Kocaeli
Özel okulda öğretmenlik yaparken çocuk sahibi olması ve salgın sürecinin etkisiyle mesleğine ara veren 33 yaşındaki Oral, bu süreçte el yapımı ürünlere olan merakıyla seramikle tanışma fırsatı buldu.
Bir arkadaşı için hediye ararken gördüğü seramik kupadan etkilenerek kendini bu sanatın içinde bulan Oral, Tokat'ta Halk Eğitim Merkezinde seramik kursuna katıldı.
Oral, profesyonel anlamda geleneksel çömlekçi tornası eğitimi alabileceği kurs merkezi arayışına girdi.
Sosyal medya aracılığıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı çömlek sanatçısı Çiğdem Eroğlu ile iletişime geçen Oral, eğitim almak üzere Kocaeli'ye gelmeye karar verdi.
Belirli zamanlarda Kocaeli'ye gelen Oral, geleneksel çömlekçi çarkı eğitimi alarak kendi atölyesini açmak istiyor.
"Seramik bana göre akıl ve kalbin yolculuğudur"
Aslı Südütemiz Oral, AA muhabirine, tutkusunun rüyalarına girmeye başlamasıyla artık harekete geçmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.
Eğitim alabileceği kurs merkezi arayışına girdiğini aktaran Oral, "Artık yapmak, çamura dokunmak istiyordum. Hocamın Kocaeli'de olduğunu öğrendim. Çocuğum 3 yaşındaydı, eğitime gidersem çocuğumu bırakabileceğim bir yer olması gerekiyordu. En yakın arkadaşımın Kocaeli'de olması benim için büyük bir şanstı. Çiğdem hocamla iletişime geçtim ve eğitime geldim, sonrası zaten mükemmeldi." diye konuştu.
Oral, belirli dönemlerde aldığı eğitimlerle kendisini geliştirdiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Hocamın aşamasına gelebilir miyim bilmiyorum ama istediğim bu. Seramik atölyesi açmak istiyorum ama bunun için hızlı hareket etmek istemiyorum çünkü kafamda tasarladığım bir yol var. Alelade bir ürün çıkarmak istemiyorum. Kendi tasarımlarımı yapmak istiyorum. Seramik bana göre akıl ve kalbin yolculuğudur. Hocamın deyimiyle çocuklar için çömlekçi çarkı eğitimi verebilecek düzeye geldim. Yetişkinler için de el şekillendirmesi eğitimi verebilecek düzeydeyim. Kendi ürünümü, tasarımımı çıkarabildiğim düzeye geldiğimde atölye açmak istiyorum. Hocam, yetişkinler için çömlekçi çarkı eğitimi verebilmem için bir eğitimim daha olduğunu söylüyor."
Bu alanda yetkin bir kişiden iyi bir eğitim almak için otomobiliyle yaklaşık 8 saat yolculuk yaptığını, buna değdiğini dile getiren Oral, "Bir işi profesyonel anlamda yapmak istiyorsanız mesafenin bir önemi kalmıyor. Bir şekilde ulaşıyorsunuz ve bir şeyi yapmak istiyorsanız buna değiyor." dedi.
"Hobi amaçlı gelen kursiyerler meslek edinerek ayrılıyor"
Usta öğretici Çiğdem Eroğlu, atölyesinde Türkiye'nin her yerinden ve yurt dışından her yaş ve meslek grubuna yönelik eğitimler verdiğini söyledi.
Çoğu hobi amaçlı gelen kursiyerlerinin meslek edinerek atölyeden ayrıldığını belirten Eroğlu, "Her ne kadar hobi amaçlı desek de öyle dolu dolu bir eğitim alıyorlar ki gittikleri zaman bu meslek dalını seçmek istiyorlar hatta kurslarımı tamamlayanların çoğu bunu meslek haline dönüştürdü. Atölyelerini kuruyor ya da evlerinde devam ediyorlar. Evlerinde kendilerine bir alan açarak üretimde bulunup satış yapıyorlar." ifadelerini kullandı.
Eroğlu, yoğun bir eğitim programı uygulandığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geleneksel yöntemle eğitim verdiğimizde, Ahilik kültürüyle yetiştirdiğimizde 4 ya da 5 yılda bir usta yetiştirebiliyoruz. Günümüzde öğrenciler meslek sahibi olup bize ulaştığı için belirli tekniklerle hızlandırılmış yoğun eğitimle bu süreci 20-25 güne indirebildik. Bu eğitimi de bir anda vermiyoruz. Çömlekçilik zaman isteyen bir meslek. Belirli periyotlara böldük. Kursiyer 3-4 ders alıyor, gidiyor, onu pekiştiriyor. Öğrendiklerinin üzerinden geçerek, sürekli çalışarak sonraki aşamaya hazırlanıyor. Sorasında 3-4 ders daha alıyor. Bu şekilde toplam 20-25 derste yetişmiş oluyor. Aradaki çalışma sürecini de sayarsak yaklaşık 6 ay gibi bir sürede bu işi öğrenmiş oluyor. Aradaki dönemler için onlara çalışma programı veriyorum. Fotoğraflar, videolarla dönüş yapıyor, soruyorlar. Görseller üzerinden uzaktan yönlendiriyorum."
İnsanın bir mesleği seçerken onu sevip sevemeyeceğimizi bilemediğine işaret eden Eroğlu, "Belli bir süreden sonra insanlar meslek değiştirmek istiyor. Bu noktada biz devreye giriyoruz sanatın içinde olduğumuz için. 'Acaba bu mesleği yapabilir miyim, bu meslekte mutlu olabilir miyim, hayatımı bu meslekle bitirebilir miyim?' diye geldiklerinde de çok güzel sonuçlar alan, meslek değiştiren öğrencilerim oldu." değerlendirmesinde bulundu.