Emek Yakup Aktaş Kültür Merkezi’nde verilen Meslek Edindirme Kursları’nda her dönem birçok vatandaş okur yazar oluyor. Önümüzdeki dönemlerde de devam edecek eğitimlerle Osmangazi’de okuma yazma seferberliği sürüyor.
Kursa katılanların birbirinden ilginç hikâyeleri de dikkat çekiyor. 68 yaşında kursa başlayan Hüseyin Erdem, kursun en hevesli öğrencilerinden biri. 'Yeniden dünyaya gelmiş gibi oldum' sözü kursun Hüseyin Amca için ne anlam ifade ettiğini özetliyor. Meryem Başar da, hamileyken başladığı kursa çocuğu doğduktan sonra da devam ederken, okuma öğrendiği için çok mutlu olduğunu söyledi. Kurs hocası Ayşe Nesrin Düşünceli, lise mezunu olmasına rağmen aldığı eğitimle öğretmenlik yapmaya başlayıp, bugüne kadar onlarca insana okuma yazma öğretti.
Büyükorhan'ın Düğümcüler köyünden olan Hüseyin Erdem, köye gelen gezici bir okula yaşı tutmadığı için alınmadığını anlatarak, “Ben onun için okuma yazma öğrenemedim. Bizim mahallede elinde kâğıtlarla Nesrin Hanım’ı gördüm. Ne olduğunu sordum. 'Okuma yazma öğretiyoruz' dedi. 'Erkekleri de okutuyor musun?' dedim. 'okutuyorum' dedi. 'Yaz beni de o zaman' dedim. Böyle başladım kursa. Allah bin kere razı olsun. Şimdi kendi ihtiyacımı görecek kadar okuyup yazıyorum. 68 yaşında kursa başladım. Öğrenmenin yaşı yok. Arapçayı da öğretmeye başlasalar onu da öğrenirim. Adres bulmakta zorlanıyordum. Sokak ismi söylüyorlar, ben nasıl okuyup bulacağım. Artık bulabilirim. Eve fatura geliyordu hemen koşup başkasına soruyordum ‘kaç lira gelmiş?’ diye. Belediye otobüsünü renginden nereye gideceğini tahmin ediyordum. Yeni doğan çocuk gibi oldum. Okuma yazma bilmeyen herkes kursa gitsin derim. Okuma yazmanın yaşı yok” dedi. Böyle bir imkan sağladıkları için Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a da teşekkür eden Erdem, herkesi eğitime davet etti.
Kursiyerlerden Meryem Başar ise geçirdiği trafik kazası sebebiyle unutkanlık yaşadığını belirerek,“Okulda öğretmenler zihinsel özürlü olan yere vermek istedi. Babam 'benim çocuğum özürlü değil' diyerek göndermedi. Beni okuldan aldılar, evlendim bu zamana geldik. Hamileydim, arkadaşlarla buradan geçerken Nesrin Abla ile karşılaştık. Eşim hiç karşı değildi, göndermek istiyordu. Onun da isteğiyle kayıt oldum. Hamileyken buraya gelmeye başladım. Haftanın 3 günü de ev işine gidiyordum. Çocuğum olduktan sonra da devam ettim. Onunla geldim. Biz ders yaparken Nesrin Hocam çocuğumu kucağına alıp ilgileniyordu. Bir yandan çocuğu pışpışlıyor bir yandan da tahtaya yazıp bize öğretiyordu. Allah ondan razı olsun” dedi.
İHA