Oruç ibadetinin insan sağlığına en önemli faydalarından birinin karaciğer temizlenmesi olduğunu kaydeden Beslenme ve Diyet Uzmanı Nuray Aytan Akça, ramazanda arınan karaciğerin aşırı tatlı ve yağlı yiyecekler tüketerek bayramda yeniden kirletilmemesi uyarısında bulundu. Akça, ayrıca sahurla kazanılan gece yeme alışkanlığını ramazan sonrasında da devam ettiren bireyler olduğunu belirterek, bu alışkanlığın kilo alımı ve sağlık açısından bırakılması gerektiğini söyledi.
Ramazan ayı ile birlikte değişen yeme, içme alışkanlığında eski rutine dönmenin kontrollü bir şeklide gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Nuray Aytan Akça, öncelikle öğün sayılarının yavaş yavaş arttırılmasını tavsiye etti. Ramazan ayı sonrası artan öğün sayısıyla birlikte kilo alımının kontrol altında tutulmasının güçleşeceğine dikkat çeken Akça, sahur öğünüyle birlikte alışılan ve kilo alımında etkili olabilecek gece yemelerinin bayramla birlikte sonlandırılması gerektiğini vurguladı.
“Arınan karaciğerinizi yeniden kirletmeyin”
Orucun faydalarından olan karaciğerin toksinlerden arınmasının sağlıklı yaşam için bir fırsat olduğunu kaydeden Akça, “Oruçla uzun süre aç kalınmasıyla toksinlerden arınan karaciğerimize bayramlarda fazla tüketilen şeker ya da yağlı gıdalardan uzak tutarak yeniden kirletmeyelim. Sağlıklı ve kontrollü bir şeklide beslenerek, kilo almamak bizlerin elinde” dedi.
Öncelik su ihtiyacını karşılamak
Ramazan sonrası beslenme rutininde ilk yapılması gerekenin oruç nedeniyle uzun süre susuz kalan vücudun su ihtiyacını karşılamak olduğunu belirten İstanbul Esenyurt Üniversitesinden Beslenme ve Diyet Uzmanı Nuray Aytan Akça, “Ramazan ayı boyunca iftarla sahur arasında tükettiğimiz suyu ramazan sonrasında gün içerisinde bölüştürerek tüketmemiz gerekiyor. Günde en az 2-2,5 litre su tüketmemiz gerekiyor. Kaybettiğimiz sıvı ihtiyacını çay, kahve ya da meşrubatla değil yalnızca su ile karşılamamız gerekiyor. Çünkü su harici içecekler sıvı ihtiyacını karşılamamaktadır” dedi.
Ramazan sonrası beslenmede dikkat edilmesi gereken diğer önemli noktaları paylaşan Nuray Aytan Akça, öğün sayısı ve gece yemek yeme alışkanlığı konusunda şu değerlendirmeleri yaptı:
“Ramazanda ikiye düşen öğün sayısını kontrollü bir şeklide arttırmak gerekiyor. Aksi takdirde hazımsızlık ve şişkinlik gibi sindirim problemlerine neden olabilir. Bunun dışında diğer önemli konu ise ramazanda sahur yemelerimiz oluyordu. Ramazan sonrasında bazı kişilerin gece yemek yemeyi sürdürdüğü gözlenmekte. Bu gece yemelerini ramazanın bitimiyle birlikte sonlandırmalıyız. Yemek yemeyi ise yatmadan en az üç saat öncesinde bırakmamız gerekiyor.”
“Bırakılan egzersizlere yeniden başlanmalı”
Sağlıklı beslenmenin yanında bayram sonrası egzersizlere yeniden devam edilmesini öneren Akça, “Ramazan sonrasında yürüyüş ve egzersizlerimize devam etmeliyiz. Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerisine göre haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmamız gerekmektedir. Haftanın 5 günü 30 dakika olacak şeklide tempolu bir yürüyüş yapılabilir. İş yerinde çalışırken öğle aralarında bile gerçekleştirilebilir” ifadelerinde bulundu.
Bayram kahvaltısı önerisi
30 günlük orucun ardından sabırsızlıkla beklenen bayram kahvaltılarının şölene çevrilerek yeme ve içmede aşırıya kaçılmaması gerektiği konusunda uyaran Akça, “Bayram sofralarında donatılmış kahvaltı sofraları ile karşılaşıyoruz. Bayram sabahında hafif bir kahvaltı tercih etmeliyiz. Bayramda tatlı tüketimi olacağı için kahvaltıda mümkün mertebe reçel, bal, pekmez tercih edilmesin. Bunların yerine haşlanmış yumurta, peynir, zeytin ve yeşillikle doyurucu bir şeklide kahvaltı öğünümüzü tamamlayabiliriz” diye konuştu.
Tatlı porsiyonları tadımlık ayarlanmalı
Bayramda aşırı tatlı tüketiminden kaçınılması gerektiğini ifade eden Akça, “Bayramda şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih etmemiz gerekiyor. Sütlü tatlı olarak da sütlü irmik tatlısı, kazandibi, sütlaç, muhallebi, bir meyve tatlısı veya meyve tabağı tercih edilebilir. Misafirliğe gidildiğinde ise özellikle yeme konusunda aşırıya kaçmamak adına önceden önlemimizi almak için tok karnına misafirliğe gidilmesini öneriyorum. Bizlere sunulan tabağın tadımlık olmasına dikkat etmeliyiz. Şerbetli tatlı tüketmek isteniyorsa da baklava gün aşırı iki dilimi geçmeyecek şeklide tüketilebilir. Fakat şerbetli tatlı kan şekerini artıracağı için bunun yanında kan şekerinin düzenlemesi için bir bardak süt ya da ayran tercih edilebilir” şeklinde konuştu
Çay, kahve ve meşrubatların tüketilmesi konusunda da uyarılarda bulunan Akça, “Önceliğimiz kola ya da meyve suyu yerine su tüketilmesidir. Zaten yiyecekleri tatlılardan oldukça çok şeker miktarı alacaklardır. Bunun için de su ihtiyacını karşılamamız gerekiyor. Eğer çay ya da kahve içilecekse de miktara dikkat etmek gerekiyor. Çünkü fazla alınması durumunda çarpıntı gibi kalp ritim bozukluklarına ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Çay günde en fazla dört çay bardağını aşmayacak şeklide tüketilebilir” dedi.