USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Rus uzmanlar, 1967'deki sınırlara göre bir Filistin devletinin krizi çözeceği görüşünde

Rus uzmanlar, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967'deki sınırlar içinde bağımsız Filistin devletinin oluşturulmasının mevcut krizi çözülebileceğini ve bunun gerçekleşmesinin uluslararası toplumun koordineli girişimlerini gerektirdiğini söyledi.

Rus uzmanlar, 1967'deki sınırlara göre bir Filistin devletinin krizi çözeceği görüşünde
07-12-2023 14:12
Google News
Moskova

Uzmanlar, İsrail ile Filistin arasında uzun süreli ateşkes sağlanmasının önemini vurgulayarak, bunun taraflara krizden çıkış yollarını bulma imkanını sağlayacağını savundu.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı: Gazze'nin kuzeyindeki hastaneler hizmet dışıİsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında iki ay geride kaldıGazze'ye saldırılarını 2 aydır sürdüren İsrail, Batı Şeria ve Kudüs'te de 263 kişiyi öldürdüİsrail tanklarının İsrailli sivillerin ölümündeki rolü yine gündemdeGazze'de yerinden edilen binlerce Filistinli su ve gıda eksikliği nedeniyle hastalıkların pençesindeUluslararası Af Örgütü: Gazze'de 43 sivilin öldüğü saldırılarda ABD silahları kullanıldı

Rus akademisyenler, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırıları, Rusya, Türkiye ve Batı'nın bu konudaki yaklaşımlarını AA muhabirine değerlendirdi.

Rusya Bilimler Akademisine bağlı Primakov Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Araştırma Enstitüsünün Başkanı Aleksandr Dınkin, Rusya'nın, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967'deki sınırlar içinde bağımsız bir Filistin devletinin oluşturulmasından yana olduğuna dikkati çekti.

Dınkin, "İsrail ve Filistin'de yaşanan trajik olaylar, uzun süredir devam eden, karmaşık ve acı çektiren meselenin tümüyle çözülmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor. Yaşanan olaylar, Filistin-İsrail meselesinin daha fazla dondurulamayacağını gösterdi. Nihai çözüm bulunana kadar gerginlik ve şiddet tehdidi devam edecek." dedi.

Uzun süreli ateşkesin önemini vurgulayan Dınkin, bunun İsrail ile Filistin’e krizden çıkış yollarını arama imkanı vereceğini söyledi.

Dınkin, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği ülkelerinin krizin çözümüne ilişkin girişimlerde bulunduğunu belirterek, "Bu, önemli, çok merkezli bir dünya düzeninin oluşmaya devam ettiğini kanıtlıyor. Bölge devletlerinin çözüm sürecine katılmadan uygun ve uzun vadeli bir çözümün bulunulmasının imkansız olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

"ABD, Filistin meselesinde amatörce davrandı"

ABD’nin Filistin meselesine yönelik yaklaşımını da değerlendiren Dınkin, "ABD, bu meseleyi tek başına çözmeye çalıştı ve bu meselenin siyasi çözümüyle ilgilenen Orta Doğu Dörtlüsü’nün (Rusya, ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler) faaliyetlerini durdurdu. Amatörce yapılan eylemlerin sonucu tüm dünyada ekranlardan şu anda izleniyor." ifadelerini kullandı.

Aleksandr Dınkin, İsrail’in ABD için Orta Doğu’da önemli müttefik olduğu ancak Batılı ülkelerin bu konudaki yaklaşımlarının yekpare olmadığı ve İsrail’in eylemlerine bağlı olduğu görüşünü paylaştı.

Rusya ile Türkiye’nin Filistin meselesinin çözümüne ilişkin yaklaşımlarının ise birbirine yakın olduğunu belirten Dınkin, "Rusya'nın her iki tarafla (Filistin ve İsrail) ilişkileri ve Türkiye'nin çeşitli bölgelerde insani yardım sağlama konusundaki önemli deneyimi dikkate alındığında gelecekte ülkelerimiz, İsrail ile Filistin arasında diyalog başlatılmasında rol alabilir." dedi.

"Rus-Türk ilişkilerinin gelişimindeki rolüne değer biçmek zor"

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere değinen Dınkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in neredeyse aynı zamanda üst düzeydeki görevlerine başladıklarını ve ikili ilişkilere özel önem verdiklerini belirtti.

Dınkin, "İki liderin, Rusya-Türkiye ilişkilerinin gelişimindeki rolüne değer biçmek zor. Rusya ve Türkiye’nin dış siyaseti, onların olduğu iktidardaki dönemde eskisine göre derinleşti. Her iki ülkenin de uluslararası stratejisindeki yönlerden biri Rus-Türk bağlarının hızla genişlemesi ve derinleşmesi oldu." değerlendirmesinde bulundu.

İki ülke arasında en üst düzeydeki siyasi diyaloğun sürekli olduğunun altını çizen Dınkin, bu diyalog olmadan ortaya çıkan sorunların çözülmesinin ve uluslararası projeler konusunda anlaşmaya varılmasının mümkün olamayacağı öngörüsünde bulundu.

Dınkin, Erdoğan ile Putin’in sık sık telefonda ve yüz yüze görüştüğüne, bu görüşmelerde sadece ikili ilişkiler değil bölgesel konuların da ele alındığına dikkati çekti.

Rusya ile Türkiye’nin Suriye, Karabağ ve Ukrayna ile ilgili konularda tecrübe kazandığını vurgulayan Dınkin, "Rus ve Türk liderlerinin siyasi iradesi, diyaloğu sürdürme ve karşılıklı anlayış sağlama yetenekleri olmasaydı tüm bunlar mümkün olmazdı." değerlendirmesinde bulundu.

Dınkin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili, "Bu kadar uzun süre seçimlerde başarı elde edebilen demokratik bir ülkenin Cumhurbaşkanı, şüphesiz güçlü bir siyasetçi ve karizmatik bir liderdir. Erdoğan ve partisinin iktidarı boyunca hem iç siyasette hem de yüksek dinamizm ve uluslararası konularda yer alma arzusu ile tanımlanan dış siyasetinde önemli değişiklikler yaşandı." ifadelerini kullandı.

"Filistin devletinin oluşturulması önemli"

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Andrey Kortunov da Filistin devletinin kurulmasına ilişkin, "Elbette Filistin devletinin oluşturulması önemli. Dünyada az sayıda ülke Filistin devletinin oluşturulması fikrine karşı çıkıyor ancak bu devletin hızlı oluşturulması mümkün değil. İsrail, Filistin devletinin oluşturulması fikrine şüpheyle yaklaşıyor." dedi.

Kortunov, "Bu konudaki hedefleri kısa ve uzun vadeli şeklinde ikiye ayırmak gerekiyor. Şimdilik insanların ölmesinin ve yıkımların oluşmasının engellenmesi için ateşkesin derhal sağlanması önemli. Filistin devletinin oluşturulması hedefi ise uzun süre çaba gerektirecek. Burada çözülmesi gereken çok soru var. Bu, uluslararası toplumun koordineli girişimlerini gerektirecek. Sorunun çözümünün çok taraflı mekanizmalara bağlı olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

İsrail-Filistin meselesinin çözümünde iki yolun bulunduğunu belirten Kortunov, "Birincisi, iki ülkenin (Filistin ve İsrail) oluşması. Bu durumda Filistin’in sınırlı hakları ve bağımsızlığı olan bir devlet değil tam teşekküllü devlet olması gerekiyor. İkinci yol ise tek Filistin-İsrail devletinin oluşturulması ancak bu, İsrail’in içinde Filistinlilere yönelik ayrımcılıktan vazgeçilmesini, insan haklarına saygı duyulması gibi ciddi değişimleri gerektirecek. Her bir yol, İsrail yönetiminin ciddi ve zor kararlarına bağlı. Üçüncü bir yol görmüyorum." ifadelerini kullandı.

Kortunov, Gazze halkının komşu Arap ülkelerine nakledilmesi yönündeki önerileri de değerlendirerek, bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, kimsenin buna hazır bulunmadığını ve kabul etmeyeceğini vurguladı.

"İsrail, çok ciddi itibar kaybına uğrayacak"

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ndeki eylemlerini değerlendiren Kortunov, İsrail'in Hamas'a karşı zafer kazanmak istediğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail yönetimi için zafer, Hamas yönetimi ile altyapısının tamamen yok edilmesi ve Gazze Şeridi üzerinde kontrolün sağlanması anlamına geliyor ancak İsrail, çok ciddi itibar kaybına uğrayacak çünkü Gazze’de sivil halk arasındaki kayıpları haklı çıkarmak mümkün değil çünkü burada büyük kayıplar söz konusu. Bu da İsrail için dünyada uzun süre sorun yaratacak. Diğer taraftan İsrail’in yaklaşımını etkilemek şu anda çok zor. İsrail’in koyduğu hedefleri de hayata geçireceğini düşünmüyorum."

Kortunov, Batılı ülkelerin Filistin konusunda çifte standart uyguladığına dikkati çekerek, "Bir İsraillinin hayatı, bir Filistinlinin hayatının üstünde tutuluyor. Bu yaklaşım, uzun zamandır sergileniyor. Bununla birlikte, ABD’nin sergilediği pozisyonun, İsrail’in pozisyonu ile tamamıyla uyuşmadığını görüyoruz. Bence ABD, gerilimin tırmanmasının ve büyük bir bölgesel savaşın önlenmesi hedefini güdüyor ancak gerilimin yükselmesi tehdidi devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ