CHP’nin İzmir listelerinden aday gösterdiği Özcan Purçu, ’Türkiye’nin ilk Roman milletvekili’ unvanı ile Meclis'e girerken, TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi de seçildi.
Pazartesi günü kırmızı plakalı makam aracına binecek olan Purçu’nun hayatı tam bir dram. Aydın’ın Söke İlçesi’nde, ancak iki yatak konabilen eskidiği için üç ayda bir yenisi kurulan naylon çadırda doğan, tuvalet ve banyonun dışarda olduğu, suyun camiden taşındığı Roman mahallesinde büyüyen Purçu, çadırda mum ışığında sokak lambası altında ders çalıştı, sepet örerek ailesine destek oldu. Ayakkabısı olmadığı için annesinin terlikleriyle okula gitti.
"O çamurdan kurtulmam için okumam lazımdı" diyen Purçu, üniversitede kamu yönetimi eğitimi alsa da kaymakam olamadı. Mum ışığında ders çalıştığı yıllara inat, Mersin’de öğrenciler için etüt merkezi açtı, Roman çocukların topladığı kargı ve sazların kadınlar tarafından örülerek şemsiye, sepet ve gölgelik yapıldığı bir atölye kurdu.
Geçimini bunların yanısıra AB projeleri hazırlayarak da sağladı.
Naylon çadırdan kırmızı plakaya giden hayat öyküsüne kendisi bile inanamayan Purçu, makam aracıyla sadece naylon çadırlara gideceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Fakirlikle, çaresizlikle, ötekileştirmeyle mücadele ettik. İyi ki mum ışığında ders çalıştım, iyi ki annemin terlikleriyle okula gittim, iyi ki babamın baskısına boyun eğip erken evlenmedim. Romanlar’ın gariban çocukları beni örnek alsın diye kırmızı plakayla naylon çadırlara gideceğim. İnsan isterse herşeyi yapabilir, yeter ki içindeki o gücü hakerete geçirsin. Benim milletvekili olmam CHP’nin Türkiye’ye verdiği ’etnik kökeni ne olursa olsun partimizde yeri var’ mesajıdır. İk kez bir Roman çocuğu kırmızı plakalı arabaya binecek. Annem ve babam duyunca sevinçten ağladı. Türkiye’nin dört yanından ’Benim de çocuğum senin gibi okuyacak’ diyen babalar, anneler arıyor. Beni kırmızı plaka değiştirmez ama ben Roman çocukların kaderini değiştireceğim."