Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, terör konusunun Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi.
Terörün son 40 yılda çok farklı şekilde, farklı isim ve örgütle ortaya çıkan bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Turan, şöyle devam etti:
"Bu zaman zaman kuvvetlenmiş, zaman zaman zayıflamış. Gördüğümüz bir şey var ki uluslararası sermayenin de uluslararası savaş lobisinin de taşeronluğunu yapan bir örgüt var ortada. Şu an Suriye'de adı konulmayan bir dünya savaşı var. Bu adı konulmamış dünya savaşından kaynaklı bölgesel sıkıntılar, Türkiye'nin zayıf olması, Türkiye'nin masada olmaması için büyük bir enerji ortaya koyuyorlar. Bu enerjiyi de Türkiye'de PKK'yı taşere ederek yapıyorlar. Türkiye'nin zayıflamasını, iç kavgasını büyütmesini PKK üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Şu an gelinen noktada Kürtlerin haklarını savunmak bir yana, PKK Kürtlere en büyük ihaneti yapan, en büyük zararı veren örgüt haline geldi."
Turan, PKK'nın bölgedeki esnafın iş yerlerini terk etmesine, evlerinin sıkıntı görmesine, insanların doğduğu topraklardan göç etmesine neden olduğuna dikkati çekti.
PKK'nın uluslararası taşeron bir örgüt haline geldiğini vurgulayan Turan, "PKK, hangi Kürt'ün hangi hakkı geri alındı da tekrar eylemlere başladı? Bir tane somut örnek söylenebilir mi? Böyle bir şey yok. Uluslararası güçlerin, silah tüccarlarının, Suriye sevdalılarının bir anlamda taşeronluğunu üstlenen bir örgütten bahsediyoruz" diye konuştu.
- "HDP'nin arkasından yürüyen bir CHP haline geldi"
Kendilerini üzen en önemli noktanın, Türkiye'de her türlü siyasi söylemle sorunları çözme iradesi ortaya koyan yapı ve partilerin PKK'ya karşı net tavır ortaya koymaması olduğunu ifade eden Turan, HDP ve CHP'nin özellikle terör odaklı tavırlarını eleştirdi.
HDP'nin, PKK'nın arkasında yürüyen, onlarla arasına mesafe koyamayan bir parti haline geldiğine işaret eden Turan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Daha da vahimi, 90 yıllık bir parti olan CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olan CHP, geldiği noktada adeta HDP'nin söylemlerini tekrar eden, arkasından giden, Meclisteki tüm önergelerine destek veren bir parti haline geldi. Bu bizi üzüyor. Oysa ki 'siyaset her sorunun çözümü' demiştik şimdiye kadar. Siyaset, Meclis merkez olmak üzere her türlü sorunun konuşulduğu bir yer olması lazımdı ama siz PKK ile aranıza mesafe koymazsanız, HDP'nin arkasından yürüyen bir parti haline gelirseniz en büyük cezayı kendi seçmeninizden görürsünüz. Ümit ediyorum ki CHP'li seçmen, HDP'li seçmen, partilerinin yöneticilerine 'hayır' demeyi, 'dur' demeyi bilecektir. Bir an önce CHP'li seçmenin, delegenin, üst kadrodaki yöneticilere 'dur' demesini, kendi milli kimliğine dönmesini talep ediyorum, söylüyorum. Bu konudaki en büyük zararı CHP'liler, CHP seçmeni görecektir. Bu ülkeye yakışan bir ana muhalefet partisi, HDP'nin arkasından giden bir parti değil, iktidara alternatif olan bir parti olması lazım."
Turan, TBMM'de 24. dönemde de milletvekili olarak bulunduğunu hatırlattı. O dönem CHP'nin eksik ya da fazla bir ulusal politikası, milli bir duruşu bulunduğuna değinen Turan, "Ama şimdi gelinen yerde, 24. dönemdeki CHP gitti, bambaşka, HDP'nin arkasından yürüyen bir CHP haline geldi. Bu gerçekten anlaşılır değil" ifadesini kullandı.
