Hürriyet’te, okur mektuplarını köşesine taşıyan ve onlara tavsiyelerde bulunan Güzin Abla, bugünkü yazısında okurundan gelen bir mektubu aktardı.
Babası cezaevinde olduğunu söyleyen 19 yaşındaki bir genç kadının mektubunun aktarıldığı yazıda "Herkes annemi sığınmaevinde biliyor ama o sevgilisiyle beraber bir rezidansta yaşıyor. Bense kardeşlerime ve babama bakıyorum. Evin tüm işi üzerimde. Artık çok yoruldum..." ifadeleri kullanıldı.
Güzin Abla ise bu mektuba verdiği yanıtta şunları yazdı:
Evet kızım, bu içinde bulunduğun durumun zorluğunun farkındayım. Ancak bu gencecik yaşında omuzlarına kaldıramayacağın kadar büyük bir yük yüklenmişsin. Bunu yapmak zorunda değilsin.
Annen, “sizin geleceğiniz için” dediği ilişkisine şu anda devam ediyor ve farkındaysan sadece kendini düşünüyor. Seni de kardeşlerini de düşündüğü bile yok.
Sen onlarla ilgilenmek için çırpınıp duruyorsun.
Bir de üstelik babana karşı manen kendini suçlu hissediyorsun. Bu böyle devam edemez elbette.
Sen hayatını babana ve kardeşlerine adayıp sönüp gitmemelisin. Senin kendi hayatın olmalı. Senin kendi mutluluğun olmalı.
Bu yüzden kızım, okuyor musun, çalışmak mı istiyorsun, evlenmek mi istiyorsun... Kendin için ne yapmak istiyorsun?
Onu gerçekleştirmelisin. “Babandan ve kardeşlerinden hatta annenden kop, uzaklaş onları terk et” demiyorum ama kendini onlara adayıp, feda edemezsin.
Hayatın için bir karar almalısın ve bunu onlara söylemelisin. Senin için doğru olan neyse onu yapmalısın.
Bunu yaparken de asla vicdan azabı çekmemeli, ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmelisin.