USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Prof. Dr. Naim Sağlam: "Tıbbi sülükler yalnızca uzman kişilerce kullanılmalı"

Elazığ fırat üniversitesi su ürünleri fakültesi öğretim üyesi prof. Dr. Naim sağlam, tıbbi sülük tedavisinde doğru bilinen yanlışların bilimsel gerçeklerle düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Sülüklerin yalnızca uzman kişiler tarafından, hijyenik koşullarda ve tek kullanımlık olarak uygulanmasının önemine dikkat çekti

Prof. Dr. Naim Sağlam: "Tıbbi sülükler yalnızca uzman kişilerce kullanılmalı"
07-01-2025 11:25
Google News

Prof. Dr. Naim Sağlam, tıbbi sülüklerin yalnızca uzman kişilerce kullanılmasının önemine vurgu yaparak, Türkiye’de bu tedavi yönteminin yaygınlaştığını, bu tedaviyi uygulayabilmek için hekimlerin tıp fakültesi mezunu olması ve Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerektiğini söyledi.


Hem Türkiye’de hem de Amerika’da yaptığı bilimsel çalışmalarıyla uluslararası alanda tanınan Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Sağlam, tıbbi sülüklerin faydalarını ve yanlış kullanımlardan doğabilecek zararları detaylarıyla anlattı. Sülüklerin insan sağlığına olan katkılarını anlatan Prof. Dr. Sağlam, halk arasında yaygın olan ’sülükler kirli kanı emer’ inanışının yanlış olduğunu belirtti. Sülüklerin vücuda tutunduğunda kılcal damarları kestiğini ve 110’dan fazla biyoaktif maddeyi aşamalar halinde vücuda salgıladığını ifade eden Sağlam, bu maddeler arasında kan sulandırıcı enzimler ve iyileştirici özelliklere sahip birçok madde bulunduğunu ancak sülüklerin ‘kirli kan’ gibi bir ayrım yapmasının söz konusu olmadığına dikkat çekti. Öte yandan, tıbbi sülüklerin yalnızca uzman kişilerce kullanılmasının önemine vurgu yapan Sağlam, 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları çerçevesinde sülük tedavisini onaylamasıyla birlikte Türkiye’de bu tedavi yönteminin yaygınlaştığını, bu tedaviyi uygulayabilmek için hekimlerin tıp fakültesi mezunu olması ve Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerektiğini söyledi. "Uygulayan kişinin bir tıp fakültesini bitirmesi gerekiyor"


Tıbbi sülüklerin Türkiye’nin doğal zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Sağlam, “Halkımız özellikle 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamaları çerçevesinde sülük tedavisinin de bunun içerisine almasıyla beraber, Türkiye’de yaygın bir sülük kullanımı başladı. Burada sülüğün kullanılabilmesi veya uygulanabilmesi için öncelikle uygulayan kişinin bir tıp fakültesini bitirmesi gerekiyor. Tıp fakültesini bitiren hekim arkadaşlarımızın ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın açacağı GETAT uygulamaları biriminin düzenleyeceği tıbbi sülük tedavi sertifikasını alması gerekiyor. Bu sertifikayı alan tüm hekimlerimiz halk arasında klinik açarak veya geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları bulunan hastanelerde insanlara tedavi uygulayabiliyor. Özellikle tedavi bulamamış veya modern tıbbı reddeden insanlar söz konusu olabiliyor. Bu tip kliniklere başvurduğunda tedavilere girip şifa bulabiliyorlar. Bu şifanın hem kanıtlayıcı tıbbı var elimizde hem makalelerle desteklenmiş olan yayınları bulunuyor. Bu çerçevede halkımızın buna bir eğilimi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. "Sülüğün kirli kanı ayrım yapması diye bir şey söz konusu değildir"


Halk arasında doğru bilinen yanlışların bilimsel gerçeklerle düzeltilmesinin önemine değinen Sağlam, "Tıbbi sülüklerde halk arasında doğruluğuna inanılan ancak birçok yanlış bilgiler de görüyoruz. Bize, ’Sülükler kirli kanı emiyor mu’ şeklinde sorular çok gelir. Hayır, sülüğün kirli kanı ayrım yapması diye bir şey söz konusu değildir. Sülük vücuda tutunduğu zaman öncelikle kılcal damarları keser, kılcal damarı kestikten sonra onların ağzında 3 tane çene vardır. Onun üzerinde de yüzü aşkın diş vardır. Biz onu gözle göremeyiz. Kesiği atar ondan sonra vücuda kendi içerisinde bulunan 110’dan fazla biyoaktif maddeyi aşamalar halinde verirler. Bu aşamalar halinde veriliyorken, aynı zamanda da kan emer. Aslında tıbbi sülük bir parazittir. Kanla beslenen bir parazittir. Bu parazitliği döneminde kanı alıyor senden, sana da bir yarar sağlıyor. Kendindeki enzimleri ve kan sulandırıcıları vücuda veriyor. Bu şekilde bir mekanizma kuruluyor. Yine halk arasında bilinen önemli yanlışlardan bir tanesi, işte sülüklere yazık olmasın diye bir insanda emdirilmiş veya tedavide kullanılmış olan sülüğü doğal ortamdaki bir yere atabiliyorlar. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları yönetmeliği çerçevesinde bunun mutlaka bir kimyasal içerisine alınıp, acı çektirmeden uyutulup öldürülmesi yönündedir. Doğal ortama atıldığı zaman sülük, bir başka insandan hastalık etkenini aldıysa, başka bir insana tutunursa, bu hastalığı bulaştırabilir” şeklinde konuştu. "Bazen hayvanlarda bulunan hastalıkları alıp insanlara bulaştırma riski olabilir"


Tıbbi sülük tedavisinin kanıtlanmış bilimsel yayınlarla desteklendiğini ve özellikle kronik hastalıklar için bir alternatif tedavi yöntemi sunduğunu ifade eden Sağlam, “Diğer bir konu ise tedavi uygularken sülüklerin tedavisini sonuna kadar beklemek gerekiyor. Bazen, erken dönemde bunlar vücuttan alınıp, yarım saatte enzim hormonlarını vermiştir deyip, ayıranlar olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım. Bu da bazen yanlış bilinenler arasında geçiyor. Sülüğün tedavi süresi yarım saat ile iki saat arasında değişebilir. Sülüğün kendisinin ayrılmasına müsaade etmemiz gerekiyor. Zaten doyduktan sonra vücuttan kendisi ayrılıyor. Bu da yanlış bilinen kısımlar arasında yer alıyor. Yine diğer bir konu, bir insandan kullanılan sülüklerin yakın akrabası dahi olsa kullanılmaması gerekir. Bazen kullanılmış sülükleri başkasına kullanma uygulamaları olabiliyor, bu da yanlış. İkinci diğer bir yanlış olarak karşımıza gelen doğal ortamdaki sülükler daha yararlıdır. Yetiştiricilikteki sülükler daha az yarar sağlar gibi bir inanış var. Bu da yanlıştır. Çünkü yetiştiricilik ortamında sülükler yetiştirilirken, yine kanla besleyerek belli bir büyüklüğe getiriliyor. Hijyenik kanla beslenmek zorunda. Yani hastalıklı olmadığına dair, laboratuvarlarda test ediliyor ve beslenerek belli bir büyüklüğe getiriliyor. Doğal ortamdakiler hangi canlılardan kan emdiği belli değil. Bazen hayvanlarda bulunan hastalıkları alıp insanlara bulaştırma riski olabilir. Dolayısıyla bu da yanlıştır. Zaten geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları çerçevesinde bu yönetmelikte, ’Sülükleri yetiştiricilik biriminden alacaksınız, kullandıktan sonra bir kullanımlık yapacaksınız ve ondan sonra da imha edeceksiniz’ deniyor. Bu yanlış bilinenlerin önüne geçilmesi çok büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ