Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı, eski eşi Eda K, babası Selim Avcı, iş ortakları Şükrü Gökhan O, Gültekin'in babası Sıddık ve annesi Şefika Gültekin ile taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Avcı'nın annesi Ayten Avcı, duruşmaya katılmadı.
"5 BİN KM YOL GELDİK"
Sıddık Gültekin, yedinci duruşma öncesi Muğla Adliyesi önünde gazetecilere, davayı takip etmek için her duruşmaya katıldıklarını ve yaklaşık 5 bin kilometre yol geldiklerini söyledi.
Kızının katillerine yardım edenlerin dışarıda olduğunu öne süren Gültekin, büyük acı ve çile çektiklerini ifade etti.
Bugünkü duruşmanın karar duruşması olmadığını belirten Gültekin, "Galiba bir sonraki duruşmada karar verilecek. Bekleyip göreceğiz. Amerika'dan gelen müzekkere boş çıktı. Gönderilen yazıda hiçbir şey yok. Hep iftira. Bizi en çok yaralayan zaten bu iftiralar oldu. Gelen yazıyı avukatlarımız okudu. Hiçbir konuşmaları yok. İftiralarla dolu bir cinayet. Bugün inşallah iyi bir sonuç alırız. En azından ailesiyle ilgili iyi bir sonuç alırız. Tutuklanmalarını istiyoruz." diye konuştu.
Gültekin, adalete olan inancını sürdürmek isteğini dile getirdi.
Öte yandan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve bazı kadın dernekleri de adliye önünde Pınar Gültekin'in fotoğrafları ile kadın cinayetlerini protesto etti.
ESKİ SANIK AVUKATI TANIKLIKTAN ÇEKİLDİ
Duruşmada, Avukat Doğukan Uzakgiden tanık kürsüsüne çağrıldı. Uzakgiden, Avukatlık Kanunu'na göre meslek sırrı gereği tanıklık yapmayacağını ifade etti.
Hazırlık soruşturmasında sadece sanık Cemal Metin Avcı'ya avukatlık yaptığını belirten Uzakgiden, diğer aile üyelerinin avukatı olmadığı için dinlenmesinde herhangi bir sakınca olmadığını savundu.
Mahkeme heyeti, tanığın açıklayacağı hususların meslek sırrına yönelik olduğundan oy birliğiyle dinlenmesinin reddine karar verdi.
ŞİFRELİ DOSYALAR ÇÖZÜLEMEDİ
Duruşmada, Adli Tıp Kurumundan gelen rapor ve maktulün telefonunun Android şifresiyle ilgili ABD'ye yazılan müzekkereye ilişkin son durum değerlendirildi.
ABD'den gelen müzekkere cevabının tercümesinin yapılarak mahkemeye ulaştığı, evrak ve gelen verilerin Muğla Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne, daha sonra Ankara Siber Suçlar Daire Başkanlığına gönderildiği belirtildi.
Daire Başkanlığınca şifreli dosyalara yönelik çözümleme çalışmaları yapıldığı ancak sonuç elde edilemediği kaydedildi.
"PSİKOLOJİM ÇOK BOZUK, SÜREKLİ DEĞİŞİK ŞEYLERLE SUÇLANIYORUM"
Duruşmada dinlenen sanık Mertcan Avcı, mahkeme başkanının, "yaşananları neden ailene anlatmadın" sorusuna, "Korktum. Kimseye söyleyemedim. Onları da zan altında bırakmak istemedim. Daha kötü olmalarını istemedim." diye cevap verdi.
Sanık Cemal Metin Avcı da "Olaydan sonra iki gün boyunca bağ evinde ne yaptınız?' sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Depo olarak kullandığımız için sürekli gittiğim bir yer. Şu an hatırlamıyorum. Psikolojim çok bozuk. Sürekli değişik şeylerle suçlanıyorum. Şu an pek kendimde olmadığım için olaydan iki gün sonra gittim mi hatırlamıyorum. Gülağzı mevkisinde PTS kayıtlarının neden çıkmadığını da bilmiyorum."
Avcı, adli tıp raporunu kabul etmediğini, şifrenin gelmesinin beklenmesini talep ettiğini belirterek, "Aileme yapılan saldırıları da kabul etmiyorum. Bütün ailem gereksiz yere, olmayan şeylerle suçlanıyor. Ben bir suç işledim ve çok pişmanım. Sürekli yoğun tehdit altındayım." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, diğer sanıkların tutuklanma talebinin reddine karar verdi.
Sanıkların duruşmadan vareste tutulma taleplerini de kabul etmeyen heyet, Adli Tıp Kurumuna tekrar yazı yazılmasına, maktulün telefonunun Android şifresiyle ilgili ABD'ye yeniden müzekkere yazılmasına karar vererek, duruşmayı 20 Aralık'a erteledi.
"ABD'YE YENİDEN MÜZEKKERE YAZILACAK"
Gültekin ailesinin avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu, duruşma sonrası gazetecilere, Cemal Metin Avcı'nın savunmasının kurgu olduğunu öne sürdü.
Sanığını kurguyu unuttuğu için yeniden savunma yapamadığını iddia eden Koçoğlu, şöyle konuştu:
"Bir önceki celse ABD'den müzekkere cevabı duruşma sırasında gelmişti. Biz sırf Pınar'ın söylendiği gibi olmadığını herkese ispatlamak için incelemek istedik. ABD'den 11 aydır beklediğimiz evraklar geldi ama açılmıyor. ABD'ye yeniden müzekkere yazılacak. Uzun bir süreç olacak. Olan sadece yargılama sürecini uzatmak oluyor." diye konuştu.
Duruşmada bu evrakların bir daha istenmemesi gerektiğini anlattıklarını vurgulayan Koçoğlu, "Yine 11 ay beklenecek. Evrak istenen yer Muğla'da, İstanbul'da değil, Amerika'da. Biz dedik ki dava 11 ay daha ertelenecek. Ayrıca bu evrak maddi gerçeği ortaya koymayacaktı. Onlar da biliyorlar gerçeği fakat duruşmayı uzatmaya çalışıyorlar ancak mahkeme yeniden yazmaya karar verdi ve şifreyi yeniden istiyor. Uzun bir süreç olacak." dedi.
Meslektaşının tanıklıktan çekilme hakkını kullandığını ifade eden Koçoğlu, kendilerine göre bu hakkın kullanılmaması gerektiğini vurguladı.
Avukatın duruşmaya gelme nedeninin Cemal Metin Avcı değil, ailesiyle ilgili olduğunu kaydeden Koçoğlu, "Hatta ilginçtir, sanık avukatları da dinlenmesini istedi. Cemal Metin Avcı dahil 'tanık dinlensin' dedi. Tabi ki kendi taktiridir. Fakat dinlenseydi birçok gerçek açığa çıkacaktı." iddiasında bulundu.
Gültekin ailesinin avukatı Kübra Deniz Çelik de daha önce Adli Tıp Üs Kurulu'ndan Pınar Gültekin'in canlıyken yakıldığına dair rapor geldiğini söyledi.
Karşı tarafın itirazları nedeniyle yeniden bir rapor istendiğini belirten Çelik, "30 kişinin imzanın bulunduğu üs kurul raporunda Pınar'ın canlıyken yakıldığı sabit. Buna rağmen yargılamayı uzatmak için yeniden bir rapor talebinde bulunuldu ve maalesef yeniden bu rapor sonucu bekleniyor." dedi.
NE OLMUŞTU?
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
DAVA SÜRECİ
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Yargılama sürerken Mertcan Avcı'nın tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ek iddianamede ise sanık Avcı'nın anne ve babası ile eski eşinin de aralarında olduğu bazı yakınlarının suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğu kanaatiyle ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edilmişti. Sanıkların birleşen dava dosyasında ilk ifadeleri alınmış ve tutuksuz yargılanmalarına karar verilmişti.