2’sinde görülebildiğini söyledi.
Dünyada oldukça sık görülen sedef hastalığı, Türkiye’de de oldukça sık görülüyor. Medicana Samsun Hastanesi Romatoloji Uzmanı Doktor Yeliz Zahiroğlu, sedef hastalığı, sedef romatizması ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Dr. Zahiroğlu, sedef hastalığının toplumda her yüz kişiden bir iki kişide görülebildiğini ifade etti.
Sedef romatizmasının sedef hastalarının 1/3’ünde görülebildiğini belirten Uzman Doktor Yeliz Zahiroğlu, “Sedef hastalığı romatizmadan önce başlar. Daha seyrek olmakla birlikte sedef hastalığı ve romatizma aynı anda ortaya çıkabileceği gibi, sedef hastalığı romatizmadan yıllar sonra da ortaya çıkabilir. Sedef romatizması, yukarıda bahsettiğimiz bulguları olan hastalarda görülebildiği gibi kendisinde sedef hastalığı olmasa da kan bağı bulunan kişilerde sedef hastalığı olması durumunda da görülebilir. 30-50 yaş aralığında daha sık ortaya çıkar ancak çocuklarda ve ileri yaş grubunda da görülmesi muhtemeldir. Sedef hastalığının belirtileri ve bulguları çok çeşitlidir. El parmaklarındaki eklemlerde şişlik yapabilir, her iki elin eklemlerinde aynı anda şişlik yapabilir, dizde, ayak bileklerinde ağrı ve şişlik, topuk ağrıları, parmaklarda sosis gibi şişlikler ile ortaya çıkabilir. Bel ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı olabilir” dedi.
Hastalığın belirtileri hakkında da bilgiler veren Dr. Yeliz Zahiroğlu, “Sedef romatizması sadece kas iskelet sistemi hastalığı ile sınırlı kalmayarak gözlerde üveite yol açar ve görme kaybına kadar varabilen sonuçlar oluşabilir. Hastalığın ishal ve kanama ile seyreden iltihaplı barsak hastalıkları ile birliktelik gösterebilir. Sedef romatizması hastalarında, kalp hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, obezite ve ölüm oranları sedef hastalığı olmayan kişilere göre artış gösterebilir. Bu belirtilerin çeşitli hastalıklarla karıştırılma ihtimali oldukça yüksektir. Benzer bulgulara sahip olan hastaların romatoloji uzmanları tarafından kapsamlı bir muayene ve değerlendirmeden geçmeleri gerekir. Sadece sedef hastalığı olan hastalar lokal tedaviler (krem, merhem, yapma ilaçlar) ile tedavi olabilirlerken, sedef romatizması olan hastalar, sistemik tedavilerden (ağızdan alınan ilaçlar, iğneler, damar yolu ile alınan ilaçlar) fayda görebilmektedirler. Bazen de eklem içine ve tendon çevresine enjeksiyonlar yapmak gerekebilir” diye konuştu.
“Tedavi, kişiye özel planlanır”
Hastalığın tedavi yöntemine de değinen Zahiroğlu, şunları söyledi:
“Sedef romatizması için verilen sistemik tedavilerin aynı zamanda ciltteki lezyonları da iyileştirebildiğini söyleyebiliriz. Sedef romatizması tedavisi, hastada etkilenen eklem bölgelerine, hastalığın şiddetine, eşlik eden hastalıklara göre değişkenlik gösterebilir. Tedavi hastaya göre belirlenmelidir. Sedef romatizması olan hastalarda yaşam kalitesinde azalma ve depresyon belirtileri daha fazla bulunmuştur. Burada hastada dışarıdan gözlenebilen eklem deformiteleri ve cilt lezyonlarının katkısı büyüktür. Hastalar tedavi olmamışlar ise kendilerini sosyal yaşamdan geri çekebilmektedirler. Erken tanı ve tedavi ile hastalarda oluşabilecek eklem deformitelerinin ve cilt lezyonlarının önüne geçilebilir ve hastalık durdurulabilir.”
Dünyada oldukça sık görülen sedef hastalığı, Türkiye’de de oldukça sık görülüyor. Medicana Samsun Hastanesi Romatoloji Uzmanı Doktor Yeliz Zahiroğlu, sedef hastalığı, sedef romatizması ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Dr. Zahiroğlu, sedef hastalığının toplumda her yüz kişiden bir iki kişide görülebildiğini ifade etti.
Sedef romatizmasının sedef hastalarının 1/3’ünde görülebildiğini belirten Uzman Doktor Yeliz Zahiroğlu, “Sedef hastalığı romatizmadan önce başlar. Daha seyrek olmakla birlikte sedef hastalığı ve romatizma aynı anda ortaya çıkabileceği gibi, sedef hastalığı romatizmadan yıllar sonra da ortaya çıkabilir. Sedef romatizması, yukarıda bahsettiğimiz bulguları olan hastalarda görülebildiği gibi kendisinde sedef hastalığı olmasa da kan bağı bulunan kişilerde sedef hastalığı olması durumunda da görülebilir. 30-50 yaş aralığında daha sık ortaya çıkar ancak çocuklarda ve ileri yaş grubunda da görülmesi muhtemeldir. Sedef hastalığının belirtileri ve bulguları çok çeşitlidir. El parmaklarındaki eklemlerde şişlik yapabilir, her iki elin eklemlerinde aynı anda şişlik yapabilir, dizde, ayak bileklerinde ağrı ve şişlik, topuk ağrıları, parmaklarda sosis gibi şişlikler ile ortaya çıkabilir. Bel ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı olabilir” dedi.
Hastalığın belirtileri hakkında da bilgiler veren Dr. Yeliz Zahiroğlu, “Sedef romatizması sadece kas iskelet sistemi hastalığı ile sınırlı kalmayarak gözlerde üveite yol açar ve görme kaybına kadar varabilen sonuçlar oluşabilir. Hastalığın ishal ve kanama ile seyreden iltihaplı barsak hastalıkları ile birliktelik gösterebilir. Sedef romatizması hastalarında, kalp hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, obezite ve ölüm oranları sedef hastalığı olmayan kişilere göre artış gösterebilir. Bu belirtilerin çeşitli hastalıklarla karıştırılma ihtimali oldukça yüksektir. Benzer bulgulara sahip olan hastaların romatoloji uzmanları tarafından kapsamlı bir muayene ve değerlendirmeden geçmeleri gerekir. Sadece sedef hastalığı olan hastalar lokal tedaviler (krem, merhem, yapma ilaçlar) ile tedavi olabilirlerken, sedef romatizması olan hastalar, sistemik tedavilerden (ağızdan alınan ilaçlar, iğneler, damar yolu ile alınan ilaçlar) fayda görebilmektedirler. Bazen de eklem içine ve tendon çevresine enjeksiyonlar yapmak gerekebilir” diye konuştu.
“Tedavi, kişiye özel planlanır”
Hastalığın tedavi yöntemine de değinen Zahiroğlu, şunları söyledi:
“Sedef romatizması için verilen sistemik tedavilerin aynı zamanda ciltteki lezyonları da iyileştirebildiğini söyleyebiliriz. Sedef romatizması tedavisi, hastada etkilenen eklem bölgelerine, hastalığın şiddetine, eşlik eden hastalıklara göre değişkenlik gösterebilir. Tedavi hastaya göre belirlenmelidir. Sedef romatizması olan hastalarda yaşam kalitesinde azalma ve depresyon belirtileri daha fazla bulunmuştur. Burada hastada dışarıdan gözlenebilen eklem deformiteleri ve cilt lezyonlarının katkısı büyüktür. Hastalar tedavi olmamışlar ise kendilerini sosyal yaşamdan geri çekebilmektedirler. Erken tanı ve tedavi ile hastalarda oluşabilecek eklem deformitelerinin ve cilt lezyonlarının önüne geçilebilir ve hastalık durdurulabilir.”