Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Tuğçe Demir, endometriozisin üreme çağındaki her 10 kadından birinde görülen iyi huylu bir hastalık olduğunu söyleyerek, “ Endometriozis, östrojen bağımlı bir hastalıktır. Aslında rahim duvarında endometrium dokusu bulunuyor. Bu endometrium dokusunun rahim duvarından başka yerlerde olması durumu endometriozis hastalığını bize düşündürüyor. Bu durumda da o endometrik odaklardan her ay adet döneminde bir inflamasyon oluşuyor. Bu inflamasyona bağlı olarak hastaların yüzde 60-70’inde şiddetli ağrılar oluyor. Bir süre sonra hasta kronik pelvik ağrıdan yakınıyor. Hastamız bize geldiğinde baktığımız tam idrar tahlilinde, ultrasonik muayenesinde ve sinir bulgularında herhangi bir sıkıntı olmuyor ancak özellikle adet dönemlerinde artan ağrıdan bahsediyor” dedi.
“Bazı kadınlarda hiç belirti göstermez”
Dr. Demir, normalde sadece rahim içinde olup da, adetten sonra kalınlaşarak bebeğin yerleşmesine imkan veren ve regl döneminde vücuttan atılarak yenilenen bu dokunun yumurtalıklarda görülmesinin adet benzeri kanamalara yol açarak, yumurtalık içinde koyu kahveye benzeyen renkte kanamayla görüldüğü için çikolata adı verilen çikolata kistine neden olduğunu söyledi. Bu kistlerin bazı kadınlarda hiç semptom vermediğine, ameliyat ya da ultrasonografide görüldüğüne ve adet dönemlerinde görülen fonksiyonel kistlerin aksine bu çikolata kistlerinin gerileyip kaybolmadığına dikkat çeken Dr. Demir, nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte çikolata kistlerinin yaşam kalitesini bozan sorunlara yol açtığını dile getirdi. Çikolata kisti olan hastalarda endometriozisin ağrı ve infertilite gibi belirtilerinin görüldüğünü belirten Dr. Demir, çok büyüyen kistlerin, kist cidarının (duvarının) yırtılması gibi ciddi problemlere neden olabileceğini söyledi.
“Cerrahi tedaviden sonra hastalık nüksedebilir”
Demir, östrojen seviyesi kişiye göre değiştiği için tedavi seçeneklerinin de farklı olabileceğine işaret ederek, “Östrojen bağımlı bir hastalık olduğu ve herkesin östrojen düzeni farklı olduğu için tedavi seçenekleri konusunda da her hastanın tedaviye farklı cevabı oluyor. Tedavi aslında uzun soluklu, kısa ağrı kesiciler, anerjik tedavi ile bazen yanıt alınabilirken, bazen komplike vakalarda uzun soluklu tedaviler gündeme gelebiliyor” dedi.
Cerrahi yöntemin de bir seçenek olduğunu fakat cerrahiden sonra hastalıkların yüzde 20 ile 40’ında tekrar nüksetme ihtimali olduğuna değinen Dr. Demir, “Endometriozis gerçekten kişinin günlük hayatını etkileyen, hayat konforunu azaltan bir hastalık olsa da ilaç ve ameliyatla kontrol altına alınabildiğini unutmamalıyız. Mutlaka jinekolojik muayene ile birlikte endometriozis farkındalığıyla bizlere muayene için başvurulmasını istiyoruz” diye konuştu.