DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, “insanoğlu var olduğu sürece tarıma dayalı gıda gereksiniminin de olacağı salgın sonrasında da asla unutulmamalıdır” dedi.
Tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan ve insan sağlığını tehdit eden Korona virüs ile bir kez daha insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıda gereksinimini karşılayan tarımın ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğu anlaşıldı.
Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını belirterek “Son yıllarda nüfus artışı, küresel ısınma ve iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması gibi faktörler ile sık sık gündeme gelen tarım sektörünün bu kez küresel bir virüs salgını ile tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliği kavramları ile çok daha güçlü bir şekilde dünya gündeminde yer almıştır. Bu tür sorunların global olarak bundan sonra da sıklıkla yaşanacağı genel kabulünden hareketle geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını, bu yüzyılda tarım sektörünün savunma kadar önemli bir stratejik sektör haline gelmekte olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Krizlerde para ile tarımsal ürünlere ve gıdaya ulaşılamayabilir”
Avrasya Ekonomik Konseyi’nin korona virüs salgının yayılması riskine karşı halkın gıda ihtiyacında sorun yaşanmaması ve yeterli gıdanın temini için önlemlere başvurulduğunu rapor ettiğini söyleyen Öztemiz, “Ayrıca, BM Gıda ve Tarım Örgütü, virüsün yayılma hızına bağlı olarak küresel gıda tedarikinde deniz ve kara taşımacılığında uygulanan sıkı sağlık tedbirleri ve bazı ülkelerin tarım ürünleri ihracatına kısıtlama getirmesi nedeni ile lojistik yavaşlama olacağını açıklamıştır. Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkelerden Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan Korona virüs önlemleri kapsamında çok sayıda tarım ürününün özellikle arpa ve buğday gibi tahılların ihracatını belirli bir süre yasaklamıştır. Yaşadığımız kriz gıda arzının azaltmasına, gıdaya erişimin aksamasına ve dünyada gıda fiyatlarının yükselme eğilimi göstermesine ve birçok ülkede market raflarının boşalmasına neden olmaktadır. Salgının süresi bilinmemekle birlikte, devamı halinde bu durumun daha da dramatik bir hale dönüşeceği aşikârdır. Geçmiş krizlerde olduğu gibi bu salgın sürecinde ve gelecekte görülme sıklığında artış olacağı öngörülen tüm krizlerde de para ile tarımsal ürünlere ve gıdaya ulaşılamayacağı bir vahim tablo ile tüm dünya karşı karşıyadır” diyerek gıdanın nedenli önemli olduğuna vurgu yaptı.
“Gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi”
Ülkemizde tarım sektörünün gelişmesini sağlamak ve 2023 vizyonu hedeflerine taşımak için tarım ile teknolojinin entegre olduğu sürdürülebilir bir tarım anlayışının güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sevcan Öztemiz, “Sürdürülebilir tarım, gıda maddelerinin düşük girdilerle yeterli ve kaliteli üretimini, tarımsal alan, çevre ve doğal tarım kaynaklarının korunmasını, çiftçilerin ve kırsal kesimde yaşayanların hayat standartlarının arttırılmasını sağlayacak sistem ve uygulamaları içermektedir. Bu sistemde gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanılabilir bir çevre bırakmak için doğal kaynakların çevresel, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan sürdürülebilir bir biçimde kullanılması hedeflenmektedir. Sürdürülebilirliği sağlanan tarımsal üretiminin ardından gıda üretiminin de sürdürülebilir olması beslenme için gerekli gıda tedarik zinciri açısından önemlidir. Çünkü gıda sektörü de hammaddesini tarım sektöründen karşılamaktadır. Tüm bu özelliklere sahip tarım sektörünün tarımsal arz güvenliğinin garanti altına alınması önem kazanmıştır. Tarımsal üretimde kendine yeterlik ve yaşadığımız salgın gibi olağanüstü durumlarda zor durumda kalmamak için gıda güvenliğinin ne kadar hayati önem taşıdığı daha net anlaşılmıştır” ifadelerinde bulundu.
Tarımsal potansiyeli yüksek olan ülkemizin tarım ve gıda sektöründeki mevcut potansiyelinin sürdürülebilir olması için herkese çok önemli görevler düştüğünü vurgulayan Öztemiz, “Bu da ancak nitelikli tarımsal eğitim ile piyasanın isteklerini karşılayan ziraat mühendisleri ile mümkün olacaktır. Ayrıca, kırsal kalkınma anlayışı ile gençlerimizi tarıma özendirmek ve kentlere göçü engelleyerek kırsal alanda tarımsal istihdamın sağlanması da yararlı olacaktır. Ülkemizin bir tarım ülkesi olduğu ve insanoğlu var olduğu sürece tarıma dayalı gıda gereksiniminin de olacağı salgın sonrasında da asla unutulmamalıdır” diyerek tarımda üretimin devamlılığının önemini vurguladı.
Tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan ve insan sağlığını tehdit eden Korona virüs ile bir kez daha insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıda gereksinimini karşılayan tarımın ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğu anlaşıldı.
Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını belirterek “Son yıllarda nüfus artışı, küresel ısınma ve iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması gibi faktörler ile sık sık gündeme gelen tarım sektörünün bu kez küresel bir virüs salgını ile tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliği kavramları ile çok daha güçlü bir şekilde dünya gündeminde yer almıştır. Bu tür sorunların global olarak bundan sonra da sıklıkla yaşanacağı genel kabulünden hareketle geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını, bu yüzyılda tarım sektörünün savunma kadar önemli bir stratejik sektör haline gelmekte olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Krizlerde para ile tarımsal ürünlere ve gıdaya ulaşılamayabilir”
Avrasya Ekonomik Konseyi’nin korona virüs salgının yayılması riskine karşı halkın gıda ihtiyacında sorun yaşanmaması ve yeterli gıdanın temini için önlemlere başvurulduğunu rapor ettiğini söyleyen Öztemiz, “Ayrıca, BM Gıda ve Tarım Örgütü, virüsün yayılma hızına bağlı olarak küresel gıda tedarikinde deniz ve kara taşımacılığında uygulanan sıkı sağlık tedbirleri ve bazı ülkelerin tarım ürünleri ihracatına kısıtlama getirmesi nedeni ile lojistik yavaşlama olacağını açıklamıştır. Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkelerden Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan Korona virüs önlemleri kapsamında çok sayıda tarım ürününün özellikle arpa ve buğday gibi tahılların ihracatını belirli bir süre yasaklamıştır. Yaşadığımız kriz gıda arzının azaltmasına, gıdaya erişimin aksamasına ve dünyada gıda fiyatlarının yükselme eğilimi göstermesine ve birçok ülkede market raflarının boşalmasına neden olmaktadır. Salgının süresi bilinmemekle birlikte, devamı halinde bu durumun daha da dramatik bir hale dönüşeceği aşikârdır. Geçmiş krizlerde olduğu gibi bu salgın sürecinde ve gelecekte görülme sıklığında artış olacağı öngörülen tüm krizlerde de para ile tarımsal ürünlere ve gıdaya ulaşılamayacağı bir vahim tablo ile tüm dünya karşı karşıyadır” diyerek gıdanın nedenli önemli olduğuna vurgu yaptı.
“Gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi”
Ülkemizde tarım sektörünün gelişmesini sağlamak ve 2023 vizyonu hedeflerine taşımak için tarım ile teknolojinin entegre olduğu sürdürülebilir bir tarım anlayışının güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sevcan Öztemiz, “Sürdürülebilir tarım, gıda maddelerinin düşük girdilerle yeterli ve kaliteli üretimini, tarımsal alan, çevre ve doğal tarım kaynaklarının korunmasını, çiftçilerin ve kırsal kesimde yaşayanların hayat standartlarının arttırılmasını sağlayacak sistem ve uygulamaları içermektedir. Bu sistemde gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanılabilir bir çevre bırakmak için doğal kaynakların çevresel, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan sürdürülebilir bir biçimde kullanılması hedeflenmektedir. Sürdürülebilirliği sağlanan tarımsal üretiminin ardından gıda üretiminin de sürdürülebilir olması beslenme için gerekli gıda tedarik zinciri açısından önemlidir. Çünkü gıda sektörü de hammaddesini tarım sektöründen karşılamaktadır. Tüm bu özelliklere sahip tarım sektörünün tarımsal arz güvenliğinin garanti altına alınması önem kazanmıştır. Tarımsal üretimde kendine yeterlik ve yaşadığımız salgın gibi olağanüstü durumlarda zor durumda kalmamak için gıda güvenliğinin ne kadar hayati önem taşıdığı daha net anlaşılmıştır” ifadelerinde bulundu.
Tarımsal potansiyeli yüksek olan ülkemizin tarım ve gıda sektöründeki mevcut potansiyelinin sürdürülebilir olması için herkese çok önemli görevler düştüğünü vurgulayan Öztemiz, “Bu da ancak nitelikli tarımsal eğitim ile piyasanın isteklerini karşılayan ziraat mühendisleri ile mümkün olacaktır. Ayrıca, kırsal kalkınma anlayışı ile gençlerimizi tarıma özendirmek ve kentlere göçü engelleyerek kırsal alanda tarımsal istihdamın sağlanması da yararlı olacaktır. Ülkemizin bir tarım ülkesi olduğu ve insanoğlu var olduğu sürece tarıma dayalı gıda gereksiniminin de olacağı salgın sonrasında da asla unutulmamalıdır” diyerek tarımda üretimin devamlılığının önemini vurguladı.