61 gerçek hikayenin anlatıldığı kitapta özellikle ülkemiz geneli ve yerel bazda arka planda kalmış ama aslında hayatın bir nevi ön planını oluşturan öykülere yer verildi. Yaşamlara deklanşörü ile dokunarak anlam kazandıran Sertkalaycı, ayrıca "fotoğrafın bakmakla görmek arasındaki fark olduğunu" da kitabında okurlarıyla paylaşıyor.
Çok küçük yaşlardan beri sanata ve estetiğe olan merakı aile ve yakın çevresi tarafından ilgiyle izlenen A. Niyazi Sertkalaycı özellikle insan figürleri, hayattan kareler, yaşanmışlıklar, renklerin harmonisi, görsellerdeki kompozisyon ve doğadaki düzenin yansımaları konusundaki yeteneği ile hem kendi iç dünyasının hem de çevresinin dikkatini çekti.
Fotoğraf sanatına olan yatkınlığını ve fotoğrafçılığın insan yaşamı için nasıl vazgeçilmez bir unsur olduğunu fark eden Sertkalaycı, bu yolda yürümeye karar verip birçok öyküyü fotoğraflayarak kaleme aldı.