USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Yaşam

Polisi kurtarmak için kendi acısını unuttu

HDP’nin Diyarbakır’da bombalı saldırı düzenlenen mitinginde ilk patlamada yaralanan ancak yaralı olmasına rağmen ikinci patlamada yaralanan bir polisi, üzerine kapaklanarak kurtaran Mehmet Köş, konuştu.

Polisi kurtarmak için kendi acısını unuttu
15-06-2015 19:35
Google News

Patlama yüzünden el ve kolunda ciddi hasarlar oluşan ve bir parmağını kaybetme riski taşıyan Köş, kurtardığı polisin durumunun iyi olduğunu öğrenince sevindiğini kaydetti.  HDP’nin Diyarbakır’da bombalı saldırı düzenlenen mitinginde yaralanan ve buna rağmen yerde yatan yaralı polisi kurtarmak için kendi acısını unutarak, hayatını riske atan Mehmet Köş, İHA’ya konuştu. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde doğan, gençliği ve çocukluğu burada geçen ancak 1993 yılında köyleri yakılan, bunun yanı sıra ailesinden 3 kişi faili meçhul cinayete kurban giden Köş, hem patlama anını hem de sonrasında yaşananları anlattı. Mitinge her kesimden insanların katıldığını ve karnaval havasında geçtiğini belirten Köş, bayram havasının patlamalarla birlikte büyük bir yas havasına dönüştüğünü ifade etti. Birinci patlamada yaralandığını ve patlama ile birlikte oluşabilecek kaosu engellemek için gerekçenin trafo gösterildiğini kaydeden Köş, “1977’nin 1 Mayıs’ında olduğu gibi bir panik ortamı oluşarak insanların birbirini ezmesini engellemesi ve sakin davranması için bu algı oluşturuldu. Bu sakinlik daha fazla insanın yaşamını yitirmesini engelledi. Ancak ikinci patlama ile birlikte insanlardaki tedirginlik net bir şekilde ortaya çıktı. İnsanlar sağa sola kaçışmaya başladı. Ayağını, elini kaybeden insanlar ortada kaldı” dedi.

“ÇEVREDEKİLER POTANSİYEL ÖLÜYDÜ”
İlk patlamanın yaklaşık iki, ikinci patlamanın ise yaklaşık 10 metre gerisinde olduğunu anlatan Köş, “Tabi burada da TNT parçaları ve bilyelerin havaya savrulması insanların kaç metre uzaklıkta olduğunu etkilemiyor. O an çevredeki herkes potansiyel ölüydü. Ben ilk patlamada yaralandım. İkinci bombanın patlaması ile birlikte adeta orası kan gölüne dönüştü. Ayağını, eli, kolu uçanlar oldu. Bayram havası yerini matem, hüzün havasına bıraktı. Etrafta bağrışmalar vardı. Meydanda yüz binlerce insan vardı. Bebeklerin ve yaşlı insanların olduğunu düşünürseniz o bombaların patlaması ile hayatını kaybeden insanlardan ziyade oluşabilecek bir kaos ve panik ile birlikte çok daha fazla insan izdihamda hayatını kaybedebilirdi. Patlama ile birlikte gerçekten bir can pazarı oluşmuştu. Polis arkadaşlarda ne olduğuna anlam veremiyordu. Herkeste bir panik ve heyecan olgusu vardı. Yukarıya doğru gelirken bir polis arkadaşın yerde olduğunu yaralandığını gördüm. O polisimize zarar gelmesin diye, insanlarda oluşabilecek belki de istem dışı bir tepki ile polise zarar gelmesin diye üzerine kapaklandım. Can güvenliğinin sıkıntıya girmemesi için” diye konuştu.

“POLİSİN BAŞINA BİR ŞEY GELMEMESİ MUTLU ETTİ”
Daha sonra iki HDP’linin geldiğini ve HDP’liler ile vatandaşların yardımı ile yaralı polisi daha güvenli bir yere taşıdıklarına dikkat çeken Köş, şunları kaydetti:
“Oradaki polis arkadaşlara teslim ettik. O da herhalde iki gün önce yoğun bakımdan çıkmış. En azından o polisin başına bir şey gelmemesi bizi mutlu etmiştir. Çünkü biz şu mesajı vermek istiyoruz. Diyarbakır ya da Güneydoğu dendiğinde anti polis olgusu geliyor insanların akıllarına. Polis, asker düşmanlığı var gibi bir kanı var. Ancak bu doğru değil. İnsanlarda başka insan olması hesabıyla bir insanı ötekileştirmek onu öteki görmek gibi bir olgunun doğru olmadığını düşünüyorum. İnanıyorum ki bütün Diyarbakır halkı da aynı hassasiyeti taşıyor. Buradaki her polisi annelerin bir evladı olarak görüyoruz. Bizim temennimiz en azından geçmişi bilerek, geçmişte yapılmış olan büyük hataları görerek, geçmişle yüzleşerek, geleceği hep beraber inşa etmek.”

“İNSANLARIN UMUTLA DÜNYAYA BAKTIĞINI GÖREBİLİRSİNİZ”
Kendi sağlık durumuna ilişkin de konuşan Köş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biraz önce hastaneden geldim. Elimde çok ciddi bir şekilde, özellikle o diğer yaralı, iki elini, iki ayağını, hayatını kaybeden ve travma yaşayanların yanında benim elimde ciddi bir yara var demek bile beni rahatsız ediyor. Bir parmağımı kullanmayacak durumdayım. Gönül ister ki bu hepimiz için milat olsun. İnsan yaşamı, insan onuru bütün siyasi argümanlardan çok daha değerli olduğu düşüncesi içerisine girersek, siyasetin insan hayatına ve onuruna yardım eden bir mekanizma olduğu düşüncesi içerisine girersek, inanıyorum ki ülkemizde insanların gerçekten kendini mutlu hissettiği refah seviyesinin yükseldiği ve insanların en azından gökyüzüne bakarken umut dolu gözlerle dünyaya baktığını görebilirsiniz.” 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ