Koru Ankara Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Biri, prostat kanseri teşhisinde kullanılan en yeni ve ileri yöntem olan Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi hakkında, "Prostat kanseri teşhisinde kullanılan en yeni ve ileri ultrasonografi yöntemi olan Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi ile prostat kanserini teşhis etme oranlarının yükseldiği görülmüştür" dedi.
Günümüzde erkeklerde en sık görülen kanser türü olarak dikkat çeken prostat kanserinde, erkeklerin yaşam boyu yakalama olasılığı yaklaşık yüzde 10-12 olarak gösteriliyor. Prostat kanserinin bu kadar sık görülmesi diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken tanısını da önemli kılıyor. Prostat Spesik Antijen (PSA) taraması ardından klasik yöntemlerle prostattan parça alınması, prostat kanseri teşhisinde kullanılan yaygın bir tekniktir. Bu teknikte prostatın hemen her bölgesinden biyopsi alınıyor. Fakat prostat kanseri homojen yani tekdüze bir kanser türü olmadığından klasik biyopsi tekniği prostat kanseri teşhisinde yetersiz kalabiliyor. Bu durum da tedavinin gecikmesine, kanserin ilerlemesine ve kansere bağlı ölümlerin artmasına neden olabiliyor.
Bu çerçevede Koru Ankara Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Biri, prostat kanseri teşhisinde kullanılan en yeni ve ileri yöntem olan Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi ile prostat kanseri teşhis etme oranlarının da yükseldiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Hasan Biri, "Türkiye’de ilk Koru Ankara Hastanesinde kullanılan yöntem ile geleneksel ultrason yöntemlerinin göremediği ya da ayırt edemediği bölümler detaylı ve kolay bir şekilde görüntülenebilmektedir" dedi.
Prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olduğu bilgisini yineleyen Biri, "Prostat kanserinin bu kadar sık görülmesi özellikle erken tanısını çok önemli kılmaktadır. Erken tanıda elimizde kullandığımız birkaç tane önemli metot var. Bunlardan bir tanesi de kan testidir. Kanda PSA dediğimiz prostat tarafından salgılanan bir çeşit tümör markerı olarak kabul edilen bir basit kan testimiz var. Eğer bir hastada bir kan testinde PSA değeri yüksek çıkarsa burada bir prostat kanseri olma ihtimali vardır. Tabii PSA değerinin kaç çıktığına göre de prostat kanserinin görülme riski çok artar. Tüm kanserlerde olduğu gibi prostat kanserinde de tanı özellikle biyopsi ile konur. Yani prostattan alınan biyopsiyle konmaktadır. Dolayısıyla prostat kanserinin erken tanısında, PSA yüksekliğinin geçirilen enfeksiyonlar veya ameliyatlar gibi bir gerekçesi yoksa bu hastada bir prostat kanseri şüphesiyle biyopsi yapılar. Prostattan alınan biyopsinin ise özellikle erken tanı ve doğru oranlı olması son derece önemli. Çünkü prostatta biyopsi metodu ne kadar doğru sonuç veriyorsa bu erken tanı bakımından o kadar önemli" diye konuştu. "Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi’nin en önemli avantajı MR ihtiyacı yapılan bir ultrason tekniği olması"
Prostat kanserinde kullanılan 3 tane metot olduğu bilgisini veren Biri, şu ifadelere yer verdi:
"Metotlardan bir tanesi klasik prostat biyopsisi dediğimiz makat yoluyla ve ultrason aracılığıyla yapılan standart biyopsi. 12 tane odaktan ve şüpheli odaklardan yapılan biyopsi şeklinde yapılmakta. Bir diğer yöntem MR füzyon biyopsi dediğimiz yöntem. Yani hastaya önce bir MR yaptırıp çıkan sonuca göre füzyon biyopsi yapılır. Son olarak da birazdan avantajlarını sizlere aktaracağımız Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi adında yeni bir teknik var. Bu tekniğin en önemli avantajı aynı en MR füzyon biyopside olduğu gibi bir füzyon biyopsi yapabilmeniz. Burada önemli olan nokta biyopside hastaya önce bir MR yapıyoruz. Fakat biliyoruz ki her hastaya MR yapmamız mümkün değil. Özellikle vücudunda standlar olan ya da protez olan hastalara MR çekmeniz çok zor. Kapalı alan korkusu olan hastalara MR yapılması da çok zor. Bu tip hastalarda bugüne kadar Füzyon Biyopsi yapılması çok zordu. O nedenle bu Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi’nin en önemli avantajı MR ihtiyacı duymadan, kronik böbrek hastası, şeker hastası gibi hastalara ilaç verme zorunluluğu olmadan yapılan bir ultrason tekniği olması. Bu ultrasonun standart ultrasonlardan farkı yüksek rezolüsyonla veren ve yaklaşık 70 mikronluk kesinliklerle MR’a göre 10 kat daha başarılı bir görüntü sağlayan bir metot. Dolasıyla Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi şu an dünyada da en ileri teknoloji olarak görülmekte." "Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi, prostat kanserinin tanısından PSA’dan sonra yapılan biyopsiyi çok daha kolaylaştırmış ve avantajlı hale gelmiştir"
Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi metodu ile hem MR dezavantajlarından yaşanmaması, hem poliklinik şartlarında yapılması hem de yüksek çözünürlük nedeniyle sonuçlardaki negatif sonuç oranının yok denecek kadar az olduğunu dile getiren Biri, "Başka bir avantajı ise özellikle değişik gerekçelerle yapılmış bir Galyum Pet-CT’de eğer prostatta şüpheli bir durum varsa Pet-CT görüntüleriyle de burada füzyon yapmak mümkün. Bu nedenle Mikro Ultrason Füzyon’un hem MR ihtiyacının olmaması fakat MR görüntülerini de kullanabilmesi hem çözünürlüğünün yüksek olması nedeniyle sınıflandırmaya bağlı olarak füzyon yapması hem de Pet-CT ile paralel bir şekilde bunu yapabilmemiz önemli bir avantajdır. Bugün Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi prostat kanserinin tanısından PSA’dan sonra yapılan biyopsiyi çok daha kolaylaştırmış ve avantajlı hale gelmiştir" ifadelerine yer verdi. "Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi’nin prostat kanseri erken teşhis etmesi, prostat kanserinin tedavisinde de elimizi çok kolaylaştırmıştır"
Prostat kanserinin erken teşhis edilmesi hastalığın tedavisinde çok önemli bir rol oynadığını hatırlatan Biri, "Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi’nin prostat kanseri erken teşhis etmesi ya da teşhis etme oranını artırması, prostat kanserinin tedavisinde de elimizi çok kolaylaştırmıştır. Hem perineal yolla yapılması yani enfeksiyon riskinin az olması hem sıklığının erken şekilde tespit edilmiş olması prostat kanserinin erken tanısında elimizi çok daha kolaylaştırmış, bu da bize metodoloji olarak teşhis konmuş prostat kanseri oranının sayısını artırmıştır. Bunun avantajı ise daha sonra yapılacak olan tedavilerde kolaylık sağlamasıdır" açıklamasında bulundu.