Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya tutuklu sanık Lokman Barış Çelik’in (40) yanı sıra, öldürülen Deniz Aktaş’ın (21) annesi Figen Yetişkin, avukatlar ve çok sayıda kadın hakları platformu üyesi katıldı. Savunmasını yapan Çelik, 2011 yılında Deniz’le tanışma süreçlerini nasıl geliştiğini aktardı. İnternet kafe işlettiğini belirten Çelik, öldürdüğü Deniz Aktaş’la da burada karşılaştığını dile getirdi. İlk başlarda Aktaş’ın problemlerini kendisine anlattığını kendisinin de genç kızın problemleriyle ilgilendiğini ifade etti. Kitaplar üzerine yaptıkları kültürel sohbetlerle samimiyetlerinin ilerlediğini dile getiren Çelik, daha sonra aralarında duygusal ilişki geliştiğini söyledi.
AVUKATLARDAN TEPKİ
Deniz Aktaş’ı silahla öldürdüğünü itiraf eden Çelik, 2011’den beri tanıdığı genç kızı çok sevdiğini her şeyi onu mutlu etmek için yaptığını söyledi. Çelik, yaşanları anlatırken duygusal ifadeler kullanması duruşma salonunda bulunan avukatların tepkisine neden oldu. Avukatlardan bazıları "Genç bir kadını öldüren bu adam bize romantik bir aşk hikayesi anlatıyor" diyerek tepki gösterdi.
Katil zanlısı, cinayette kullanılan silahın ise kendisine ait olmadığını kabul etti. Silahın iş yerinde kendisine yardımcı olan arkadaşı Ş.A tarafından saklandığını iddia eden Çelik, bu duruma kızdığı için cinayetten 1 gün önce silahı evine götürdüğünü söyledi. Olay günü cinayeti de bu silahla işlediğini itiraf etti.
İLİŞKİ BAŞLADIĞINDA EVLİYDİ
Bu ilişkinin başladığı sırada evli olduğunu ve çocuğunun bulunduğunu belirten Çelik, eşinin ve çocuklarının da içinde bulunduğu uzun bir hikaye anlattı. Sanık, Çelik’in öldürdüğü genç kızla birlikte yaşadığı sırada cüzdanından para çalındığını bunun şüphelisinin de maktul Deniz Aktaş olduğu iddiasını öne sürdü. Diğer bir tartışmalarının ise bir barda başladığını aktaran Çelik, daha sonra genç kıza telefon ve hediyeler aldığını ifade etti.
KUMANDA VE YEMEK KAVGASI
Bu hediyeleri verdiği günün akşamında eve gittiğinde ise kız arkadaşının sık sık televizyon kanallarını değiştirmesi nedeniyle yeniden kavga ettiklerini söyledi. Deniz Aktaş’ın televizyonda bir moda programı izlediğini kendisinin ise bu program hakkında olumsuz şekilde konuştuğunu sözlerine ekledi. Gecenin ilerleyen saatlerinde Deniz Aktaş’ın ayağıyla kendisini dürterek uyandırmaya çalıştığını ve kendisinden yemek hazırlamasını istediğini söyledi. Çelik, yemek hazırlayamayacağını söylemesi üzerine Aktaş’ın kendisine, eşine ve çocuğuna ağır ithamlarda bulunduğunu ileri sürdü. Bunun üzerine Aktaş’ın üzerine yürüdüğünü anlatan Çelik, genç kızın cama çıkarak "imdat polis" diye bağırmaya çalıştığını söyledi.
“BARUT VE DUMAN KOKUSUNU HATIRLIYORUM”
Kısa süre sonra kapının çaldığını belirten Çelik, olayı şu şekilde anlattı:
"Bu sırada zil çalınca gidip baktığımda kimseyi göremedim. Deniz, ‘Bak komşular rahatsız oldu, zili çalıyorlar diyerek’ teskin etmeye çalıştım. Bu sırada antrede bulunan silahı alarak, birkaç defa namlusunu çekerek Deniz’i korkutmak istedim. Deniz silahı da polise diyeceğini söyledi. Erkekliğime laf etti. Ben hakaretine dayanamadım sonrasında sadece barut ve duman kokusunu hatırlıyorum."
Çelik, Aktaş’ın öldüğünü anlaması üzerine kendi hayatına da son vermek istediğini ancak kızıyla görüştükten sonra bundan vazgeçtiğini söyledi.
“BU İLİŞKİYİ HİÇ ONAYLAMADIM”
Anne Figen Yetişkin, kızının Barış’la ilişkisini yaşından ve konumundan dolayı hiçbir zaman onaylamadığını belirterek şöyle konuştu:
“Deniz dershaneye giderken Barış’la tanıştı. Barış’ın yaşından dolayı bu ilişkiyi onaylamadım. Buna rağmen devam etti ve sürekli tartışıyorlardı. Bu tartışmaların ardından Deniz eve gelirdi ve Barış kapının önünden ayrılmazdı. Kızım hep şiddet görürdü. Elleri ayakları mosmordu. Deniz’in aldığı raporlardan dolayı Barış’a 4 ay uzaklaştırma verildi. Tehdit edilen kızım, Barış’ı psikolojik tedavi alacağını söylemesiyle de şikayetini geri aldı. Ama Barış tedavi almadı. Çok sık kavga ederlerdi.”
ANNEYİ ARADI
Kızının küfür eden biri olmadığını son derece kibar bir kişi olduğunu kaydeden anne Yetişkin şu ifadelere yer verdi:
“Tam tersi Barış ona küfür ve hakaretler ederdi. Bir keresinde kızım kendisini almadı istedi. Barış, bunun üzerine kızıma kendimi öldürürüm ailenin üzerine atarım başınız belaya girer, demesi üzerine kızım tekrar geriye dönmek zorunda kaldı. Barış kızımın benle görüşmesini istemiyordu. Deniz’in ablasını alıkoyuyordu. Onu öldüreceğine dair tehdit ediyordu. Bunun üzerine büyük kızımı İstanbul’a gönderdim. Olay günü sabah karşı da Barış, telefonla beni arayarak, ‘Kızını öldürdüm her şey bitti. Deniz öldü’ dedi.”
“10 DAKİKA BİNA İÇİNE GİREMEDİK”
Olay günü binaya gelen polis memuru Y.K., ise 155’den gelen ‘Aile içi şiddet’ anonsu üzerine asayiş ekibi olarak bölgeye geldiklerini aktardı.
İki ekip binaya geldikleri ifade eden Y.K., “10 dakika bina içine giremedik. Sonra kapı açıldı, binaya girdik. Merdivenlerdeyken 2 el peş peşe silah sesi duyduk. Daire ziline bastık. Barış 15-20 dakika telefonla görüştü. İçeriye mesai arkadaşımla girdik. Ben hemen karşıda Deniz’i oturur vaziyette gördüm hemen kapı önündeki 112’ye haber verdim. Barış ise intihar etmek istiyordu. Deniz de eks olduğu için yapacağım bir şey yoktu. Özel harekat için bilgi verdim. Birkaç dakika sonra mesai arkadaşım Barış’ı ikna ederek indirdi” dedi.
Deniz Aktaş’ın yan komşusu Necibiye E. ise Deniz ile samimiyetinin olmadığını belirterek, olay günü silah sesi duymadığını sadece kapısının zilinin çaldığını kaydetti. Apartman yöneticisi Ziya K., olay günü eşinin bebekten dolayı geç saatlere uyumadığını ve polis sesleri üzerine kendisini uyandırdığını ifade ederek şu bilgileri verdi:
“Kapıya çıkınca polisleri gördüm. 3. kata çıktım. Barış Bey’in zilini çaldım. Bana, gerekeni yaparım, ya da sen aşağı in diye bir şeyler söyledi. Deniz hanımla sadece merhabalığımız vardı. Aralarındaki tartışmadan bir kez yine polis gelmişti.”
Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına, dosyadaki mevcut sanıkların sonraki duruşmaya hazır edilmesine, yeni tanıklara bildirim yapılmasına, davanın tanıkların dinlenmesi üzerine ileri tarihe ertelenmesine karar verildi.
KADINLARDAN DESTEK
Antalya Kadın Platformu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına açıklama yapan avukat Özlem Demirok Uçal, Mart ayında katledilen Deniz Aktaş’ın ilk duruşmasına katıldıklarını belirterek, ‘Günde 5 kadın öldürülüyor’ sözünün artık slogan olmaktan çıktığını, kadın cinayetleriyle bir cins kırımı yaşandığını söyledi.
Deniz Aktaş’ın birlikte yaşadığı Lokman Barış Çelik tarafından 4 el ateş edilerek öldürüldüğünü aktaran Uçal, “Barış Çelik, daha öncesinde yaralama ve tehdit suçlarından aramızda dolaşıyordu. Olay günü de yardım çığlıkları üzerine komşuları tarafından çağrılan polis kapıdayken ve yaklaşık 45 dakika boyunca sanığı iknaya çalışırken katledildi. Komşuların ifadesi polislerin kapıda uzun süre sadece iknaya çalışarak beklediği şeklinde olmasına rağmen haklarında takipsizlik kararı verilen polislerin de Deniz’in ölümünden sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Bizler, erkek yargınızdan haksız tahrik indirimleriyle koruduğunuz, iyi hal indirimleriyle aramıza gönderdiğini katillerimizin hesabını beklerken, devlet kurumlarının zaten görevleri olan eylem ve işlemleri yapması içinde mücadele vermek zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
Hayatını kaybeden Deniz Aktaş’ın fotoğraflarını taşıyan kadınlar, ‘Deniz İçin Adalet İstiyoruz’,‘ Deniz Aktaş İsyanımızdır’, ‘Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet’ sloganları atan kadınlar sessizce dağıldı.