Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşlar en temel ihtiyaçlarını bile borç alarak ve kredi çekerek ödemek zorunda kalırken, miras konusuyla ilgili açılan dava sayıları katlanarak arttı.
Döviz kuru ve faizdeki artış dolayısıyla kişisel iflaslarda özellikle 2019 yılından itibaren ciddi artışlar yaşandı. İcra dairelerindeki dosya sayısı son bir yılda 1 milyon 617 bin adet artarak15 Nisan itibariyle 23 milyon 464 bine çıktı. İcra iflaslar arttıkça reddi miras davaları çoğaldı. Adalet Bakanlığı'na bağlı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nün Adli İstatistikler 2020 raporuna göre, 2017-2020 yılları arasında mirasla ilgili açılan dava sayısının toplamı ise 30 bin 861 oldu.
"EKONOMİK KRİZİN FATURASI"
Verileri BirGün gazetesine değerlendiren Avukat Elvan Kılıç "Yaşanan ekonomik sıkıntılar neticesinde borca batık gerçek kişilerin artışı oranında reddi miras taleplerinin de artış gösterdiğini söylemek yanlış olmayacak" dedi. Kendi saha deneyimlerinden ve müvekkillerinden gelen talepler üzerinden artışları doğruladığını belirten Kılıç, "Bu durum ekonomik krizin bir faturası olarak değerlendirebilecek nitelikte" ifadelerini kullandı.
Avukat Kılıç, 2019 yılında miras konu başlığı altında mahkemeye başvuran her 100 kişinin 78'inin reddi miras talebiyle başvuru yaptığını belirtti. Ancak reddi miras konusunda kesin istatistiklere ulaşmanın mümkün olmadığını belirten Kılıç, "Reddi miras mekanizması mirasın hükmi reddi nedeniyle tek tip nitelikte olmadığı için kesin istatistiklere erişmek mümkün değil. Ancak, özellikle ekonomik krizlerin ardından dönemsel olarak bu oranların daha da yukarılara çıkması normal" dedi.
"MAĞDUR OLMAMAK İÇİN YAPILIYOR"
Kılıç, reddi mirasın yasal sürecini "Reddi miras, yasal veya atanmış mirasçıların kendilerine bırakılan mirası kabul etmeme konusunda kanuni haklarını kullanmak suretiyle açıkladıkları irade beyanına denilmektedir. Bu hakkın tanınmasının sebebi para ile ölçülebilen mal, hak ve borçlarının tamamının mirasçılara geçmesi nedeniyle borca batık miras nedeniyle yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenmesini sağlamaktır" ifadeleriyle anlattı.
Mirasın reddinin iki şekilde talep edilebileceğini belirten Kılıç "İlk şekil mirasın gerçek reddi, ikinci şekil ise mirasın hükmen reddidir. Mirasın gerçek reddi genel anlamda reddi miras olarak bilinen kavramın karşılığıdır. Üç aylık yasal süreye tabi olan bu düzenleme miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı ve sözlü beyanda bulunma suretiyle gerçekleşmektedir" dedi.
MAAŞ VE SOSYAL HAKLAR ETKİLENMİYOR
Reddi miras davaları sosyal güvenlik hukukundan kaynaklı hakları etkilemiyor. Dolayısıyla, borçlu miras bırakanın mirasını reddeden eş dul aylığından, çocukları da yetim aylığından yararlanır. Bu konuda hiçbir hak kaybıyla karşılaşmaz. Alacaklılar, miras bırakanın eş ve çocuklarının dul ve yetim aylıklarına haciz koyduramazlar, para talep edemez.