Eskişehir'de konferans veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Perihan Sözer, rahim ağzı ve meme kanserleri konusunda açıklamalarda bulundu. Öğrenci velileri ve öğrencilerin katılım gösterdiği toplantıda Sözer, meme kanserinin gerek Türkiye’de gerek ise Eskişehir’de kadınlarda görülen kanser türleri sırasında ilk sırada yer aldığını rahim ağzı kanserinin ise genital kanserlerde 4. Sırada bulunduğunu ifade etti. Erken teşhis edilmesi durumunda her iki kanser türünün daha iyi tedavi edilebileceği ve kanser sonrası hayatta kalma oranlarının daha yüksek olduğuna vurgu yapan Sözer, Türkiye’de her 10 kadından birinde meme kanseri görüldüğünü ve her yüz bin kadından 9’unda rahim ağzı kanseri görüldüğünü dile getirdi.
ERKEN TANI 30-35 YAŞLARINDA
Rahim kanserinin erken safhalarının 30-35 yaş arasında görüldüğünü bu dönemde erken teşhisin çok önemli olduğunu vurgulayan Sözer, ileri safhaların ise genellikle 50 ve ileri yaşlarda görüldüğünü belirtti. Serviks kanserini başlatan başlıca unsur olarak HPV-Virüs enfeksiyonlarına vurgu yapan Sözer, bunların içinde yüksek riskli tiplerin Tip 16, 18, 45, 31, 33 olduğunu ve bunlardan Tip 16 mesela servikal kanserlerin yüzde 60'ından sorumlu olduğunu belirtti. Dr Sözer, rahim ağzı kanserine ilişkin şu önemli bilgileri verdi:
“Bu kanser türünden korunmak için cinsel ilişkiye girmemiş kız ve erkeklerin ergenlik yaşından itibaren 25 yaşa kadar aşı olmasını öneriyoruz. Kanser ön safhalarından kanser evresine ilerlemesi yavaş olan bir hastalık olan rahim ağzı kanserinin erken teşhiste tedavisi iyi sonuç veriyor. O sebepten dolayı senelik rutin kadın doğum muayeneleri ve smear testleri aksatmamalı. Özellikle cinsel ilişki sonrasında kanama ve akıntı sorunu yaşayanlar muhakkak en yakın zamanda uzman doktora başvurmalı."
GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR
Toplantının son bölümünde meme kanseri hakkında da bilgi veren Dr. Sözer, meme kanserinin gerek dünyada gerek ise Türkiye’de görülme sıklığının giderek arttığını kaydetti. Kadınlarda en fazla görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu dile getiren Sözer, ikinci sırada troid, üçüncü sırada ise bağırsak kanseri olduğunu söyledi. Sözer, “Meme kanserinin bu kadar çok görülmesinin ardında çevresel ve genetik faktörler yatıyor. Özellikle de ailede meme kanseri var ise, sigara kullanımı varsa, kilo, şeker hastalığı hareketsizlik, sağlıksız beslenme gibi faktörler tetikliyor. Emziren kadınlarda meme kanseri görülme oranı çok düşükken, adete erken başlayan ve geç menopoz olan kadınlarda ise meme kanserine yakalanma riski daha yüksek. Elle muayene ilk teşhis için hayati önem taşıyor. Özellikle de âdetin birinci ve ikinci günü muayene yapılması en doğru sonucu verir. Ağrısız sertlik ve şişlik meme ucundan sıvı ya da kan gelmesi durumunda hemen doktora başvurulması gerekiyor. Ele gelen kitle, meme başının içeri çekilmesi, meme başından kanama ve akıntı, ciltte kızarıklık ve meme üstü derisinde portakal kabuğu görünümü ve koltuk altı lenf bezelerinde şişlik belirtilerden bazılarıdır. Teşhisi Mamografi, ultrason ve biyopsi ile yapılan meme kanseri, teşhis sırasındaki evresine göre tedavi olur. Bazen sadece ameliyat yeterken, bazen ameliyat artı ışın tedavisi, kemoterapi ve anti-hormon tedavileri uygulanır” şeklinde konuştu.