Seçimin ardından siyaset bilimcilerin ortak görüşü, milletin siyasi hayatımıza çatışma ve kutuplaşma değil, hoşgörü, uzlaşma, işbirliği ortamının hâkim olmasını ve sorunlara uzlaşıyla çözüm bulunmasını istediği yönünde. Ortaya çıkan tablo içinde, seçim barajını aşan 4 partiye önemli sorumluluk düşüyor. Hiçbir parti, çözümsüzlüğün adresi olmak istemiyor. Bu yüzden tüm partiler öncelikli olarak koalisyon seçeneğini gündemlerine aldı. Hatta alt kademelerde, partiler arasında nabız yoklamalar ve görüşmeler de başlamış durumda.
MASADAN KALKAN KAYBEDER
Ankara’da hemen herkes “masadan kalkanın kaybedeceğinde” mutabık. Bunun için her parti, koalisyon hükümeti seçeneklerini sonuna kadar zorlamak isteyecek. Zira, kurulamayacak bir hükümetin faturası, 1 ya da daha fazla partiye kesilebilir. Seçmen, “Hiçbir partiye tek başına hükümet yetkisi vermedim. Tekrar sandığı önüme niçin getiriyorsunuz?” diyebilir. Ancak koalisyon yolunda, AK Parti kadar diğer partilerin önünde de bazı açmazlar bulunuyor. İktidar partisine seçim meydanlarında yönelttikleri eleştirileri, seçmene verdikleri sözleri göz önünde bulunduran CHP, MHP ve HDP, aynı zamanda olası ekonomik sorunların faturasını da üstlenmek istemiyor.
SENARYOLAR ÇEŞİTLİ
Bugün Ankara kulislerinde konuşulan ve öne çıkan hükümet senaryoları ise şöyle:
AK PARTİ-CHP: Toplam oy oranı yüzde 66’ya ulaşan bu iki partinin kuracağı hükümet, ‘Büyük Koalisyon’ olarak da adlandırılıyor. Türkiye’deki iş çevreleri ve uluslararası ekonomi kuruluşlarının da tercih edebileceği bir koalisyon modeli olarak değerlendiriliyor. Ancak CHP tabanından tepki görebileceği ve iki partinin seçim sürecinde ‘keskin’ şekilde ayrıştığı gibi güçlükleri de sıralanıyor.
AK PARTİ-MHP: İki partinin de milliyetçi-muhafazakâr seçmene yönelik söylemleri ve politikaları nedeniyle uyuşabilecekleri vurgulanıyor. MHP, her ne kadar bu ortaklığı reddedip ‘keskin kırmızı çizgiler’ sıralasa da, “paralel yapı”ya karşı Emniyet’te, yargıda ve bürokraside verilen mücadelede AK Parti’nin eski ‘ülkücü’ isimlerden yararlanması “umut ışığı” olarak değerlendiriliyor. AK Parti’nin son dönemde meydanlarda işlediği, “Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet” söyleminin de iki partiyi yakınlaştırabileceği düşünülüyor.
ONARIM HÜKÜMETİ (HDP DESTEKLİ CHP-MHP): CHP ve MHP’nin sandalye sayıları hükümet kurmaya yetmiyor. HDP’nin dışarıdan desteğiyle böyle bir hükümet kurulabileceği ifade ediliyor. HDP ile hiçbir koşulda bir araya gelmek istemeyen MHP’nin dışarıdan verilecek desteğe güç de olsa sıcak bakabileceği konuşuluyor. “Onarım Hükümeti” de denilen bu hükümetin, demokratik hukuk devletinin tesisine yönelik bazı adımları atma, ekonomik bazı reformları gerçekleştirme konusunda görev yapabileceği, yasama işbirliğini kayda almış bir program yürütebileceği ifade ediliyor.
AK PARTİ-HDP: Zor gibi görünüyor, ancak diğer modellerin gerçekleşmemesi durumunda AK Parti ve HDP bu förmülü gündeme alabilir. Kırmızı çizgilerin ve taleplerin bir protokole bağlanması durumunda, bu seçenek imkânsız değil. Ancak CHP ve MHP’nin sert muhalefetine de hedef olabilecek bir koalisyon.
AK PARTİ AZINLIK HÜKÜMETİ: AK Parti’nin öncelikle koalisyon seçeneklerini zorlayacağı ifade ediliyor. Ancak tüm yollar denendikten sonra, erken seçime kadar bir AK Parti azınlık hükümeti formülünün işletilebileceği konuşuluyor. Bu formüle dışarıdan sayısal destek şart.
TRANSFER HÜKÜMETİ: AK Parti’nin dışarıdan 18-20 milletvekili transfer ederek bir hükümet kurabileceği vurgulanıyor. Ancak bu yöntem, seçmen gözünde güven kaybı, sayısal çoğunluğu her an kaybetme gibi riskler barındırıyor.
SEÇİM HÜKÜMETİ: Liderler anlaşamazlarsa, üzerinde uzlaşabilecekleri bir milletvekilinin başkanlığında hükümet kurulabilir ve seçime gidilebilir. Ama zor görünüyor.
KÜÇÜK PARTİNİN ŞARTLARI
AK Parti kiminle koalisyon kurarsa kursun, bugüne kadar olduğu gibi koalisyon ortağı küçük partinin şartlarının ağır basacağı vurgulanıyor. İçişleri ve Adalet gibi kritik, Ulaştırma ve Enerji gibi icracı bakanlıklarının paylaşımı konusunda ciddi pazarlıklar yaşanabilir.
TEAMÜLLER İŞLETİLECEK
Hangi hükümet senaryosu olursa olsun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın teamülleri işleteceği ve partilere aldıkları oy oranlarına göre sırayla hükümeti kurma görevi vereceği ifade ediliyor. Tüm yollar denendikten sonra hükümet kurulamaz ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurulacak bir seçim hükümetiyle erken seçime gitme kararı verebileceği belirtiliyor.
GÜL’ÜN DÖNÜŞÜ
Seçimden çıkan tablonun ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasete dönüp dönmeyeceği de merak konusu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yakın çevresi, “Kurucusu olduğu AK Parti’nin seçimde birinci parti olmasına karşın ciddi oy kaybı yaşaması ve iktidarı kaybetmesi Sayın Gül’ü çok üzmüştür” değerlendirmesini yapıyor. Bu değerlendirme ışığında, kendisine bir görev düşmesi durumunda, Gül’ün siyasete tekrar dönebileceği konuşuluyor. (Bülent Aydemir/ Habertürk)