USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Röportajlar

Sigara da madde bağımlılığıdır

Madde bağımlıları yalnızca kendilerine zarar vermiyor. Bağımlılık hem madde kullanana, hem bağımlının ailesi ve çevresine, hem de toplumun geneline zarar veriyor. Öte yandan gerek emniyet güçleri, gerekse farklı kurum ve kuruluşların bağımlılık ile mücadelesi dört koldan devam ediyor.

Sigara da madde bağımlılığıdır
24-06-2017 16:13
Google News

Mustafa Emre ÖZGEN - bursa.com

26 Haziran günü, Madde Bağımlılığı ve Madde Kaçakçılığı ile mücadele günü olarak bir dizi etkinlikle kutlanacak. Peki bağımlılık sadece çeşitli maddelerden mi ibaret? İnsanlar neden bağımlı olur? Peki bu problemden kurtulmak mümkün mü? Merak edilenleri Doç. Dr. Ömer Şenormancı ve Uzm. Dr. Çetin Turan'a sorduk.

Kumar, madde ya da farklı bağımlılık türlerini aynı başlıkta incelediklerini söyleyen Doç. Dr. Ömer Şenormancı, farklı bağımlılık türlerinin benzer haz sağladığını belirtiyor. Öte yandan madde kullanılmadığında ortaya çıkan yoksunluk belirtilerini çeşitli ilaçlarla önleyebildiklerini dile getiren Uzm. Dr. Çetin Turan ise hastaları maddeden ne kadar uzun süre uzak tutabilirlerse o kadar başarılı olduklarını dile getiriyor.

FARKLI BAĞIMLILIK TÜRLERİ BENZER ÖZELLİKLER GÖSTERİR

Bağımlılık nedir? Sağlıklı insan neden bağımlı olur? Ne tür bağımlılıklar vardır?

Ömer ŞENORMANCI: Bağımlılık, bir nesne, madde ya da davranışa duyulan önlenemez istek, kişinin dürtülerini kontrol edememe durumudur. Bu bağımlılık davranışsal ya da kimyasal madde alımı sonucu olabilir. Genelde akıllara gelen kimyasal madde alımı sonucu olanlardır. Piyasada bulunan sentetik maddeler buna örnektir. Davranışsal bağımlılık ise internet bağımlılığı, kumar gibi alışkanlıklardır. Beyinde etki ettikleri bölgeler aynıdır. Kumar bağımlısı ile madde bağımlısını ayrı değerlendirmiyoruz. Aynı rahatsızlığın farklı görünümleridir. Benzer fizyolojik tepkiler yaşanır. Yaşanan titreme, terleme, uykusuzluk gibi durumlar. Bunlar görülüyorsa bağımlılık başlamış diyoruz. Önce zevk alarak başlanan davranış, istenmeyen etkileri engellemek için gerçekleşmeye.

Sağlıklı insanlar neden bağımlı olur?

ÖŞ: Pek çok farklı nedeni var. Her madde kullanan bağımlı olmuyor. Bağımlılık gelişmesi için kullanılan maddenin cinsi, kullanan kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı, genetik yapısı önem gösteriyor. Bu özellikler kişiden kişiye değişir. Kimisinde aile içinde faktörler, sorun çözme becerisindeki eksiklik, genç gruplarda arkadaş baskısı, hayır diyememe, merak gibi nedenlerle karşılaşabiliyoruz.

Bağımlılığın sosyal ve toplumsal etkileri nelerdir?

ÖŞ: Genetik faktörlerin yanı sıra genç yaş grubu için çevre baskısı önemlidir. Alkol bir çevrede kabul edilebilir görülüyorsa bağımlılığı arttırabilir. Bir gruba ait olma isteği etkilidir. Eğlenme, beğeni toplama, farklı görünme gibi amaçlar, sorunlardan kaçma isteği bağımlılığa yatkın hale getiriyor. Tüm bunlar bir yap bozun parçaları gibi. Psikiyatrik hastalıklarda kalıtsal özelliklerin de önem taşıdığını görüyoruz.

SİGARA MADDE BAĞIMLILIĞIDIR

Sigara bağımlılık mıdır?

ÖŞ: Evet. Nikotin en güçlü bağımlılık yapıcı maddelerden biridir. Tek kullanımda yaklaşık %30 bağımlılık riski oluşturur. Herkes fiziksel zararlarını bilir, etkilerini bilir. Hastalıklara rağmen bırakamama bağımlılık göstergeleridir.

Bağımlılık yapan maddelerin vücutta gösterdiği etkiler nelerdir?

ÖŞ: Maddelerin hepsinin başlangıcı keyif alma amaçlıdır. Depresif, morali bozuk kişiler uyarıcı bir madde kullanır. Bu davranış devam ettikçe her sıkıntı duyduğu anda buna döner. Belirli bir süre sonra haz almak için değil, davranışın tekrarlanmadığı zaman ortaya çıkan yoksunluk belirtilerini engellemek için kullanmaya başlanır.

Alkolde, düşük kullanımların bile hastalıklara neden olduğu, kimi bağımlılık yapıcı maddelerin farklı hastalıkları meydana getirdiğini görüyoruz. Yasadışı maddeler psikoz gibi, şizofreni gibi hastalıklara neden oluyor. Kalıtımsal psikolojik rahatsızlıklar, kullanılan maddeler ile ortaya çıkabiliyor.

MADDELERİN ETKİLERİ KİŞİLERDE FARKLILIK GÖSTERİR

Kullanılan maddelerin etkileri kişiden kişiye değişir mi?

ÖŞ: Etkiler herkeste aynı değildir. Örneğin alkolü vücutta işleyen enzimlerin etkisi de kişiden kişiye değişir. Kimisi çok hızlı metabolize ederken kimisi daha yavaş metabolize eder. Alkolden etkilenmediğini söyleyenler bağımlılığa daha yatkındır. Çabuk etkilenenlerin kullandığı alkol miktarı diğerlerine göre daha azdır. Biri yoğun miktarda kullanıyor, kimisi daha az. Alkol ya da maddeyi az kullanarak zararsız olduğunu düşünen hastalar var. Az kullanıyorum az kullanıyorum zararı yok diyor ama bu maddeler başka rahatsızlıkları tetikliyor. Bizim gördüğümüz hastalarımızın bazıları maddelerin tetiklediği hastalıklardan dolayı önümüze geliyor.

BAĞIMLILIK ÖMÜR BOYU SÜREBİLİR

Bağımlı bireylere yaklaşım nasıl olmalı?

ÖŞ: Bağımlılık bir yer yaşam tarzıdır. Bu durumu kabullenmek gerekir. Kabullenmek onaylamak değildir. Bu durumu anlamaya çalışmak gerekir. Hedefimiz olduğu gibi kabul etmek ve değişime inanmasını sağlamaktır. Bu kişileri yargılamak, yaftalamak, ders vermek, tehdit etmek gibi davranışların tedaviye katkıları kısıtlı ve hastalarla çatışma oluşturabiliyor. Önerdiğimiz yaklaşım suçlayıcı bir dil kullanmadan, bağımlının yakınının kendi endişelerini öne sürerek tedaviye davet etmesi. Hastalara ben dili kullanarak ısrarlı olmalı, sıkmadan yaklaşmak gerekir.

Çetin TURAN: Görüşmede Hasta ile empati yapılmalı. Göz teması kurulmalı. Hastaların yaşadıkları, kullandıkları maddeyi bırakmakla bırakmamak arasındaki gidip gelmeleri (Ambivalans) çözülmelidir. Bu çözüldüğünde tedavide başarı şansı artıyor. Hastaya öğüt verir veya tavsiye verir gibi bir üslupla  yaklaşmamalı. Hastanın istediği kadar bilgiyi ailesi ile paylaşmalı. Hastayla karşılıklı güvene dayalı ilişki kurmak gerekir. Görüşmelerde bunları önemsiyoruz. Bağımlılık ömür boyu süren tekrarlayıcı bir hastalıktır. Bu hastalık ömür boyu sürüyorsa bizim de hasta da başlayan bu değişim ve belli bir disiplinde yaşamasını teşvik etmek tedavinin başarısını belirleyen en önemli faktördür. Disiplinden kopan hastaların daha kolay maddeye kayabildiklerini gözlemliyoruz. Zarar azaltmada tedavide sekonder bir amacımız olabiliyor. Hasta bir yıl madde kullanmamışsa her şey çözülmüş değildir.  Madde kullanımı ve hazla  ilgili anıların beyinde kaydedildiği bölgeler var. O bölgeler madde alma isteğini kırbaçlıyor. Madde kullanımına başlama riski ömür boyu azalarak da olsa devam ediyor. Bu risk tamamen ortadan kalkmıyor. Hastanın değişimi gerçekleştirip belli bir disiplinde hayatını yeniden yapılandırması bu açıdan çok önemlidir.

MADDE BAĞIMLILIĞI RUH HASTALIKLARINA KAPI ARALIYOR

Tedavi sürecinde yaşanan zorluklar neler?

ÇT: Tedaviye başladığımız her hasta için motivasyonel görüşme yapıyoruz. Hastanın ambivalansını, çarpık düşüncelerini anlayıp bu düşünceleri değiştirmek, hastaya farkındalık kazandırmak çok önemlidir. Hastanın tedavi ekibi ile terapatik bir ilişki içine girmesi, motivasyonunu artırmak için sık poliklinik kontrolü gereklidir.. Hasta ilk görüşmede motive olamayabiliyor, yada bize henüz bırakma kararı almadan başvurmuş olabilir.Hastanın fiziksel yoksunluk bulgularını, madde aşermesini ya da eşlik eden psikiyatrik bozukluklarını tedavisi için ilaç tedavisi başlayabiliyoruz. Her hasta ikna olamadığı gibi ikna olup da bırakamayan hastalar da var. Bunlar ne hastayı ne tedavi ekibini yıldırmamalı. Hasta yakınlarınıda bağımlılık konusunda bilgilendiriyoruz. Biz nasıl davranmalıyız ? Sorusu her aileden bize yöneltiliyor.Hastayı yargılama, kavga etmekten ziyade işbirliği yapılmasını öneriyoruz.'Bu maddeyi bırakamaz' demekte Yanlış bir düşünce!  Hasta eğer maddeyi bırakamıyor fakat bir yılın iki yüz günü madde kullanmamış ise  bu durumda bizim için anlamlıdır.  Maddeyi kullanmadığı dönemde zararlı etkilerinden hasta ve ailesini uzak tutuyoruz. Madde kullanmadığı dönemler takdir edilmeli ve hasta tekrar maddeyi bırakması için cesaretlendirilmelidir.

Özet olarak; tedavide olmazsa olmazımız değişim. Çalıştığı yerde iş arkadaşları madde kullanıyorsa ‘işini değiştirmesini, mahallesinde çok yoğun kullanım  varsa ve şartları uygunsa mahallesini değiştirmesini tavsiye ediyoruz. Düzenli bir iş hayatı değişimin önemli bir evresidir. Evde oturan, çalışmayan bir insanın zihinsel meşguliyeti madde almak üzerine oluyor. Riskli ortamlara girmemesini, kendini 'zorlanırmıyım' diye denememesi konusunda uyarıyoruz.

Daha sonraki dönemde hastayı sık sık görüp motive edici görüşme tekniklerini kullanarak kısa süre için hastaneye yatırıyoruz. Altı ay, bir yılda madde aşermesini engelleyici ilaçları kesip hastayı ilaçlı ya da ilaçsız takip ediyoruz. Ama on yıl sonra tekrar maddeye başlayabilir. Bu hastalığın tedavisi tıpkı diğer kronik hastalıkların tedavideki yaklaşımına benziyor. İyileşme mümkün, ancak nüx edebiliyor. Belirleyici olan hastanın ne kadar motive geldiğidir.

27 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Bursa'da madde bağımlılığına ilişkin genel durum nasıl?

ÇT: Bursa ilinde Yılda yaklaşık iki bin üzerinde kişi bağımlılık yapıcı madde kullandığı tesbit edilip denetimli serbestlik büroları tarafından takip ve tedavi için denetimli serbestlik kapsamında hastanelere başvuruyor. 2015 yılında madde bağımlılığı nedeniyle bursada hayatını kaybeden kişi sayısı 13'tü. 2016 yılında ise bu sayı 27 kişiye yükseldi.

Önleyici çalışmalar yapılıyor mu?

ÖŞ: Biz daha çok tedavi amacıyla bakıyoruz. Denetimli Serbestlik yasasıyla başlangıç aşamasındaki gençler gelerek tedavinin faydalarını görebiliyor. Onun dışında bilgilendirici toplantılara katılıyoruz. Önleyici çalışmalar için birçok kurum faaliyet gösteriyor.

ÇT: Yeşilay zaten bilgilendirme yapıyor. Bilgilendirme yaparken özendirici olmamaya özen gösterilmeli.

Bağımlılıkla Mücadelede Neler Yapılabilir?

Ç.T: Mücadelede toplum temelli bir model benimsenmeli, tüm kamu kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin işbirliği içinde çalışması gereklidir. Toplumun her bireyi bağımlılk konusunda eğitilmelidir. Toplum; madde  kullanımına karşı mücadelede aktif rol oynamalıdır. Bağımlılıkla mücadele eden merkezlerin sayısı artırılmalıdır. Psikiyatri polikliniklerinde bağımlı hasta değerlendirilmeli ve takip edilmelidir. AMATEM bu mücadelede tek başına çok cılız kalacağı ortada! Acil servisler bu hasta grubunun giriş kapısıdır. Acil servislerde çalışan sağlık personeli bağımlılık konusunda eğitilmelidir.

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ