Oktay, “ Nişasta bazlı şeker, mısır nişastasından elde edilir ve mısır şurubu (glikoz-fruktoz şurubu) olarak da adlandırılır. Mısır şurubu, kullanıldığı ürüne tat katması dışında raf ömrünü uzatmada, nem dengesini korumada, şekerlenmesini önlemede etkisi vardır” dedi.
Mısır şurubunun gazlı içecekler, meyveli yoğurtlar, baklava gibi şerbetli tatlılar, bisküvi ve her türlü unlu mamullerde kullanıldığını ifade eden Oktay, “ Bu tarz ürünler genelde yüksek kalori ve besin içeriği düşük olmasından dolayı boş kalori olarak adlandırdığımız sınıflandırmaya girer. Ramazan dönemi bireylerin besin gruplarından yeterli ve dengeli besin alımlarını kısıtladığı için mısır şurubu içeren ürünleri kullanmak kişinin vücut direncini azaltabileceği gibi, yüksek kalori içeriği ile kilo artışını da tetikleyebilir. Ramazan döneminde lif ve protein içerikli besinlerin ön planda tutulması gerektiği düşünülürse mısır şurubu kullanılan ürünlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır” dedi.
Mısır şurubu bulunan ürünlerin kullanılmamasını belirten Oktay, “ Bireyler sahur da ve iftarda mısır şurubu kullanılan ürünleri tüketirlerse gün içinde karşılaşılan hipoglisemiler( kan şekeri) tetiklenebilir. Bunun nedeni mısır şurubu kullanılan ürünlerin mideden hızla emilmesidir. Mısır şurubu içeren içeceklerin yerine ayran, kefir, süt, tüketilebileceği gibi bisküvi yerine yulaf ezmesi veya leblebi, şerbetli tatlıların yerine sütlü tatlı tercih edilebilir” şeklinde konuştu.
(HABERTÜRK)
