Sakarya
(SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı da olan Utkucu, 6 Şubat'taki depremlerin ardından Rektör Prof. Dr. Hamza Al'ın desteğiyle inşaat mühendisliği bölümünden heyetle bölgeye gitti.
Utkucu, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Sert ile fay hatlarını inceledi.
Fotoğraf: Uğur Subaşı/AA
"4,5 - 5 metreye varan yer değiştirmeler gördük"
Prof. Dr. Utkucu, AA muhabirine, Hatay Kırıkhan'dan başlayarak Adıyaman Çelikhan'a kadar fay hattı üzerinde ölçümler aldıklarını ve gözlemler yaptıklarını söyledi.
Ulaştıkları sonuca değinen Utkucu, "Bir kere bu deprem kırığının yaklaşık olarak 350 kilometre olduğunu gördük. Bu önemli bir gözlem, depremin büyüklüğünün 7,8 - 7,9 olduğunu arazi gözlemleriyle doğrulamış oluyoruz. Fay hattı boyunca 4,5 - 5 metreye varan sol yanal ötelemeler, yer değiştirmeler gördük. Bunları hesaba kattığımızda depremin 7,8 ila 7,9 civarı büyüklüğe sahip olduğunu tahmin ediyoruz." diye konuştu.
Utkucu, Kahramanmaraş sismik boşluğunun 1513 yılından beri deprem üretmediğini, bu depremde sadece Kahramanmaraş sismik boşluğunun kırılmadığını aktararak, 1822 Antakya depremiyle kırılan fay ile Erkenek fayının da kırıldığını gördüklerini kaydetti.
Geçmişte üç depremi ayrı ayrı üreten bu fay segmentlerinin son depremle aynı anda kırıldığını, bu nedenle böyle büyük bir felaketle karşı karşıya kalındığını vurgulayan Utkucu, "Bu depremin Anadolu coğrafyasının en büyük depremlerinden biri olduğunu arazi gözlemleriyle de ortaya koymuş olduk. Tarihte bu aralıklarla depremler olmuş, biz buna deprem çifti diyoruz." dedi.
"Artçı depremler farklı faylar üzerinde çok uzakta da meydana gelebilir"
Utkucu, iki depremin peş peşe meydana gelmesinden çok ikinci depremde kırılan fayın sürpriz olduğuna dikkati çekerek, birinci şoku atlatmadan ikinci şokun da gelmesinin kuvvet olarak farklılık oluşturduğunu anlattı.
Deprem bölgesinde çok sayıda artçının olduğunu ve devam edeceğini dile getiren Utkucu, şöyle konuştu:
"20 Şubat'ta Hatay'da meydana gelen 6,4'lük deprem de sismolojik olarak klasik bir artçı deprem. Üstelik biz gerilmesini modelledik ve rapor olarak da yayımladık. Artçı depremin meydana geldiği faya birinci deprem tarafından gerilme yüklenmiş. Dolayısıyla artçı deprem olmanın tüm özelliklerini taşıyor. Artçı bir depremdir ama farklı bir fay üzerinde meydana gelmiştir. Artçı depremler farklı faylar üzerinde çok uzakta da meydana gelebilir. Ana şokla gerilmeleri ispatlanabilir, biz de ispatladık."
Utkucu, Pazarcık merkezli ilk depremin, 1999'da Gölcük ve Düzce'de meydana gelen iki depremin enerjisinin toplamından üç kat fazla olduğunu söyledi.
Hatay'daki 6,4'lük depremin, ilk depremin yüzde 1'i bile olmadığını kaydeden Utkucu, "Bu da onun artçı deprem olarak nitelendirilmesi için bir kanıt. İkinci olan Elbistan depremi 7,7 büyüklüğünde. Diğeriyle yarısı kadar bir sismik momente sahip. Dolayısıyla ayrı bir ana şok olarak değerlendirebilir. Bu da bir deprem çiftidir." ifadelerini kullandı.
Murat Utkucu, büyük depremin ardından çevredeki fayların da etkilendiğin, İç Anadolu Bölgesi'nde Niğde ve Kayseri'de meydana gelen depremlerin de "tetiklenmiş depremler" olarak nitelendirilebileceğini aktardı.
"Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu fay zonları birbirleriyle etkileşimli"
Depremin etkilerinin onlarca yıl devam edeceğine işaret eden Utkucu, "Doğu Anadolu Fay Zonu ile Kuzey Anadolu Fay Zonunun etkileşimi elbette vardır. Çalışmalarımız da bunu gösteriyor. Bu etkileşimin nasıl olduğu konusunu da çalışıyoruz. Doğu Anadolu Fay Zonu geçen yüzyılda sessiz bir dönem geçirdi, bu yüzyılda ise hareketli bir dönem sergiliyor. Geçen yüzyılda Kuzey Anadolu Fay Zonu çok aktifti. 7'den büyük 8 deprem üretti. Birbirleriyle bir ilişki var. Birisi çalışırken diğeri bekliyor. " değerlendirmesinde bulundu.
Utkucu, deprem bölgesinde fay hattının ortasından geçtiği birçok yerleşim gördüğünden bahsederek, şunları söyledi:
"Fay, Adıyaman Gölbaşı'nın şehir merkezini çaprazlama kesiyor. Fayın geçtiği yerde sanki silgiyle oradaki binaları silmişsin gibi bir hal var. Bu da faylar üzerine yerleşim yapmamanın önemini gösteriyor. Fay zonundan uzaklaştıkça yıkım azalıyor. Fayın üzerinden 100 metre ileri gidiyorsun gözle görünür bir fark var, yıkım şekli bile değişiyor. Fayın üzerinde tam bir yıkım varken uzaklaştıkça yıkımın şiddeti ve miktarı azalıyor. Nurdağı, Islahiye ve Kırıkhan'da da öyle. Faylar üzerinde yerleşimden kaçınalım. Maraş'ın doğusunda Tevekkeli, Öksüzlü, Koyuncular köyleri de yerle bir olmuş. Fay üzerinde yerleşim yapmamak lazım, en önemli gözlemlerimizden biri de bu."