Fisun Ertuğ, 20 yıldır Türkiye’nin çeşitli illerinden topladığı 170’e yakın sepeti müzesinde sergiliyor. Uzun yıllar Anadolu'nun çeşitli yerlerinde arkeolog olarak görev yapan Füsun Ertuğ, İznik'te hayata geçirdiği sepet koleksiyonu ile sepetçiliğin tarihine ışık tutmayı hedefliyor.
Tarih öncesi uzmanı olan Fisun Ertuğ, yıllardır kazılarda bulduğu sepet izlerinden yola çıkarak bugünkü sepet koleksiyonunu oluşturdu. Neolotik döneme ait yaklaşık 10 bin yıllık sepet izleri mevcut olduğunu anlatan Ertuğ, "Günümüzde sepetlerin yapım tekniği ve hangi malzemelerin kullanıldığı ile ilgili herhangi bir çalışma mevcut değil. Neden yok? çünkü bu sepetler günümüzde dahi gündelik malzemeler olduğu için dikkat çekmiyor. Bugüne kadar önemsenmemiş. Anadolu'da kaç teknik var diye sorduğumuzda cevap bulamıyoruz.
Her bir usta sadece kendi bildiği tekniği kullanıp farklı bir malzemeden sepet yapıyor" dedi.
Fisun Ertuğ, "Yaklaşık 20 yıldır insanların kullandığı bitkileri araştırarak bu işe başladım. Kazılarda bulduğumuz bu sepetlerin hangi teknikler ve hangi malzemeyle yapıldığını anlamak için yavaş yavaş sepetleri toplamaya başladım. İznik'e taşınalı 8 yıl oldu. Buraya gelip görenler ve öğrenciler ile kurslar yapıyoruz. Arkeoloji öğrencilerine sepetleri anlatıyorum. Buraya her gelen bizlere Türkiye'nin farklı köşelerinden yeni sepet örnekleri getiriyor. 5 farklı teknikte örülen simit sarma tekniği, bükme tekniği, saç örgü tekniği, dikmeli ve atmalı tekniği, karma tekniği sepetlerin yanında bir de fındık, kestane, komar, söğüt gibi karma dediğimiz 70-80 farklı malzemeden de sepet yapılabiliyor" diye bilgi verdi.
Yurdun farklı noktalarında üç sepet ustasına koleksiyonunda köşe açarak teşhir yeri tahsis eden Fisun Ertuğ, "Bunu öğrencilerimize öğretmek istiyoruz. Öğrenciler ile birlikte sepeti kendimiz yaparsak, bu sanat yürüyecek. Ustalar bu işten para kazanmadığı için gençlerimiz bu işe merak salmıyor. Bizler bu mesleği yaşatmak için mücadele ediyoruz" dedi.
(İHA)