olma özelliğine sahip Hiçbir yerde bir örneği bulunmuyor"
Nizamettin Yağıbasan Medresesi’nin ahşap balkonun başka bir örneğinin bulunmadığını belirten Şahin, "Bu mimariye 2 eyvanlı üstü astronomi ve yıldız hareketlerinin takibi için kısmen açık medrese tipi mimarisi diyoruz. 1157 yılından sonra, Anadolu’da diğer medreselerin yapım tarihleri 13. yüzyılın başlarına denk geliyor yani bu medrese çok erken dönem bir mimari yapıya sahiptir. Bu mimari yapının genişletilerek bugünkü mimari zenginliğe ulaştığımızı söyleyebiliriz. Yapının Kale surlarının kullanılarak inşa edildiğini biliyoruz, bununla beraber ona özgü bu yapıya özgü bir de ahşaptan bir balkonu var. Bu balkon tek olma özelliğine sahiptir. Hiçbir yerde bir örneği bulunmuyor. Kale surları kullanılarak inşa edilmiş ama şehir silüeti de verdiği için arka tarafta muhtemelen öğrenciler için güzel bir terapi olabilecek bir mekan olarak düşünülmüş" şeklinde konuştu. "Osmanlı’nın medrese sistemini kuruyor"
Şahin, Nizamettin Yağıbasan Medresesi’nin Osmanlı devletinde medrese sisteminin kurulmasında önemli bir yere sahip olduğunu belirterek Bahsettiğimiz yüzyıl 12 yüzyıl ilme talebin çok az olduğu, öğrencilerin sayısının çok az olduğu bir dönemi ifade ediyoruz. O dönemde çok az öğrenciyle çok az talipliğiyle bu eğitimleri yapıyorsunuz ama o talipler arasında öyle bir isim çıkıyor ki Osmanlı’nın medrese sistemini kuruyor. Osmanlı’nın bilim altyapısını oluşturan Davud-u Kayseri yetiştiriyor. Bu Davut-u Kayseri Anadolu’da ve farklı yerlerde birçok medreselerde eğitim almış, 12 yıl hayatının önemli bir kısmını burada geçirmiş burada eğitim almış. Orhan Bey döneminde ise Osmanlı’nın kurucu rektörü olmuştur. Türkiye’de çok büyük kaleler var Diyarbakır kalesi, İstanbul kalesi ve bir diğeri Niksar kalesi bunlar akropoller yani Kale şehirlerdir. Elimizde kalan kalıntılarla ve mevcut var olan izleri takip ettiğimizde şunu söyleyebiliriz; Anadolu’nun en büyük kalelerinden bir tanesi Niksar kalesidir, Görkemli kalelerinden bir tanesidir. Kale, dış Kale surları, orta Kale surları ve iç Kale surları olmak üzere 3 kademeli oluşuyor. Topografyası çıkartılmış içerisinde yaklaşık 40-50 tane yapının olduğu biliniyor. Hatta formunu bilmediğimiz kazılarla yeni yeni ortaya çıkan 20-30 tane de yeni yapı olduğunu biliyoruz. Yeraltı geçitlerinin gizli ulaşım sistemlerinin olduğu ve savunma reflekslerinin kuvvetli olduğu çok büyük bir kale diyebiliriz" dedi.